Kapitalizmin Kısa Tarihi…



Kapitalizmin Kısa Tarihi


Georg Fülberth’ten tarihsel bir araştırma

Alman siyaset bilimi profesörü Georg Fülberth, Kapitalizmin Kısa Tarihi’nde kendi kapitalizm tanımını, geçmişteki teorisyenlerin çalışmalarını kıyaslayarak inşa ediyor. Karl Marx, Adam Smith, David Ricardo, J. M. Keynes, W. Sombart, Max Weber, Joseph Schumpeter, Fernand Braudel, I. Wallerstein, Kozo Uno gibi önde gelen kapitalizm analizcilerinin görüşlerini yorumlayarak sağlam bir kapitalizm tanımına ulaşmaya çabalıyor. Ardından kapitalizmin ortaya çıkışını ve tarihsel gelişimini, derinliğine ve çok yönlü olarak inceliyor. Feodal toplumda kapitalizmin doğumunu olanaklı kılan potansiyeller ve gelişmelerden yola çıkarak kapitalist toplumun serbest rekabetçi dönemden, günümüzün neoliberalizmine uzanan gelişim sürecini mercek altına alıyor.
Haluk YURTSEVER


Sovyetler Birliği 1991’de geri dönüşsüz biçimde yok olduğunda, dokuz yıldır yaşadığım Almanya‘dan Türkiye’ye dönüş hazırlıkları içindeydim. Yirminci yüzyılın ortalarında doğup son çeyreğinde siyasal mücadeleye katılan ‘bizim’ kuşak komünistler, hele de mücadelenin Sovyet tarafında olanlar için Sovyetler Birliği’nin çözülüşü, bağlandığımız değerler dizgesini altüst eden, düş kıran, moral bozan dramatik bir olaydı.

‘TEORİK KAPİTALİZM’

O günlerde, Georg Fülberth’in Almanca bir makalesi elime geçti. Makaleyi, ne yazık ki, taşınma sırasında yitirdim ve bir daha da bulamadım. Yazının beni o gün çok etkileyen ana düşünceleri ise dün okumuşum gibi aklımda. Fülberth, bu yazısında güncel duruma saplanıp yakınmak yerine bakış açısını değiştirmeyi, geçmişe ve geleceğe daha uzak bir mesafeden bakmayı öneriyor, özetle şunları söylüyordu: Sovyetler Birliği sosyalizmin ilk büyük denemesiydi. Açtığı çığırla, biriktirdiği yoğun pratikle harikulade bir deneme oldu. Sınıfsız topluma, komünizme varamadan geri çevrildi. Bir üretim biçiminden ötekine geçiş, çağlar uzunluğunda zamanlar alır. İlk kapitalist ilişkilerin ortaya çıkmasıyla kapitalist üretim biçiminin egemen hale gelmesi arasında yüzyıllar vardır. İlk sosyalizm denemesi yetmiş dört yıllık ve bu, tarih içinde kısa bir zaman. Yaşanan, sosyalizmin ön tarihi. Sınıfsız sömürüsüz topluma daha kim bilir hangi denemelerden geçerek varacağız?

