Su ve Gelecek… (Söyleşi)


Suyun Geleceği – Muhtar Kent

Dünyada halihazırda bol miktarda su olsa da, su doğru şekilde muhafaza edilemediği gibi, hatalı şehirleşme politikaları ve tarımsal pratikler yüzünden bu su tekrar akarsulara ve okyanuslara dönüyor.

NURİ ÇOLAKOĞLU: Şimdi başka bir konuya geçmek istiyorum. Şirketinizin dünyadaki su kaynaklarıyla oldukça ilgili olduğunu biliyoruz. Daha önce de konuştuğumuz gibi, şu an dünya nüfusunda önemli bir artış var. Su kaynaklarıysa gittikçe azalıyor. Kıyamet senaryolarına göre insanlar su kıtlığından dolayı susuz kalacaklar. Bu çok garip çünkü dünyanın %80’i suyla kaplı. Sizce su konusunda ne yapılabilir? Suyu mu korumak gerek yoksa su kaynaklarını daha akıllıca kullanmak mı?

MUHTAR KENT: Bu soruyu sorduğun için teşekkür ederim. Su çok önemli ve çok değerli bir kaynak. Sadece Coca-Cola şirketi için değil, bütün dünya için de öyle… Son zamanlarda Birleşmiş Milletler tarafından yaptırılan bir araştırmaya göre, böyle devam ederse, 2025 yılına gelindiğinde, yani 15 yıl sonra, dünya nüfusunun %75’i su sıkıntısı çeken bölgelerde yaşıyor olacak. %75, yani dört kişiden biri… Ve bu oldukça ürkütücü bir rakam. Bizim su üzerine yaptığımız çalışmalar 10 sene önce başladı ve bu çalışma da basit bir faktörden kaynaklandı. Bizim Coca-Cola şirketi olarak, Coca-Cola sistemi dahilinde, şöyle bir inancımız var: Eğer dünya üzerinde sürekliliği sağlanabilecek toplumların yaratılmasında önemli bir rolümüz olmazsa, sürekliliğe sahip global bir şirket olamayız. Bu nosyondan hareketle su üzerine çalışmalar yapmaya başladık ve bu da, geçen sene itibarıyla, 2020 yılında su kullanımı bakımından nötr hale geleceğimizi ilan edecek duruma gelmemizi beraberinde getirdi. Su kullanımı açısından nötr olmak demek şu anlama geliyor: İçecekleri imal etmek için kullandığımız her bir litre su için o kadar miktarda suyu doğaya geri vereceğiz.

NURİ ÇOLAKOĞLU: Suyu nasıl geri veriyorsunuz?

MUHTAR KENT: Çok basit. Su nötrlüğünü üç şeyle sağlıyoruz. Birincisi kullandığımız su miktarını azaltmak. Son dört yıl içinde, tüm dünyada kullandığımız suyu %20 azalttık. Önümüzdeki on yıl içerisinde buna devam edeceğiz. Evet, ilki azaltmak. İkincisi geri dönüşüm. Dünyadaki bütün fabrikalarımızda kullanılan suları geri dönüştürüp belediye sistemlerine öyle geri vereceğiz. Bu su, suda yaşayan canlılar için faydalı olacak. Bütün fabrikalarda balık havuzları var. Belediyenin sistemine girmeden önce su bu balık havuzlarından geçiyor. Üçüncüsü ikmal. Tüm dünya çapında, Hindistan’da, Afrika’da, yaklaşık beş yüz ikmal projesi yaptık. Yağmur suyunu tutuyor ve onu halka geri veriyoruz. Su ile alakalı olarak anlaşılması gereken bir şey var. O da şu ki, dünyada şu an bol miktarda su var. Yağmur halinde inen çok su var. Fakat bu yağmur suları bir yerde tutulmuyor. Kötü şehir geliştirme politikaları ve tarımsal pratikler yüzünden akarsulara ve okyanuslara tekrar akıyor bu su. Bizim programımız bu şekilde.Suyla ilgili anlaşılması gereken bir başka konu da Coca-Cola’nın toplamda kullandığı su miktarı Mexico City’nin altı aylık ihtiyacı kadar. Bugün dünyada kullanılan suyun %80’i tarımda kullanılıyor. İş çevreleri, sivil toplum örgütleri ve hükümetin arasında doğru bir işbirliği sağlayarak tarımda kullanılan metotları pozitif anlamda etkileyip tarımsal faaliyetlerde sarf edilen suyun miktarını azaltmadıkça bir yere varamayız. Bugün bir kilo pirinç yetiştirmek için beş bin litre su kullanılıyor. Tarımsal pratikler paradigmasını değiştirmedikçe, gelişme kaydedemeyiz. Dünya Ekonomik Forumu’yla, Tüketici Malları Forumu’yla ve diğer organizasyonlarla üzerinde çalıştığımız bir başka konu ise hükümet, sivil toplum-ki bunun içine eğitim kurumları, üniversiteler ve sivil toplum örgütleri giriyor- ve iş dünyasından müteşekkil bir üçgen oluşturmak. Bu gerçekleşirse, projeler yapıp, iş dünyasının, hükümetlerin ve eğitim kurumlarının desteğiyle daha etkili zirai pratiklerin bulunabileceğini ve böylelikle de tarımda kullanılan su miktarının azaltılabileceğini, bütün dünyayı ilgilendiren bu kritik meselenin çözüme ulaştırılabileceğini kanıtlayacağız. Daha önce belirttiğim gibi, dünyada bir milyar kişiyi içine alan bir orta sınıf oluşuyor. Bu orta sınıfın daha çok yiyeceğe ihtiyacı olacak. O yüzden su sıkıntısı probleminin anlamlı bir şekilde çözüme ulaştırılması lazım.

