EKONOMİ/STRATEJİ…


GERÇEK EKONOMİ KAN AĞLIYOR…

Türk Ekonomisinin Bugünki Tablosu (TOBB)… Sanayimizin 259 sorunu…

Dünyayı ekonomik kriz sarsarken, TOBB’un sektörlerin sorunlarına ilişkin hazırlayıp hükümete sunduğu raporlar, sorunları net olarak ortaya koyuyor. Küresel krizle aynı döneme gelmesinin yanı sıra ekonomide ciddi bir planlama yapılması gereği ortada.

Ekonomide yabancılara sağlanan kolaylık, enerji ve işçilik maliyetlerinin yüksekliği, kamu alımlarında dahi yerli malı tercih edilmemesi, özelleştirmenin bazı sektörlere olumsuz etkileri teker teker raporlarda yer alıyor. Türkiye ekonomisinin sorun haritası niteliğindeki raporlar iyi irdelenmeli.

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) 27 Ağustos’ta Ankara’da yaptığı “4. Türkiye Sektörel Ekonomi Şurası”nda Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren’e toplam 57 sektörde sanayinin 259 sorununu aktardı. TOBB’un aktardığı sıkıntıların önemi, iki hafta sonra, yüzde 1,9’luk büyüme rakamları açıklandığında daha da çarpıcı bir biçimde ortaya çıktı. TOBB raporlarında sadece sektörel sıkıntılar değil, pek çok sektörü bir arada ilgilendiren ortak sıkıntıların varlığı da dikkati çekiyor. TOBB Raporlarına yansıyan sektör sorunları şöyle:

Ambalaj: Tehlikeli/tehlikesiz, sektörel atıklarımızın geri kazanılması ve bertarafı ile ilgili mevcut tesislerin kapasitesi yetersizdir. İşyerleri denetlenmeli ve hükümlere uymayanlar hakkında yasal işlem yapılmalıdır. Rusya, Afrika, Hindistan, Ortadoğu ülkelerinde ürünlerimize uygulanan yüzde 50-150 seviyesindeki ithalat gümrük vergilerinden dolayı ihracatımız imkansız hale gelmektedir. Elektronik beyanname sistemi uygulamasındaki yavaşlık ve zorluk sürmektedir.

‘YABANCILAR KAYRILIYOR’

Bilişim Teknolojileri: Devlet düzeyinde bilgi teknolojileri konusunun tek bir sahibi olmamasından dolayı, çalışmalar arasında koordinasyon sağlanamamakta, mükerrer veya birbiri ile uyumsuz çalışmalar yapılmaktadır. Acilen Bilgi Teknolojileri konusunda bir bakanlık kurulması gereklidir. Sektör ithalat temelli yürümekte, mevcut teşvikler kısıtlayıcı olup, düzensiz ve farklı uygulamalar yapılabilmektedir. İhalelerde kısıtlı yerli üreticilere karşı uluslararası şirketler avantaj elde etmekte, hatta bazı durumlarda yatırımcı yerli firma olmayan ürün seçerse daha rahat teşvik alabilmektedir. Bilgi teknolojilerinden faydalanma KOBİ’lerde yaygınlaşmış değildir.

Bilgisayar Yazılımı: Sorun, ulusal yazılım stratejisi ve programının olmaması sorundur. Kamunun yazılım ihalelerinin çoğunda uluslararası firmalar tercih edilmektedir. ‘Bilişim Vadisi’ projesinin acil olarak hayata geçirilmesi gerekmektedir. Kamuda bir müsteşarlık kurulmalıdır.

Cam ve ürünleri: Sektör yüksek girdi maliyetleri nedeniyle rekabet gücünü yitirmektedir. Yakıt ve elektrik fiyatları üzerindeki vergi ve paylar ile istihdam üzerindeki vergi ve prim yükleri azaltılmalıdır. Kayıtdışılık için etkin denetim ve ceza sistemi ile caydırıcılık sağlanmalıdır. Üçüncü ülke pazarlarına girişte Türkiye AB ile eşit koşullarda değildir. AB’nin serbest ticaret anlaşması yaptığı ya da müzakerelere başladığı ülkelerin büyük bölümüyle Türkiye’nin yeterince yol almamış olması, gümrük vergisi dezavantajını arttırmaktadır.