Fülberth, sosyalizm denemeleri konusundaki görüşlerini Büyük Deneme kitabında topladı. Otuz iki yıl Marburg Üniversitesi’nde siyaset bilimi profesörü olarak çalışan, kırk yıla yakın partili bir komünist olarak mücadele eden Fülberth 2008’de bu kez uzaklara bakan gözlerini kapitalizme çevirdi ve Kapitalizmin Kısa Tarihi’ni yazdı. Kitabın çevirisi Sadık Usta imzasını taşıyor.
Fülberth, Kapitalizmin Kısa Tarihi’nde teorik ve tarihsel bir perspektiften kapitalist üretim biçimini, burjuva toplumu didikliyor; bugüne nasıl geldiğini aydınlatırken buradan nereye gidileceği sorusuna yanıtlar arıyor. Ne de olsa, ‘ne kadar geriye bakarsan ileriyi o kadar iyi görürsün’ diyen Goethe ile aynı toprağın çocuğudur.
Fülberth, kitabının teorik bölümüne, ‘kapitalizm’in kendisi başta olmak üzere, kapitalist üretim tarzının temel kavram ve kategorilerini Marksist eksende yeniden tanımlayarak başlıyor: Mal, mübadele, hizmet, kâr, ücret, insan emeği, emek gücü, mülkiyet, para, fiyat, sermaye, yatırım’ Bölümün sonunda, Marx başta olmak üzere birçok yazardan yararlanarak kendi sentez tanımını yapıyor: ‘Kapitalizm, kazanç ve ‘malı, mal üretmek’ için kullanılan sermayenin birikimini esas alan toplumların işleyiş tarzıdır; bu sistem, mal-alım satımının yanı sıra hizmet sunumu ve alımı üzerine de kuruludur. Kazanç eşit olmayan değişim üzerinden sağlanır. Ayrıca pazar aracılarının hâkimiyeti sayesinde sağlanır; öte yandan kapitalizm kazancı, bugüne kadarki tarihinin de gösterdiği gibi ürün ve ürün teknolojisindeki yenilikler üzerinden sağlar; çoğunlukla da kazancı teknolojik yenilikleri ve ilerlemeleri kullanarak elde eder; bunun bedeli ise doğal kaynakların aşırı tüketimi ve doğal kaynak kıtlığıdır. Kapitalizmde kâr elde etmek için sermayeye sahip olmak zorunludur; bu kârın (ticari kâr, artık değer, teknolojik yenilikle) hangi türden bir yöntemle elde edildiğininse hiçbir önemi yoktur.’
Görüldüğü gibi bu tanım, Marx’ın Kapital’de işlediği soyut kapitalizm kadar, yaşanan somut kapitalizmin evrimsel öğelerini de içeriyor. Fülberth kapitalist üretim biçiminin ne zaman, hangi koşulda egemen olacağı sorusunu şöyle yanıtlıyor: ‘Eğer bir toplumun büyük bir çoğunluğu veya yeterli derecedeki bir azınlık yaşamını devam ettirmek için kâr sağlamak amacıyla üretilen mal ve hizmete ihtiyaç duyuyorsa, o toplumda kapitalist üretim ilişkileri hâkim hale gelmiş demektir.’
‘TARİHSEL KAPİTALİZM’ VE ‘KAPİTALİZMİN SONU’
Tarihsel çözümlemelerin anahtar konusu dönemleştirmeler. Dönemleştirmenin yöntemi, ayırıcı ölçütleri tarihçiler arasında her zaman tartışmalıydı. Fülberth, beş ölçüt öneriyor: Üretim sürecinin maddi-teknolojik altyapısı; mülkiyet/ toplum yapısı; cinsiyet ve kuşaklar arası ilişkilerin, ailenin yapısı; mekansal/ kurumsal yapılar, siyaset ve devlet ve son olarak muhalif hareketler. Fülberth, dönemleştirmeleri yaparken izlediği yöntemi baştan açıkça koyuyor:
‘Kapitalizmin tarihinin dönemleştirilmesi, yukarıda bahsedilen beş kriteri aynı anda dikkate alınarak yapılamaz. Dönemleştirme çabasının ritmi, önce teknolojik gelişmenin zeminini sonra da muhalif toplumsal hareketlerin hedef aldığı mülkiyet yapısını takip edecektir.’
Kitap boyunca yöntemine bağlı kalarak, feodalizmi, feodalizmden kapitalizme geçişi, sanayi öncesi kapitalizmi, sanayi devrimini, emperyalizmi, neoliberal kapitalizmi inceliyor. Bu inceleme, somut tarih bilgisine dayandığı için kitap yalın bir ‘kısa tarih’ olmanın ötesine geçerek bugünkü dünya sistemini ve işleyişlerini anlamada son derece değerli bir malzeme sunmuş, okuyucuya yazarın vardığından farklı sonuçlara da açılmaya elverişli bir zemin sağlıyor.
Kapitalizmin Kısa Tarihi’ni okumaya değer kılan bir başka özelliği, birçok konuda barındırdığı özgün gözlem ve düşünceler. Bunlar, kimi çetrefil başlıklara farklı bakış açılarıyla yaklaşmanın aydınlatıcı olabileceğini gösteriyor. Bu yazının sınırları içinde bir örnekle yetineceğim. Konuyla ilgili herkesin bildiği gibi Marx’ın, ‘hiçbir toplumsal düzenin içerebileceği bütün üretici güçleri içermeden yıkılmayacağına’ ilişkin sözleri, ‘kapitalizmin sonu, sınırı’ başlıklı büyük bir tartışmanın konusu. Bu satırların yazarı da içinde olmak üzere, bu tartışmaya katılanların önemli bir bölümü, Marx’ın bu sözlerini hep kapitalizmin sonu ve yıkılması bağlamında ele almış. Fülberth ise tartışmanın tüm içeriğini değiştirecek bir düşünce atıyor ortaya. Şunları yazıyor: ‘Marx’ın burada göz önünde bulundurduğu tarihsel örnek, feodalizmden kapitalizme geçiş süreciydi. Bunun altyapısı çoktan oluşmuştu ki ona sadece eski toplumun kabuğunu kırmak kalmıştı. Marx yaşadığı dönemde kapitalist olmayan başka bir toplumun altyapısının oluştuğuna dair herhangi bir öngörüde bulunmamıştı; bunun oluşma sürecine ilişkin açıklamaları ise çok azdır.’
Fülberth’in ‘kapitalizmin sonu’ ile ilgili kanımca yerinde bir saptaması daha var: ‘Bugüne kadar ileri sürülen bütün çöküş teorilerinin mantıksız olduğu ortaya çıktı. Onlar kapitalizmin bir biçimden bir başka biçime geçişini sürekli son krizle karıştırdılar. Kapitalizmin ekonomik olarak, kendi kendisini mahvedeceği teorisinin temeli yoktur. Onun bir ‘işleyiş tarzı’ olarak pek dayanıklı olduğu görüldü.’
Bu soğukkanlı değerlendirmeler, Fülberth’i ne umutsuzluğa ne de edilgenliğe itiyor. Bir yandan, ‘Bundan sonra hangi toplumun ortaya çıkacağı; bu toplumun ‘iyi mi’ yoksa ‘kötü mü’ olacağı veya böylesi bir dönüşümün gerçekleşip gerçekleşmeyeceği sorusu ise hâlâ ortada bulunuyor’ derken, bir yandan da ‘döneme uygun’ siyasetler öneriyor:
‘Bu döneme uygun siyasetler ise şunlar olabilir: 1. Kapitalist toplumdan önce de varolan, ancak şimdiki kapitalist sistemin sürekli ürettiği ve araçlarla daha da tehlikeli hale gelen yıkıcı eğilimlerine ve planlarına (savaş, hammadde kaynaklarının tükenmesi ve doğa kirliliği, işkence, baskı ve sömürü) karşı mücadele etmek; 2. Kapitalizm sürecinde insan yaşamını kolaylaştırdığı (özellikle doğa bilimleri, teknoloji ve tıp) görülen yeni potansiyelleri geliştirmek ve bunların daha etkin kullanılmasını sağlamak.’ Georg Fülbert, Kapitalizmin Kısa Tarihi’yle dünyayı daha derinden kavramanın onu değiştirme eylemliliğinin gereği olduğunu bir kez daha ortaya koymuş oluyor.