NURİ ÇOLAKOĞLU: Sizce kaç kişi, kaç şirket ya da kaç kurum durumun vahametinin farkındadır?

MUHTAR KENT: Geçenlerde, birkaç hafta önce, Cenova’da yapılan Dünya Ekonomik Forumu’ndaydım. Başlıca konular gıda güvenliği, kaynakların kıtlığı ve suydu. Orada en azından 25 büyük şirketin temsilcisi, birçok sivil toplum kuruluşundan, çeşitli kuruluşlar ve eğitim kurumlarından gelen insanlar vardı. Dediğim gibi, herkes bunun öncelikli bir konu olduğunda hemfikir. Herkes böyle global bir meselenin yalnızca iş çevreleri tarafından, hükümet tarafından ya da sadece sivil toplum tarafından çözülemeyecek bir konu olduğunda hemfikir. Pozitif, pratik ve işe yarayan bir etki oluşturmak için bu üçlünün birlikte hareket etmesi lazım.

NURİ ÇOLAKOĞLU: Sizce Türkiye’de bu yönde bir gidişat mı var yoksa daha fazla şey mi yapılmalı?

MUHTAR KENT: Her yerde eski ve geleneksel tarımsal metotları değiştirmek için daha çok şey yapılmalı. Türkiye’de, Amerika’da ve tüm dünyada daha fazla şey yapmamız lazım.

NURİ ÇOLAKOĞLU: Diğer bir taraftan, toprakta ve denizlerde bol miktarda işlenmemiş su rezervi var. Deniz suyunu yeterince kullanıyor muyuz?

MUHTAR KENT: Deniz suyunu tuzdan arındırıp içme suyu haline getirme teknolojisinden bahsediyorsun sanırım. Günümüzde, bu dönüşümün gerçekleşmesi için inanılmaz büyüklükte bir enerjiye ihtiyaç var. Ancak tuzlu suyu arıtma tüm dünyada kullanılabilecek verimli ve ucuz bir yöntem değil. Yüksek maliyetine karşın üretilen enerji miktarı yetersiz kalıyor. Ama şu an bunun üzerine araştırma yürüten en az beş-on tane eğitim kurumunun olduğundan eminim. Birçok şirket de bu konuda araştırma yapıyor. O yüzden, o alanda da muhakkak bir gelişme olacağına inanıyorum.

NURİ ÇOLAKOĞLU: Yaşam şartları bunu mecburi kılacaktır.

MUHTAR KENT: Bu konuda epey araştırma yapılıyor ve ben inanıyorum ki bu alanda önümüzdeki yıllarda bazı önemli gelişmeler olacak.

NURİ ÇOLAKOĞLU: Çok teşekkür ederiz. Güzel bir röportajdı.

MUHTAR KENT: Benim için zevkti. Teşekkürler.

  1. Henüz yorum yapılmamış.
  1. No trackbacks yet.

Yorum bırakın

Adelina Sfishta

Okuyanlar Özgür Olmalı

Evrim Teorisi Online

Evrim hakkında herşey...

Virginia Woolf

Herkes kendi geçmişini, kalbiyle bildiği bir kitabın sayfaları gibi kapalı tutar ve dostları sadece onun başlığını okuyabilir.

ODILA BLOGGER by OAS

Turkish Geeks on Life & Politics...

YAŞAMAK ŞAKAYA GELMEZ

Facebook adreslerimiz: http://www.facebook.com/ata.fecob - http://www.facebook.com/pages/fvco/107464239362228

Komeleya Çand û Integrasyon a Kurd Luzern

Kürdischer Kultur und Integrationsverein Luzern/Mythenstrasse7,6003 Luzern

eren@home ~ $

Açık Kaynak, Linux, Programlama Dilleri, Amatör Telsizcilik gibi konular üzerine düşünceler

Ata FE COB

"En büyük yenilgimiz, bir alternatif fikrini kaybetmiş olmamızdır." ___Michael Lebowitz

WordPress.com

WordPress.com is the best place for your personal blog or business site.

CHP SULTANGAZİ

"Direnme gücü, dünya “evet” sözcüğünü duymak istediğinde 'HAYIR' diyebilme yetisidi" E. Fromm. ________“12 Eylül’de ‘HAYIR’ oyu vererek tokat atın, okyanus ötesinden de duyulsun” KILIÇDAROĞLU