Arşiv

Archive for 12/10/2008

NE OLACAK BU KAPİTALİZMİN HALİ?…

Bizim coşkun liberal çocukların yazdıklarını okuyarak, anlattıklarını dinleyerek bir kesim sıkı solcular bile kapitalizmin dayanıklılığı masallarına inanır gibi olmuşlardı son zamanlarda. Serbest pazar ekonomisi öyle bir düzendi ki karşısına çıkan tehlike ne olursa olsun, dinamiklerini harekete geçirip panzehirini üretip tehlikeyi alt ederdi. New York borsası çöktüğünde finans kapitalcilerin Manhattan gökdelenlerinden pike yapıp caddelere yapıştıkları 1929 Buhranından dersler çıkarmışlar, tarihin tekerrür etmemesi için sözü edilen o dinamikleri üretecek kapitalizm-içi koşulları yaratmışlardı. Böyle yazıyor, böyle anlatıyorlardı serbest pazarcılar. Ne var ki hayat onları doğrulamıyor, üç beş yılda bir ortaya çıkan konjonktürel dalgalanmalarda bile çuvallamaya başlıyorlardı.
Fakat yine de yazdıklarında, anlattıklarında direniyorlar, beyaz kâğıtlara yansıttıklarına, ağızlarından dökülenlere inanmak istiyorlardı. İnandırıcı olmak için önce kendilerinin inanması gerekiyordu çünkü. Yoksa patron yazarlığı, holding akademisyenliği nasıl yapılabilirdi ki?
Amerikan yatırım bankalarının en irilerinin birbiri ardınca çöküşü ve bu çöküşlerin yol açtığı felaketler karşısında dilleri tutuldu. Bugünlere kadar serbest pazar ekonomisine devlet müdahalesine tiksintiyle bakan gözleri birden faltaşı gibi açılıverdi, ABD Merkez Bankasının başka bankalar da batmasın diye bankacılık sistemine 700 milyar dolar pompalamasını büyük umutlarla karşıladılar.
Ardından Avrupa finans kapitali alarm sinyalleri verdi; borsalar düşüşe geçmiş, dolar yükselmeye, altın tavan yapmaya başlamıştı. Yalnız ABDde, Avrupada değil küresel kapitalizmin tuzağına düşmüş tüm ülkelerde panik baş göstermişti. Serbest pazar şampiyonları kuyrukları bacaklarının arasına sıkışmış, dilleri dışarıda belediye itlaf ekibi görmüş sokak köpekleri gibi devlete koşuyorlar, salya sümük Kurtar bizi baba!diye ağlaşıyorlardı.
Sarsılanlar yalnızca yatırım bankaları değildi, mevduat bankaları da krizden nasiplerini almışlardı. Söz konusu para, mal, mülk olunca mevduat sahiplerinin en aptallarının bile gözleri açılmış, paralarını o çok reklamları yapılan süslü bankalardan daha güvenli gördüklerine transfer etmeye başlamışlardı. Aynı durum Avrupa ölçeğinde de geçerliydi, paralar devlet güvencesi 20 bin Avroluk yasal limitte olan ülkelerden bankalarının güvence limiti daha yüksek olan ülkelere kayıyordu.
***
Kısacası küresel kapitalizm yaşanan krizle birlikte delik deşik olmuştu, güvenilirliğini hızla yitiriyordu.
Karl Marxın, kapitalizmin eşitsiz/dengesiz gelişmesinin yıkımını da beraberinde getireceğine ilişkin kuramının haklılığı bir kez daha kanıtlanmıştı.
Krizin başlıca nedenlerinden birinin küresel likidite darlığı olduğu biliniyordu. İstanbul Menkul Kıymetler Borsasında işlem gören kâğıtların yüzde 72si, bankalarımızın da yüzde 50si yabancılarda olunca ekonomimizin küresel krizin dışında kalması mümkün değildi.
Önümüzdeki haftalardan itibaren reel sektörün dış kredi bulmada zorlanacağına, toplam hacmi 172 milyar doları aşan ve önemli bir bölümü kısa vadeli olan dış borçlarını ödemekte/döndürmekte büyük güçlüklerle karşılaşacağına tanık olacağız.
Bu güçlükler çeşitli sanayi kollarında üretime ara verme, toplu işçi çıkartma, ücret ve maaşlarda indirime gitme gibi önlemleri beraberinde getirecektir. İşsizliğin yaygınlaşacağı, hayat pahalılığı artarken ücret ve maaşların yerinde sayacağı bir ortamda küçük ve orta ölçekli işletmeler krizin etkilerini bire bir hissedecekler, tüketim hacmindeki daralma binlerce işyerinin kapanmasına yol açacaktır.
Milyonlarca insanın boyunu aşan kredi kartı borçlarını nasıl kapatacağı da büyük bir sorun olarak karşımıza çıkacaktır.
Bu öngörüler birçok aklı başında ekonomist tarafından yazılıp söyleniyor, ne var ki pek okunmuyor, dinlenmiyor. Sözü dinlenenler son dönemde televizyon kanallarında mantar gibi türeyen saçları jöleli, çok bilir gözükenyeniyetme happy yuppie tipler; ama bakıyorum, şu sıralar yüzlerinden düşen bin parça, anlaşılmadık bir şeyler geveliyorlar, bir türlü Güvendiğimiz Amerikan dağlarına kar yağdı, çuvalladık!diyemiyorlar.
O zaman da Ne olacak bu kapitalizmin hali? diye sormak biz, sosyalist dinozorlara kalıyor.
Hay Allah!
_________________________________
Deniz KAVUKÇUOĞLU /Cumhuriyet…