Çimento ve ürünleri: Ekonomide ve özellikle inşaat sektöründe son dönemde talep daralması artmıştır. Konut fiyatlarının düşeceği beklentisi ile tüketicilerin konut alımını ertelemesi ve TOKİ’nin toplu konut üretimini yavaşlatması, durgunluğun temel nedenleridir. Talep düşüşünde, faiz artışıyla konut kredisi kullanımının düşmesi ve tasarrufun yüksek reel faize yönelmesi en önemli etken olmuştur. Yükselen enerji maliyetleri ve düşük kur ihracatı olumsuz etkilemektedir. Artan enerji maliyetlerine istinaden daha önce yapılan fiyat artışlarının, petrol fiyatlarındaki düşüş trendine paralel geriye çekilmesi elzemdir.

‘İHRACATTA KAYIP’

Dayanıklı tüketim: Uzak doğulu firmaların yaptığı ataklar sonucu TV üretiminde küçülme ve zarar, istihdamda 2 bin 500 kişilik azalma ve ihracatta 1 milyar dolar civarında kayıp olmuştur. Küçük ev aletleri uzakdoğudan dampingli fiyatlarla ve kaçak olarak girmektedir. Sektörün yaşaması ve vergi öder hale gelebilmesi, ayrıca cari açığın azalması ve istihdamın artması için ithalatın; vergi ve gümrük denetimlerinin yanı sıra antidamping yönünden de değerlendirilmesi gerekmektedir.

Demir ve demir dışı metaller: Elektrik enerjisine yapılan zamlar, sektörün rekabet gücünü olumsuz yönde etkilemektedir. Yeni tarifeler üretici kuruluşların enerji maliyetlerini son 21 ayda yüzde 60 civarında arttırmış bulunmaktadır. Türkiye’de ihtiyaca cevap verecek seviyede enerji üretimi yapılmaması demir-çelik üretiminde ciddi soruna yol açmaktadır.

Deri ve ürünleri: Merkez Bankası’nın çok yüksek reel faiz politikası nedeni ile YTL’nin aşırı değerlenmesi sonucu reel işçilik ve enerji giderleri döviz bazında yükselmektedir. 100 milyar dolar yatırımı ile AB’nin en büyük deri tesislerimiz hızla kapanmakta veya atıl ve verimsiz çalışmaktadır. Sürekli artan ara malı ithalatı nedeniyle gümrüklerdeki yolsuzlukların önlenmesi büyük önem taşımaktadır. Gümrüklerdeki denetim ve tedbir eksikliği sonucu devletin çok büyük ihtiyacı olan vergi gelirleri toplanamamakta, milyarlarca dolarlık vergi kaybı oluşmaktadır.

Döküm: Akaryakıt, doğalgaz ve elektrik fiyat artışları ve düşük kur politikaları nedeniyle enerji maliyetlerinin aşırı artması yoğun enerji kullanan sektörün özellikle ihracat açısından en önemli sorunudur. İstihdam sağlayan ve yoğun enerji kullanan sektörlere Avrupa’daki uygulamalara benzer enerji desteği verilmelidir.

Enerji: Türkiye’nin Enerji Arz Güvenliği mevcut değildir. Yatırım iklimi uygun değildir. Yeterli yatırım yapılmamaktadır. Ulusal strateji planları çerçevesinde uzun vadeli planlar oluşturulmalıdır. Yatırım ve teşvik mevzuatında yenilenebilir enerji ve yerli kaynaklara öncelik verilmelidir. Bürokratik işlemlerin azaltılması gerekmektedir.

