İyi okul yönetimi, iyi yönetici…


Eğitim.İyi yönetim ve iyi yönetici tanımlamaları üzerine: Yönetimle ilgili birçok kitap “iyi yönetici” tanımını yaparken genel olarak “zamanı iyi yönetmek, görevleri dağıtmak, delege etmek, açık olmak, sorun çözmek, bilgili olmak, kurum kültürü yaratmak, kalite odaklı çalışmak ve değişime açık olmak” gibi çeşitli özellikleri sık sık vurgular.
Erdoğan Yılmaz, İstanbul Kültür Eğitim Kurumları, Genel Müdürü
Kuşkusuz bu ve benzeri birçok özellik sayılarak “İyi yönetici–iyi yönetim” tanımlaması yapılabilir. Bu tür tanımlamaların çoğu, bir çeşit genel ve slogan niteliğinde cümleler içerdiğinden ve her meslek alanını kapsayıcı olması nedeniyle fazlaca genel ve soyut kalıyor. Bu bakımdan her tanım kendi içinde bir eksiklik de taşır. Örneğin iyi yönetim için “sorun çözen” ya da “başkaları aracılığı ile kurumu hedefine ulaştıran” yönetim denilebilir. Ancak bunlar da kavramı tüm yönleri ile kapsamaya yetmiyor. Özellikle okul yöneticiliğini temel alırsak, iyi bir okul yöneticisini tanımlamamıza yardım edecek başlıca nitelikler neler, sorusun ayanıt arayalım. Bu konuda teorilerden çok, bilgi, deneyim ve birikimlerime dayanarak bir seçim yapacak olsaydım, iyi bir okul yönetimi ve yöneticisinin tanımını yaparken şu on özelliğin altını çizerdim:
1. Sistem bir bütün olarak görülmeli: Sistem; girdiler, süreçler ve çıktılarla bunların ölçülerek amaca uygunluğunun değerlendirilmesinden oluşur. Sistem, çok sayıda parçanın birbiriyle uyumlu, dengeli, aynı hedefe dönük olarak çok sayıda iş ve işlemin yerine getirilerek yeterince hızlı çalışması demektir. Okul yöneticisinin ağaçları da ormanı da böyle bir anlayışla görmesi; örgütlemeyi, planlamayı, eşgüdümü, iş ve işlemleri buna göre yürütmesi gerekir. Kurumsal bir aksama, eksiklik yaşandığında bunun yüzeyde görünenden başka, daha temeldeki nedenlerini görmek, irdelemek gerekir.
2. Kahramanlar çağı bitmiştir: İyi bir okul yöneticisi, her şeyi en iyi bilen ve yapan olma sevdasına kapılmamalı. Okul ortamındaki zümreler, bölümler, şube ve sınıf öğretmenler kurulları sinerji yaratan “takım” çalışmaları için düşünülmüş önemli birimlerdir. Bunlar bir anlamda işin mutfağı, yenilik, değişim ve gelişmenin merkezidir. İyi bir okul yöneticisi bu kurulları yetkili–sorumlu birimler olarak verimli ve etkin çalıştırmalı, yönetime katılımlarını güçlendirmeli, “yönetim”den “yönetişim” anlayışına “yöneticilik”ten “öğretim liderliği”ne geçmelidir. İyi bir liderin ise kahraman ve kurtarıcı rolü oynaması yerine “kendisini geçecek takipçiler yetiştirmesi gerekir.” İşin püf noktası şurada: Lider güç kullanmaz, birlikte çalıştığı takipçilerini destekler ve güçlendirir, önlerini açar. Okuldaki kurullar bu şekilde ve bu amaçla kullanılmalı yeni yönetici ve öğretim liderlerinin gelişmesine ortam yaratmalı.
3. “Kral çıplak” denilmesine izin vermeli: İyi bir okul yöneticisi kendi egosunu tatmin peşinde değildir, olmamalıdır. O sadece yaptıklarının değil, yapamadıklarının da sorumlusu olduğu bilinci içinde hareket etmeli, egosantrik bir yol izlememelidir. Yaptığını yeterli ve mükemmel gören bir yönetici, eleştiriye kapalıdır. Bu onu dokunulmaz ve erişilmez, adeta olağanüstü bir varlık ve kontrolsüz bir güç durumuna getirebilir. Böylece yanlış ya da eksiklerin görülmesini, sapmaların önceden belirlenmesini ve giderilmesini engeller. Bu durum kurumun ve bireyin gelişimi engeller, kurumsal zayıflık, gerileme hızlanır.
4. Kendini bilmeli, kendini tanımalı: Hemen her birey yaşamda, toplumda ve meslekte en güçlü yanları ile var olur, etkinlik sağlar. Bunun için iyi bir okul yöneticisinin güçlü ve iyileştirmeye açık (eksik) yanlarını bilmesi gerekir. Bu olmazsa gelişme ve dönüşüm gerçekleşmez. Güçlü yanlar daha da güçlendirilmeli, eksikler hızla iyileştirilmeli. Kendisi ile yüzleşmeyen, kendisi olmayan bir okul yöneticisi başarısızlıklarda sorumluluğu hep dışarıda arar. Oysa başkalarında gördüğü her eksik, aslında kendisi için bir ayna, farkındalık ve bir gelişim fırsatıdır. İyi bir yönetici “ben yanlış yapmışım” da demelidir.
5. Sürece ve sonuca odaklı olmalı: Bir sonuca odaklı olmayan, kurumsal ve bireysel amaca uygun bir ürün ortaya koyamayan her çaba israftır. Sonuç ve ürün sizi ve kurumu farklı yapmalı, rekabet gücünüzü arttırmalı. Sonucun amaca ve beklentiye uygunluğu, sürecin her basamakta etkin şekilde planlanmasını, örgütlenmesini, eşgüdüm sağlanmasını, gerçekçi ve etkin bir eylem planı oluşturulmasını gerektirir. Bu aşamada sistemi yavaşlatan, hedeften saptıran her yol, yöntem, unsur; sorun çözmeyi, verimliliği ve etkinliği yokeder. İyi bir yönetici buna, yani zihin ve eylemlerin odak noktasını yitirmesine izin vermez.
6. Rüzgâr gülü değil, Kutupyıldızı olmaya çalışılmalı: İyi bir okul yöneticisi çalışan, veli, amir, öğrenci popülizmi yapmaz. Kurumsal vizyon, misyon, hedef, ilke ve değerleri Kutupyıldızı sayar. Gerçeklik algısını duyarlı ve dikkatli şekilde kullanır; gerçek nedir ve nerededir sorusunu sık sık sorgular. Uyumlu olmanın ya da beğenilmenin her zaman isabetli karar almaya yaramayacağını bilir.
7. Kendine güven duymalı, paydaşlarına güven vermeli: Bir okulu ayakta tutan en önemli değerlerden birisi güven duygusudur. Bu hiyerarşik olduğu kadar çapraz olarak gerçekleştirilmeli ve okulun iklimine bu sinmeli. Tereddütler, belirsizlikler, istikrarsızlığa ve güven duygusunun yitirilmesine yol açar. Her gün başka ve bir önceki ile çelişen yeni kural ve uygulamalar; sorun çözme konusunda isteksizlik, içe kapalı fısıltı gazetesinin güçlenmesi ciddi bir yönetsel güç ve enerji kaybıdır. Olumsuzluklara ve belirsizliklere; sükunet, doğruluk ve açıklık içinde hazırdır.
8. Stratejiyi ve kaliteyi moda kavramlar olarak saymaz: İyi bir okul yöneticisinin, herkes ve her şey karşısında bir duruş gücü vardır. Eylemleri, bunu tam hedefe etkin bir vuruş gücüyle tamamlar. Bu duruş ve vuruşun önemli bir aracı strateji ve temel göstergesi kalitedir. Yönetici hedefe yürürken bu iki güçten yararlanır. Sonuçta açıklanmaya gerek kalmayan bir kalite anlayışı kuruma yerleşir, bu herkes tarafından hissedilir. Çünkü kalite artık kurumun ikliminde vardır. Strateji bu iklimi yaratan ve yansıtan bir doğru ya da durum-pozisyon alma, gücü doğru kullanma ve onu en uygun biçimde hedefe yöneltmedir. Buradaki esas, farklı düşünmek ve farklılık yaratabilmektir.
9. Duvarsız okullar yaratılmalı: Her okul, öğrencilerine, çalışanlarına, velilerine açık, şeffaf olmalı, ödev ve sorumlulukları kadar onların haklarını da açık seçik belirlemeli ve bunları gözetmeli.
10. Birbirini anlama çabası yerleşmeli, anlayış gelişmeli: Kuruma ve işe sevgi ve saygı duyarak bağlılık ve sadakat duygusunun geliştirilmesi, amaçlara yönlendirme ve özdenetim açısından önemli. Bunun için çalışanların, veli ve öğrencilerin karşılıklı olarak birbirini dinleme ve anlama çabası içinde bulunması görünür şekilde işlemeli. Çok basit gibi görülen bu ilke, iletişim olanak ve teknolojilerinin bunca geliştiği bir dünyada yeterince etkin çalışmıyor. Bireyler adeta birbirini duymuyor, dinlemiyor. Görgü ve nezaketin azalması anlayışsızlığı güçlendirmekte; antidemokrat davranışlar, güç mücadelesi, kibir ve kabalık egemen hale gelmekte. Okul, bunların yerine duyma-dinleme-anlama-anlayış zincirini oluşturan bir anlayışı getirmelidir.
  1. Henüz yorum yapılmamış.
  1. No trackbacks yet.

