Başlangıç > ucnokta'dan > Dünyanın şu anki halleri…

Dünyanın şu anki halleri…


Slavoj Zizek

Slavoj Zizek

Aljazeera TV de Marksist sosyolog, filozof, kültür eleştirmeni Slavoj Zizek dünyadaki karmaşayı yorumluyor Şeylere “yamuk” bakan bir kültür eleştirmeni; Slavoj Zizek, dünyanın hallerini değerlendiriyor…
Slovakya doğumlu (1949)) ünlü Müslüman, Marksist sosyolog, filozof, kültür eleştirmeni Slavoj Zizek’in Yamuk Bakmak kitabını okuduğum şu günlerde, Zezek’in Aljazeera televizyonunda 29 Ekim 2011 de yaptığı söyleşiye rast geldim. Neyin mesajını alıyorum bilmem ama bu hafta üçüncü defadır bana Zizek önerilince üşenmeyip izledim.
Aljazeera televizyonunda Amerika-Avrupa’daki protesto gösterileri ve Çin’in yükselişi hakkında sorulara yanıt vermiş.
Provoke eden tarzı ile Hitler zorba idi ama Gandi ondan da zorba. Çünkü biri inandığı sistemi kurmak, çalıştırmak; diğeri de durdurmak için toplumları zorladı diyebilecek kadar sivri, sıra dışı. Sahiden şeylere; ”yamuk” bakarak, provokasyon yaratıyor.
Söylediklerinden kısa aktarım ve 1-2 ilave yorumumla özet;
-Dünya yeni bir alternatif arayışında
-İnsanların farkındalığı artıyor. Anglo-Sakson, Neo-Liberalizm ya da Asya değerleri ile Çin-Singapur
-kapitalizmi gibi tek alternatifli bir dünyada yaşamak istemediklerini fark ediyorlar.
-Toplumlar adeta açık bir alanda yeni ideoloji, sistem arayışında.
-Yeni çözümler bulamazsak, yapmazsak, korkarım yavaş yavaş yeni bir tür otoriter   toplumun parçası olacağız
-Bugün Çin´de neler olup bittiğine ve dünyanın tarihsel olarak yaşadıklarına bakın.   Tüm dünya Çin’e kitlenmiş ve “dünyanın yeni toplumsal sistemi için oradan bir model çıkar mı?”    diye umutla inceliyor. Oysa consumerization un kışkırttığı Çin’deki gelişmeleri son 60 yılı ele alarak   değerlendirmemiz pek olası ve doğru değil.
-Çin, 5.000 yıllık bir uygarlık yaşayan, pek çok devrim, sivil savaş yaşamış ve her zaman dönüşerek   ilerleyebilmiş bir ülke. Sadece 220 yıllık geçmişe derinden bakarak, binlerce yıldır hayatta kalabilen   Hindistan ve Çin gibi eski kültürleri değerlendirmek o kadar kolay değil.
-Şu anda işbaşında olan hükümet ve kurallar belirleyici olamaz. Eğer insanlar sonunda sistemi    desteklemezse hükümet yaşayamaz, dünya bugünkünden de ciddi sorunlara ve arayışlara gider.   Şimdiye kadar kapitalizm sırtını “er ya da geç demokrasiye ihtiyaç olacaktır…” argümanına   dayıyordu. 
-Asya değerleri ile bildiğimiz kapitalizmin, tüm olumsuzluklarıyla “çok daha verimli ve dinamik hale    geleceğinden” endişe ediyorum.
-Liberallerin “onlara bir on yıl daha verin, her şey güzel olacak” görüşlerine katılmıyorum.
-Hayır! Bence kapitalizm ve demokrasi evliliği bitti. Bundan sonra olsa olsa yeni bir   Tiananmen Meydanı daha yaşanır.
Konuşmasında Türkiye-Avrupa hakkında da şöyle bir bölüm geçiyor;
Avrupa Türkiye’yi yeteri kadar demokrat, insan haklarına saygılı ve en önemlisi Müslüman olduğu için topluluğuna almadı.
Avrupa’nın değerlerini beğenmediği Türkiye’de 19 Temmuz 2011 de Taksim Meydanı’nda “Eşcinsellerin Gurur Yürüyüşü” gerçekleşti. 10.000 Eşcinsel katıldı, tek bir olay çıkmadı.
Size sorarım; aynı yürüyüş sosyalist rejim kökenli bir Avrupa ülkesinde olsa idi ne olurdu?
Yürüyüşçüleri bir o kadar da polis korur, ancak sıkı çemberle güvence altına alınırlarsa gösteri  yapılabilirdi.
Konfüçyüs’ün dediğini hatırlayalım;
“İnsanlar su, hükümet bir tekne gibidir. Su tekneyi ya yüzdürür ya alabora eder”
Vidoyu izlemek için tıklayın
________________________________ http://www.m-gen.biz/detay.asp?id=1908
  1. 01/11/2011, 10:50