KRİZ… (Makroskop Rapor)… Türkiye’de En Az 150.000 Kişi İşsiz Kalacak…

12/10/2008 2 yorum
Çokuluslu Fortisbank küresel kriz nedeniyle Türkiyede gelecek dönemde daralma (resesyon) olasılığının arttığını belirterek 2009 yılında en aşağı 150 bin kişinin işini kaybedeceği uyarısında bulundu.
Fortisbank tarafından yayımlanan 13-19 Ekim tarihli Makroskop raporunda şu ifadelere yer verildi:
Krizde finansal kurumlar için sonraki aşamanın, oluşacak sermaye ihtiyacının karşılanması olduğunu ve sermaye maliyetinin ve karşı taraf riskinin arttığı, birçok piyasada likiditenin azaldığı bu dönemde bunu gerçekleştirmenin hiç de kolay görünmediğini vurgulamıştık.
Krediler üçte bir azaldı
Bu konuda Türkiyeyi yakından ilgilendiren bir bilgi, IMFnin geçen hafta yayımlanan Dünya Ekonomik Görünümü Raporunda yer almıştır. Rapora göre bankaların küresel çapta şirketlere açmış oldukları toplam 7.5 trilyon dolarlık kredi limitinin 2.5 trilyon dolar (üçte bir) oranında azalacağı tahmin edilmektedir.
Temmuz 2008 itibarı ile reel sektörün yurtdışı borçlanması stok olarak 110 milyar dolar civarındayken, akım olarak ilk 7 ayda 19.2 milyar dolar net borçlanma ile Türkiyenin aynı dönemde sağladığı cari açık finansmanının yarıdan biraz fazlasını oluşturmaktadır.
Büyüme daralmaya yönelecek
Uluslararası Yatırım Pozisyonu verilerine göre de, stok borcun yüzde 84 oranındaki kısmının alacaklısı mali kesimdir. Bu büyüklüğün yaklaşık dörtte birinin alacaklısının yerli bankaların kıyı şubeleri (off-shore) ve diğer şubeleri olduğu da belirtilmektedir.
Bu görünüm altında, Türkiyede halihazırda yüzde 4 civarına gerileyen büyüme eğiliminin, önümüzdeki dönemde durgunluğa, hatta daralmaya (resesyon) doğru yönelmesi ihtimali artmaktadır.
Son gelen öncü gösterge endekslerindeki (Reel Kesim Güven Endeksi, Mark-It PMI) görünüm, Türkiyedeki 2001 krizi kadar kötü olmasa da, o dönemleri aratmayacağı konusunda uyarmaktadır.
Ağustosta sanayi üretimindeki yıllık değişim, beklentilerden çok daha olumsuz bir seviyeye gelerek, yüzde 4 düşüş göstermiştir.
Daha önceden açıklanan beyaz eşya ve otomotiv üretiminin yanında, mevcut ekonomik konjonktür içerisinde olması beklendiği gibi yatırım malı üretiminde de belirgin yavaşlama izlenmektedir.
Büyüme yüzde 2ye düşecek
Bu doğrultuda, 2008 büyüme tahminimizi yüzde 3.7den yüzde 3.5e, 2009 büyüme tahminimizi ise yüzde 3.8den yüzde 2ye aşağı revize ettik.
Bu gelişmenin bu yılı yüzde 9.9 oranında kapamasını beklediğimiz işsizlik oranını 2009 yılında en az 1 puan yükselteceğini ve tarım dışı sektörlerde yaklaşık 150 bin civarı iş kaybına yol açacağını düşünüyoruz.
Adelina Sfishta

Okuyanlar Özgür Olmalı

Evrim Teorisi Online

Evrim hakkında herşey...

Virginia Woolf

Herkes kendi geçmişini, kalbiyle bildiği bir kitabın sayfaları gibi kapalı tutar ve dostları sadece onun başlığını okuyabilir.

ODILA BLOGGER by OAS

Turkish Geeks on Life & Politics...

YAŞAMAK ŞAKAYA GELMEZ

Facebook adreslerimiz: http://www.facebook.com/ata.fecob - http://www.facebook.com/pages/fvco/107464239362228

Komeleya Çand û Integrasyon a Kurd Luzern

Kürdischer Kultur und Integrationsverein Luzern/Mythenstrasse7,6003 Luzern

eren@home ~ $

Açık Kaynak, Linux, Programlama Dilleri, Amatör Telsizcilik gibi konular üzerine düşünceler

Ata FE COB

"En büyük yenilgimiz, bir alternatif fikrini kaybetmiş olmamızdır." ___Michael Lebowitz

WordPress.com

WordPress.com is the best place for your personal blog or business site.

CHP SULTANGAZİ

"Direnme gücü, dünya “evet” sözcüğünü duymak istediğinde 'HAYIR' diyebilme yetisidi" E. Fromm. ________“12 Eylül’de ‘HAYIR’ oyu vererek tokat atın, okyanus ötesinden de duyulsun” KILIÇDAROĞLU