HALKIN SAĞLIĞI TEHDİT ALTINDA’

Gıda: Sektörde yüksek oranda kayıt dışılık bulunmaktadır. Kayıtdışı üretim halkın sağlığını ciddi boyutlarda tehdit etmekte, yüksek ekonomik kayıplara neden olmaktadır.

Hayvancılık: Yem hammaddelerinde dışa bağımlılık ve fiyat istikrarsızlığı sorundur. Yetersiz planlama nedeniyle yem hammadde ve bitkileri üretimi yetersiz kalmaktadır. Büyükbaşta en önemli sorun olan hayvan sağlığı ile mücadele için ayrılan bütçe ve uygulanan yöntem yetersizdir. Sistem çalışmamaktadır. Kaçak hayvan girişleri önlenememektedir. Hayvancılık sektörü için en önemli teşvik devletin hayvan hastalıkları ile mücadele etmesi, yemin dünya fiyatlarından ve dünya kalitesinde üreticiye verilmesi için gerekli sistemin ve verimli hayvan ırklarının oluşturulmasıdır. Tavukçulukta bürokratik engellerden ötürü ihracatın önü kapanmıştır.

İçecek: Alkollü ve kolalı içeceklerdeki KDV oranı yüksektir. Alkollü içkilerde reklam ve tanıtım giderlerinin gelir vergisi matrahından düşülmesi engellenmektedir. Bandrol uygulamasına geçilmesine rağmen kayıtdışılık sürmekte, gıda güvenliği sorunları doğmaktadır. Denetimlerin yetersizdir. Yerel yönetimlerin açık içki satışını belirli alanlarla sınırlandırmaları ve içki ruhsatı verilmesinde sorunlarla karşılaşılmaktadır. İçki ruhsatları için mevcut yasaların da ötesinde hareket eden yerel yönetimlerin bu uygulamalarına son verilmesi gereklidir.

İklimlendirme: Enerji fiyatlarının yüksekliği ve enerji israfı sorundur. Enerjinin yüzde 50’den fazlası sektörümüz cihazları tarafından tüketilmektedir. Binaların yalıtımı yetersiz, cihazların verimliliği düşüktür.

İlaç: Öngörülebilir ve sürdürülebilir bir ilaç politikası bulunmaması en büyük sorundur. İlaç sanayi kısa vadede bile önünü göremez hale gelmiştir. Ar-ge teşvikleri mevzuatının uygulanabilme olasılığı düşüktür. Gelinen noktada, kaynakların etkin kullanılarak halk sağlığını tehlikeye sokmaksızın ilaç sektörünce alınabilecek başka bir tasarruf tedbiri bulunmamaktadır. Planlanan yeni fiyat kararı taslağının etkisi de olumsuzdur.

İnşaat yapımcıları: Yapı Denetim Kanunu kapsamı dışında kalan illerde yapılan inşaatlarda ve resmi inşaatlarda denetimler yetersiz kalmakta, bu durum inşaatlarda kaliteyi olumsuz etkilemektedir. 150 metrekareden küçük konutlarda KDV oranı yüzde 1, büyük konutlarda yüzde 18’dir. Bu oran pratikte sorun olmakta, kayıtdışılığı özendirmektedir.

Kağıt ve ürünleri: Maliyetin yüzde 80’den fazlasını oluşturan odun ve enerji kalemlerindeki fiyat artışları enflasyonun üstündedir. Avrupa ve Rusya’da maliyet çok daha düşüktür. Elektriğin fiyatı Avrupa ve ABD’ye oranla çok pahalı ve kalitesizdir. Sistem altyapısı iyileştirilmeli, kalite arttırılmalıdır. Elektrik ve doğalgaz satış fiyatı Türkiye’nin rekabet gücünü etkilememelidir.