    KAPİTALİZM VE DEMOKRASİ, YAN YANA OLAMAZ

    Ne ilginçtir ki, dünya kamuoyu Türkiye’yi demokrasi ölçütleri açısından üçüncü ülkeler içinde, yani “hibrid ülke” olarak kabul ederken, dünya sermayedarları, içteki avaneleri ile söz birliği etmişcesine, demokrasi yolunda ilerleyen ve ufku aydınlık bir ekonomi olarak kabul ve ilan etmektedir! Bir ülke siyasetinin baskıcı olmasına koşut olarak ekonomisinin ilerleyen kapitalist nitelikte olması işin tabiatına uygundur, çünkü kapitalizm baskı ile gelişir ve büyür. Ne var ki, kapitalizmin baskın ideolojisi bireyleri öylesine şartlandırmış ve baskı altına almıştır ki, kapitalizmin baskıcı işleyişi kamuoyunda yaygın kabul görmemekte ve kapitalizm ya da serbest piyasa(!) işleyişi siyasal açıdan demokrasi ile yan yana anılmaktadır.

    Kapitalizm, özünde demokratik olmamakla beraber, sömürü ile yol almış ileri kapitalist ekonomilerde oluşturulmuş bol kaynakların bireyleri görece rahat bir ortamda tutmasının yanında, yaygın komünizm korkusu ve piyasanın işleyiş psikolojisinin sömürüyü gizlemesiyle oluşmuş üst-yapı görüntüsü sistem ideologları tarafından büyük halk yığınlarına demokrasi olarak yansıtılmıştır. Komünizmin geri plana düştüğü ve kaynakların giderek sıkıştığı günümüz koşullarında ise, kapitalist dünyanın burjuva demokrasisine dahi tahammülü olmadığı ibretle görülmektedir. Kısacası, kapitalizm ile gerçek demokrasi yanyana olamayacağı gibi, özellikle de gelişmekte olan ekonomilerde ekonomik anlamda sosyal demokrasi hiç olamaz Dolayısıyla, kapitalist politikaların geçerli olduğu ortamlarda demokrasi söylemleri ile halkları oyalamanın doğru bir davranış olmadığı ortadadır.

    Kapitalizmde ana ilke sermayenin çıkarıdır; insan ikinci plandadır. Kapitalizmde insan sermaye birikiminin devamlı oluşumu ve genişlemesi için her geçen gün bir öncesinden daha güç ve enerji ile çalışmak, eskisinden daha aza kanaat etmek durumundadır. Sosyal demokrasi politikası görüntüsü ile bizzat sermayenin çıkarı doğrultusunda uygulamaya koyulmuş olan eğitim ve sağlık hizmetlerinin, günümüz koşullarıda, bu kez yine demokrasi ve özgürlük adına özelleştirilme rampasına alınmaları, bu hizmetlerin sistem mantığı içinde gerçekten birer “insan hakkı” olarak algılanmadığını açıkça göstermektedir. Ekonomide üretim ilişkileri tarafından oluşturulan alt-yapı sermayenin devinim kurallarına bağlı olarak anında değiştiği halde, sosyolojik nitelikli üst-yapının değişimi zaman aldığından, zamanımızda çözülen burjuva demokrasisinin bir tür aldatmaca olduğunu algılamakta güçlük çekmekteyiz.

