Üniversite ve Öğrenci…


Tanıdığım pek çok üniversite öğrencisi, bir kısmı yurtdışında okuyor olsa da, dersleriyle başı pek hoş değil. Hepimizin iyi bildiği bir durum yani: Derse ilgisi, geçecek not almakla sınırlı. Her şey not için! Şüphesiz not bir ölçü. Ancak öğrencinin derslerine, konularına bu yaklaşımı, asgari veya yeteri kadar öğrenme, asgari bilgi edinme, asgari ilgi gösterme ile sonuçlanıyor. Konuyu “ders notları” ile sınırlı tutması, şüphesiz kendisini, dolayısıyla da notlarını sınırın altına çekiyor sık sık. Fotoğrafın bütününe (konunun geniş hacmi) ulaşmadan, kenarından-köşesinden, ötesinden-berisinden edinilen bilgilerle, gerçekten başarılı olabilmek zor.

Bunun nedeni genellikle ve doğru olarak, üniversite öncesi eğitime bağlanır. Bunu da biliyoruz. İlköğretim ve lise ders öğrenme sistemi ve test çözmeye yönelik öğrenme süreci, öğrencileri bütünden kopartıyor, üniversite sürecinde, öğrenciyi nota odaklıyor.

Üniversite, kendisine henüz hazır olmayan bir öğrenci kitlesi ile karşı karşıya kalıyor. Bir uyumsuzluk söz konusu. Bunlar da az çok bilinen noktalar. Nitekim bazı üniversitelerde öğrencinin düzeyini yükseltmek için çalışmalar da yapılıyor.

Geçen gün bu durumu konuşur ve tartışırken, bu öğrenci-üniversite uyuşmazlığın temelinde ise, aslında, öğrencinin beyinsel-sosyal süreç olarak, üniversite için yeterince olgunlaşamadığı olgusunun yattığının ileri sürülebileceğini düşündük.

Üniversite öncesi eğitim, öğrencileri beyinsel olarak hazırlayamıyor.

Burada “hazırlık”, öğrenciye yeterince “bilgi yükleme” yapılmıyor, anlamına gelmemekte.

Tam tersine, salt “bilgi yükleme” ile yetinilmekte, bilginin hayatla ilişkisi, uygarlıkla ilişkisi, geçmiş ve gelecekle ilişkisi, ekonomi-sosyallikle ilişkisi, yaratıcılıkla ilişkisi, insanın kendini dile getirmesi ve gerçekleştirmesi ile ilişkisi, kendini-toplumu-dünyayı- evreni tanımakla ilişkisi, nihayet insanın kendisi ile kendi yaşamı arasındaki doğrudan ilişkisi bakımından köprülerin-ilgilerin kurulması yetersiz kalmaktadır. Bütün bunları ateşleyecek başka bir güç de, meraktır- merak uyandırmaktır!

Öyle ki, eğitim-öğretimin, öğrenmenin, sistem olarak, temelinde yatanın, veya dikkat alması gereken esas noktanın merak-merak ettirmek olduğu da söylenebilir. Öğrenci, bir üst paragrafta dile getirilen ilişkiler bütünlüğü içinde, derin bir merakla okuldan diplomasını alırsa, eğitim amacına ulaşmış sayılır.

Ancak, eğitim sistemimiz, merakı en çok öldürecek bir yapı (test çözmek) karakterini korumaktadır. Böyle olunca, öğrenci üniversiteye, isterseniz tükenmiş deyin, isterseniz büyük fotoğrafı hiç tanımadan, dolayısıyla beyinsel olarak henüz olgunlaşamadan gelmektedir…

Üniversite, lisans sonrası öğrenimi düşünmeyenler için, diplomanın alındığı ve bilgi ediniminin bittiği- düştüğü yerdir. Geçenlerde yeni ekonomi şirketlerinden birinin sahibi de, konusunda yetenekli olmalarına rağmen, çalışanlarının daha geniş alanlara ilgi duymamasıdan, okumamasından yakınıyordu!

İnsanın okumaması, daha geniş alanlara ve kendi konusunun derinliğine ilgi duymaması nasıl bir duygudur bilemiyorum, ama bunu her yanda görüyoruz!

______ O. Bursalı…

  1. Henüz yorum yapılmamış.
  1. No trackbacks yet.

Yorum bırakın

Adelina Sfishta

Okuyanlar Özgür Olmalı

Evrim Teorisi Online

Evrim hakkında herşey...

Virginia Woolf

Herkes kendi geçmişini, kalbiyle bildiği bir kitabın sayfaları gibi kapalı tutar ve dostları sadece onun başlığını okuyabilir.

ODILA BLOGGER by OAS

Turkish Geeks on Life & Politics...

YAŞAMAK ŞAKAYA GELMEZ

Facebook adreslerimiz: http://www.facebook.com/ata.fecob - http://www.facebook.com/pages/fvco/107464239362228

Komeleya Çand û Integrasyon a Kurd Luzern

Kürdischer Kultur und Integrationsverein Luzern/Mythenstrasse7,6003 Luzern

eren@home ~ $

Açık Kaynak, Linux, Programlama Dilleri, Amatör Telsizcilik gibi konular üzerine düşünceler

Ata FE COB

"En büyük yenilgimiz, bir alternatif fikrini kaybetmiş olmamızdır." ___Michael Lebowitz

WordPress.com

WordPress.com is the best place for your personal blog or business site.

CHP SULTANGAZİ

"Direnme gücü, dünya “evet” sözcüğünü duymak istediğinde 'HAYIR' diyebilme yetisidi" E. Fromm. ________“12 Eylül’de ‘HAYIR’ oyu vererek tokat atın, okyanus ötesinden de duyulsun” KILIÇDAROĞLU