‘YERLİ ÜRETİM GEREKLİ’

Kimya: Cari açık en büyük sorundur. İthal edilen ürünlerin Türkiye’de üretilmesi amacıyla uygun koşul yaratılması gerekmektedir. Ancak ÖTV gibi bazı yerel uygulamalar, üretimin durmasına, üreticilerin ithalatçı konuma geçmesine neden olmaktadır. Yatırım ortamı iyileştirilmelidir. Enerji fiyatları düşürülmelidir. Türk parasının değeri uygun seviyelere çekilmelidir. Entegre yatırımlar özellikle özendirilmeli, doğal kaynaklara yönelik kimya sanayinin özel teşviki sağlanmalıdır. Bilhassa yabancı yatırımcılar tüketim kimyasalları üretmekte, veya hazır tesisleri satın almaktadırlar.

Kozmetik ve temizlik: Sağlık Bakanlığı sorumluluğunda bulunan kozmetik ürünler ile temizlik maddelerinin insan ve çevre sağlığı açısından gözetim ve denetimi yapılmamaktadır. Çünkü bakanlığın elinde yeterli sayıda denetim yapacak personel yoktur.

Konfeksiyon ve hazır giyim: Özellikle Dünya Ticaret Örgütü’nün 2005 sonrası kotaların serbest bırakılmasından sonra istihdam, enerji, yakıt ve vergiler ile ilgili maliyetler, sektörü dünya ile rekabet edemez hale getirmiştir.

Makina ve teçhizat imalatı: Gelişmiş ülkelerde uygulanan kamu alımlarında yerli mal alımına öncelik tanınması uygulaması kamu idarelerince etkin bir şekilde uygulanmamaktadır. Kamu alımları yerli üreticiyi desteklememektedir. Kayıtdışı ekonomi vergisini ödeyen ve standartlara uygun üretim yapanların yaşamasını engeller hale gelmiştir. Vergi ve SSK afları çalışma hayatındaki disiplini ve iş ahlakını olumsuz yönde etkilemektedir. Devlet ise vergi oranlarını yüksek tutarak bu konuyu adeta desteklemektedir. Tüm şirket borçlarının ertelenmesini önleyecek yasal tedbirler alınmalıdır. Denetlemede sürekliliğin sağlanması, cezai şartların ağırlaştırılması gerekmektedir.

‘BATMA NOKTASI’

Medikal: Tıbbi cihazların KDV oranlarının 1.1.2005’den itibaren yüzde 8 olarak belirlenmesinin ithalatçıların lehine, imalatçıların aleyhine olması sorundur. Tıp fakülteleri medikal firmalara olan borçlarını geç ve düzensiz ödemektedir. Bu şekilde alacaklarını bir iki yıl geç alan firmalar iflasa sürüklenmektedir. Medikal firmalarının büyük kısmı batma noktasına gelmiştir.

Mobilya: Kumaş yüzde 8 KDV ile alınmakta, ürün satışı yüzde 18 KDV ile yapılmakta, aradaki fark hep alacaklı olunmaktadır. İstihdam yükünün yüksek olması kayıtdışılığa da yol açmaktadır.

Müteahhitlik hizmetleri: Yatırımlara bütçeden kaynak aktarılmamaktadır. Aşırı düşük teklifler verilerek üstlenilen hizmetler yarım kalmaktadır. Yurtdışı hizmetlerinde teminat mektubu temin edilememektedir. Türkiye’deki bankalar teminat mektubu vermekten kaçınmaktadırlar.

Orman ürünleri: Mevcut durumda hammadde üzerinde bulunan yüzde 27 civarındaki vergi ve fon yükü AB standartlarına uygun olarak yüzde 5 seviyesine indirilmelidir. Yaygın bir kayıtdışılık mevcuttur. Cezayir ve İran Türkiye’ye yüksek oranda gümrük vergisi uygulamaktadır. Demiryolu yük nakli özendirilmelidir.

Otomotiv: Yatırımlarla ilgili vergisel destek düzenlemeleri yetersizdir. Kurumlar Vergisi yüzde 20’den yüzde 2’ye düşürülmelidir.