    Türkiye hibrid ülke kategorisinde tasnif edilirken, dünya sermayesinin ülkemize hücum etmesini basiretli bir hükümetin sermaye yanlı yönetiminin verimli sonucu olarak görmek gerekir. Her türlü muhalefetin susturulduğu, medyanın yandaşlara devşirildiği, üniversitelerin sesinin kesildiği, en ufak bir muhalefette dahi talebelerin olağanüstü şiddete maruz bırakıldığı, henüz burjuva demokrasisinin tam olarak erimediği Batı ülkelerinde üzerlerine boya atılan bakanlar dahi olaya demokratik şov olarak bakarken, Türkiye’de yumurta atan talebeyi dava edebilen bakanların bulunması hiç şaşırtıcı olmasa gerek! Bu durum, henüz tam olarak oturtulamamış burjuva anlayışının daha şimdiden yıpranıp yozlaştığının açık göstergesidir.

    Önceki yıllarda yaşanmış malûm ve meş’um Bir Mayıs olaylarına, sendika binasından dışarı çıkmalarına dahi izin verilmeyen sendikacıların hunharca coplanmalarına Batı demokrasisinin ayağa kalkmaması fevkalade anlaşılabilir bir yoz kapitalizm yönetim anlayışının yansımasıdır. Kendilerine yüksek kâr getiren yerleri arayarak yeryüzünde serseri mayın gibi dolaşan sermayedarlar Türkiye’ye geldiklerinde haklarını arayan güçlü emekçiler mi, yoksa sindirilmiş köleler mi görmek ister! Bu durumda, Batı sermayesi, kendilerine böylesi elverişli ortamı sunan iktidarları niçin benimsemesin ki!
    Ekonominin borçlu konumu ve cari açığın giderek yükselmesi kalkınma görüntüsü sergileyen ülkenin aslında gereği kadar atılım yapamadığını, bu durumun ise, uluslar arası çıkar ve piyasa savaşında emperyalistlerin işine yaradığı akıldan çıkartılmamalıdır.

    Prof. Dr. İzettin Önder

  1. No trackbacks yet.

Yorum bırakın

Adelina Sfishta

Okuyanlar Özgür Olmalı

Evrim Teorisi Online

Evrim hakkında herşey...

Virginia Woolf

Herkes kendi geçmişini, kalbiyle bildiği bir kitabın sayfaları gibi kapalı tutar ve dostları sadece onun başlığını okuyabilir.

ODILA BLOGGER by OAS

Turkish Geeks on Life & Politics...

YAŞAMAK ŞAKAYA GELMEZ

Facebook adreslerimiz: http://www.facebook.com/ata.fecob - http://www.facebook.com/pages/fvco/107464239362228

Komeleya Çand û Integrasyon a Kurd Luzern

Kürdischer Kultur und Integrationsverein Luzern/Mythenstrasse7,6003 Luzern

eren@home ~ $

Açık Kaynak, Linux, Programlama Dilleri, Amatör Telsizcilik gibi konular üzerine düşünceler

Ata FE COB

"En büyük yenilgimiz, bir alternatif fikrini kaybetmiş olmamızdır." ___Michael Lebowitz

WordPress.com

WordPress.com is the best place for your personal blog or business site.

CHP SULTANGAZİ

"Direnme gücü, dünya “evet” sözcüğünü duymak istediğinde 'HAYIR' diyebilme yetisidi" E. Fromm. ________“12 Eylül’de ‘HAYIR’ oyu vererek tokat atın, okyanus ötesinden de duyulsun” KILIÇDAROĞLU