Kapitalizmin Kısa Tarihi/ Georg Fülberth/ Çeviren: Sadık Usta/ Yordam Kitap/ 320 s.


  1. Henüz yorum yapılmamış.
  1. No trackbacks yet.

Yorum bırakın

Adelina Sfishta

Okuyanlar Özgür Olmalı

Evrim Teorisi Online

Evrim hakkında herşey...

Virginia Woolf

Herkes kendi geçmişini, kalbiyle bildiği bir kitabın sayfaları gibi kapalı tutar ve dostları sadece onun başlığını okuyabilir.

ODILA BLOGGER by OAS

Turkish Geeks on Life & Politics...

YAŞAMAK ŞAKAYA GELMEZ

Facebook adreslerimiz: http://www.facebook.com/ata.fecob - http://www.facebook.com/pages/fvco/107464239362228

Komeleya Çand û Integrasyon a Kurd Luzern

Kürdischer Kultur und Integrationsverein Luzern/Mythenstrasse7,6003 Luzern

eren@home ~ $

Açık Kaynak, Linux, Programlama Dilleri, Amatör Telsizcilik gibi konular üzerine düşünceler

Ata FE COB

"En büyük yenilgimiz, bir alternatif fikrini kaybetmiş olmamızdır." ___Michael Lebowitz

WordPress.com

WordPress.com is the best place for your personal blog or business site.

CHP SULTANGAZİ

"Direnme gücü, dünya “evet” sözcüğünü duymak istediğinde 'HAYIR' diyebilme yetisidi" E. Fromm. ________“12 Eylül’de ‘HAYIR’ oyu vererek tokat atın, okyanus ötesinden de duyulsun” KILIÇDAROĞLU