Otomotiv yan sanayi: Küresel araç firmalarının satışlarında yaşanan düşüşler nedeniyle yılın ikinci döneminde siparişlerde yüzde 5-20 aralığında düşüş yaşanmaktadır. Enerji ve hammadde girdi maliyetlerinde artışlar, nakit akışında sıkıntı yaşanmaktadır. Orta vadede bu durgunluk firmaları bir darboğazın içine çekmektedir. Uzun vadede kapanma ve iflaslar söz konusu olabilecektir.

Perekendecilik: Kayıtdışı ekonomi kontrol altına alınamamaktadır. Faturasız belgesiz mal ve hizmet alım-satımı, sigortasız personel istihdamı, personel çalışma şartları ve sürelerinin ilgili kanunlara uymaması, vergi oranlarının ve SSK primlerinin yüksek olması, ‘devlete ödemektense çalışanıma öderim’ zihniyeti ile kaçak işçi çalıştırmanın olağan bir durum haline gelmesi sektörün önde gelen sorunlarıdır.

Petrol ve ürünleri: Petrol piyasasında kaçak ve kayıt dışı faaliyetler alınan bazı önlemlere rağmen azalmakla birlikte devam etmektedir. Özellikle Doğu ve Güneydoğu hudutlarında olmak üzere tüm yasadışı akaryakıt faaliyetlerine karşı kuvvetli bir siyasi ve idari duruş sergilenmelidir. Kayıtdışı denetimleri gerçekleştirilmeli ve cezai işlemler yapılmalıdır.

Seramik: Seramik sektörü yoğun enerji tüketen bir sektördür. Son sekiz yılda doğalgaz fiyatı dolar bazında yüzde 208,78, euro bazında 78,05 artmıştır. Yüksek tüketimi olan sanayicilere daha düşük fiyattan gaz verilmelidir. Elektrikte de sanayiye konutlardan daha düşük fiyatlar uygulanmalıdır.

‘YABANCIYA AYRICALIK’

Sermaye piyasası: Yabancı yatırımcılar vergi dışı bırakılırken, yerli yatırımcılar vergilendirilmektedir. KOBİ niteliğindeki şirketlerin sermaye piyasası ile ilişkileri güçlendirilmemiştir. Ürün borsaları ve lisanslı depoculuk sistemi uygulamada hayata geçirilmemiştir.

Seyahat acentaları ve rehberler: Kıyı bölgelerindeki kontrolsüz büyüme, yapılaşma ve talep fazlası yatak arzı en büyük sorundur. Özellikle Akdeniz ve Ege kıyı bandındaki yatak arzının her geçen gün artması, arz-talep dengesizliğine neden olmakta, bu da beraberinde istenen seviyede nitelikli turist olmamasına ve geri dönülmesi imkansız ciddi çevre sorunlarına sebep olmaktadır. Hava ve deniz limanlarının işletmelerinin özelleştirilmesinde tekelleşmeye karşı tedbirler hassasiyet ile uygulanmalıdır. ABD ve Fransa, İngiltere gibi AB üyesi ülkeler, bu gibi yerlerin yabancı firmalara satışını yasaklamışlardır. Doğal kaynaklar büyük bir ivme kazanarak hızla azalırken, turizm yatırımlarına kısa, orta ve uzun vadeli planlamalar yapılmalıdır. Çünkü turizm geleceğimizdir ve turizmin geleceği de doğa ile uyumlu turizmdir.

Sivil havacılık: Yap-işlet-devret (YİD) modeli uygulanan hava limanlarındaki yüksek meydan vergileri en büyük sorundur. Tüpraş’ın özelleştirilmesinden önce 5 dolar olarak ödenen yakıt rafine payı, günümüzde 21 dolara çıkmıştır. YİD modeliyle yapılan hava limanı/terminal ihalelerinde ihaleyi alan şirket maliyetlerini en kısa sürede amorti ederek kâra geçmek için yüksek ücretlerle alınan işletme hizmetlerinin yanı sıra, dönem sonuna doğru işletme hizmetlerinde kalite kaybı oluşmaktadır. Yatırım ve hizmet kaliteleri ihale aşamasında daha açık ve net cezai maddelerle kesinleştirilmelidir.

