Kısa Kısa…
Hayallerimiz, toplumun bizden beklediklerinden ötedeyse utancımız fazladır.
Travma geçirmiş beden benliğe yabancı gelir.
En zehirli mahcupluklar sarılarak yok olurlar.
Geniş bir gülümseme, sessizliği kırmak içindir.
Öğretmen dilsizse çocuklar cezalandırılma korkusu, öğretmen konuşkansa öğrenciler utanma duygusu duyar.
Utançtan kaçmak için en sık başvurulan yol mükemmeliyetçiliktir.
Aklın üstüne yük gelirse beden düşünmeye başlar.
Ben sesleri yazabilirim, konuşamam.
Paranoidler, kurgusal tasarımlar konusunda biraz ileri gitmiş insanlardır.
Evlilikte biri iyi olursa öteki daha da kötü olur.
Kimliğimiz, kendimizi algılama ile toplumun algılaması arasındaki uzlaşma çabalarının tümüdür.
İktidar kendini düşlerimiz aracılığıyla üretir
Urfa’da halaya katılan, Ankara’da yaşama da katılır.
Kültür kadınlara psikopatlığı yasakladığından bu yana, aralarında hastalık hastalığı yaygınlaşmıştır
Endonezya’da bakir bir topluluğa bir sene boyunca BBC seyrettirmişler, çoğunluğu yeme bozukluğu ve psikopatlık geliştirmiş!
Nitelik nicelleştirilemeyen anlamındadır.
Göz kırpmak, beyne yeni bir bilgi girdiğinde olur.
Bilinçdışı fantezilerinden birini gerçekleştirmişsen artık iyileşemezsin.
Başkasına yardım et düzelirsin.
Her gelişim döneminde, önceki ve sonraki dönemlerin izleri vardır.
Yaratıcı olmak için kuşatılmamışlık duygusuna sahip olmak gerekir.
Yeryüzünde söylenmiş her söz doğrudur.
İnsanı diğer canlılardan ayıran özellik kendini durdurmasıdır.
Ancak en az ve en fazla bir kere ihanet eden sadakatin daimi sahibidir.
“Kuran’ı biz dağlara göklere verdik, ancak onlar almadılar, onun için insana verdik.” Mutlak sadakati çünkü yine de ancak insan gösterebilir.
Bileşmenin, birleşmenin olduğu her yerde organizatöre ihtiyaç vardır; insan da bir bileşimse eğer kendini idare edecek bir benliğe ihtiyacı olacaktır. Bir bileşimin fonksiyonu olarak “benlik” deneyden bağımsız türev bir oluşumdur.
Kendisini çok sevenin nesnelere sevgisi azdır, nesneleri çok sevenin de kendine ilgisi azdır.
Bir grubun oluşması, grup üyelerinin aynı nesneyi üstbenlik temsilcisi olarak seçmeleri ve sonunda birbirleriyle özdeşleşmeleriyle olur.
Uyku, gündüz yaşadıklarımızı gece geçmişe bağlar; böylece biz çok uzun bir geçmişin parçası oluruz. İnsan önceki yaşananların devamı olduğu kadar, önceki yaşananların devamlılığını sağlayandır da.
İnsan ortak canlılığın parçasıdır, fakat kendisinde olmayan parça her zaman daha önemlidir, huzur da bunu kabul etmekten geçer.
Sizlerden Gelen Yorumlar…