Yorum bırakın

Adelina Sfishta

Okuyanlar Özgür Olmalı

Evrim Teorisi Online

Evrim hakkında herşey...

Virginia Woolf

Herkes kendi geçmişini, kalbiyle bildiği bir kitabın sayfaları gibi kapalı tutar ve dostları sadece onun başlığını okuyabilir.

ODILA BLOGGER by OAS

Turkish Geeks on Life & Politics...

YAŞAMAK ŞAKAYA GELMEZ

Facebook adreslerimiz: http://www.facebook.com/ata.fecob - http://www.facebook.com/pages/fvco/107464239362228

Komeleya Çand û Integrasyon a Kurd Luzern

Kürdischer Kultur und Integrationsverein Luzern/Mythenstrasse7,6003 Luzern

eren@home ~ $

Açık Kaynak, Linux, Programlama Dilleri, Amatör Telsizcilik gibi konular üzerine düşünceler

Ata FE COB

"En büyük yenilgimiz, bir alternatif fikrini kaybetmiş olmamızdır." ___Michael Lebowitz

WordPress.com

WordPress.com is the best place for your personal blog or business site.

CHP SULTANGAZİ

"Direnme gücü, dünya “evet” sözcüğünü duymak istediğinde 'HAYIR' diyebilme yetisidi" E. Fromm. ________“12 Eylül’de ‘HAYIR’ oyu vererek tokat atın, okyanus ötesinden de duyulsun” KILIÇDAROĞLU