Tekstil: Türkiye genelinde başta işçilik ve enerji maliyetleri olmak üzere mevcut üretim maliyetleri ile üretimin sürdürülmesi imkânsız hale gelmiştir. Bugün İstanbul’daki üreticiler, Hindistan, Pakistan, Mısır, Özbekistan, Türkmenistan ve Çin Halk Cumhuriyeti gibi ülkelerdeki ucuz işçiliklere kaymaktadır.

Toprak: Enerji maliyetlerinin yüksekliği üreticilere ciddi yükler getirmekte, inşaat maliyetlerini yükseltip sanayide bir durgunlaşmaya yol açmaktadır. Kayıtdışı ve denetimin yetersizliği haksız rekabete yol açmaktadır.

Turizm: Turizm iyi bir seyir izlemekle birlikte turizmci düşük döviz kuru nedeniyle kâr edemez duruma gelmiştir. Kurun iyice düşmesi, başta otelci olmak üzere turizmciyi zora sokmakta, işletmeler gelir yaratamaz hale gelmektedir. KDV konusunda getirilen kolaylıklar da sonradan içki, amortisman ve yatlarda yapılan düzenlemelerle geri alınmıştır.

Ulaştırma ve lojistik: Uluslararası taşımacılık sektöründe faaliyette bulunan sürücülere ülkemizdeki konsoloslukları tarafından Schengen vizesi verilmemekte, diğer birçok ülkenin vize temininde de benzer sorunlarla karşılaşılmaktadır. İhracatta artarken ihraç taşımalarındaki artış sınırlıdır. Nedeni Gümrük Birliği uyarınca Türk mallarına serbest dolaşım hakkı verilmesine karşın, bu malları taşıyan Türk araçlarına geçiş belgesine kota uygulanarak Avrupa yolları yasaklanmış olmasıdır. Yani geçiş belgesine kota uygulanmaktadır. Akaryakıt fiyatı içinde devletçe alınan ÖTV ve KDV’nin yüksekliği nedeniyle maliyetlerimiz olumsuz etkilenmektedir. Genelde belediyelerce tekel konumunda işletilen terminallere yüksek ücret ödenmektedir.

Strateji / Cumhuriyet / 06.10.2008

  1. ucnoktaaforizma
    07/10/2008, 08:38

    Merak etmeyin, ekonomik kriz Türkiye’yi sallasa’da AKP krizi sallamaz!…

  1. No trackbacks yet.

Yorum bırakın

Adelina Sfishta

Okuyanlar Özgür Olmalı

Evrim Teorisi Online

Evrim hakkında herşey...

Virginia Woolf

Herkes kendi geçmişini, kalbiyle bildiği bir kitabın sayfaları gibi kapalı tutar ve dostları sadece onun başlığını okuyabilir.

ODILA BLOGGER by OAS

Turkish Geeks on Life & Politics...

YAŞAMAK ŞAKAYA GELMEZ

Facebook adreslerimiz: http://www.facebook.com/ata.fecob - http://www.facebook.com/pages/fvco/107464239362228

Komeleya Çand û Integrasyon a Kurd Luzern

Kürdischer Kultur und Integrationsverein Luzern/Mythenstrasse7,6003 Luzern

eren@home ~ $

Açık Kaynak, Linux, Programlama Dilleri, Amatör Telsizcilik gibi konular üzerine düşünceler

Ata FE COB

"En büyük yenilgimiz, bir alternatif fikrini kaybetmiş olmamızdır." ___Michael Lebowitz

WordPress.com

WordPress.com is the best place for your personal blog or business site.

CHP SULTANGAZİ

"Direnme gücü, dünya “evet” sözcüğünü duymak istediğinde 'HAYIR' diyebilme yetisidi" E. Fromm. ________“12 Eylül’de ‘HAYIR’ oyu vererek tokat atın, okyanus ötesinden de duyulsun” KILIÇDAROĞLU