Hangi Dünya düzeni… Banu Avar…


hangi dunya duzeni

hangi dunya duzeni / Banu Avar...

CIA ve Darbeler

11 Mart 2009 programından
CIA, dünyayı haraca kesenlerin istihbarat teşkilatıdır, kurulduğu günden bu yana onlarca ülkede hükümetler devirmiş, kendi işbirlikçilerini iktidara taşımıştır.
Dünyanın en büyük gizli servisidir, CIA. Mimarı Allen Dulles’dır. 1947’de Truman tarafından kurulmuş, başına eski Wallstreet hukukçusu Allen Dulles getirilmiştir. CIA kurulana kadar Amerika, Avrupa istihbaratına bağımlı kalmıştır. Alan Dulles, CIA’i kısa sürede dünya çapında yaptı. CIA binası girişinde şu sözler vardı:
“Gerçeği bilmelisin! Gerçek seni özgürlüğe kavuşturur!” Gerçeği bilmek isteyenler Amerika’nın yüce çıkarları gereği dünyaya yayıldılar. Doğu Avrupa’dan Afrika’ya, Latin Amerika’dan Rusya’ya büyük casus akınları başladı.
Amaç “Amerika’nın ekonomik ve siyasal çıkarları doğrultusunda dünyayı yeniden biçimlendirmek”ti.
İlk operasyonlar Ortadoğu’daki ülkeleri hedef almıştı.
“Amerikan petrol çıkarlarını korumak ve komünizme karşı set oluşturmak için” yollar aranmaktaydı… Ve sonra Ortadoğu bir anda toz duman oldu.
Operasyonlar sadece Ortadoğu’yla sınırlı değildi… Sovyetlere veya Çin’e yaklaşan tüm ülkelerde operasyonlar gerçekleştirilmişti.
1960’lara gelindiğinde sıra Afrika’daydı. CIA, Afrika’da onlarca darbeye imza atacaktı. Kongo operasyonu bunlardan en çarpıcısıydı.
1961’de Kongo’da ulusal bağımsızlık ateşi yandı. Lideri 36 yaşında genç bir adamdı. O tüm kıtanın efsane lideri Patrice Lumumba’ydı. Halkına şöyle haykırmıştı: “Afrikalı, kendi memleketinde yaşamak için başkalarından izin almamalıdır… Sahip olduğumuz magnezyum, altın, demir yatakları yarınki bağımsızlık için bize gereklidir”.
Lumumba halkın büyük desteğiyle, seçimle göreve gelmiş ve sadece iki ay iktidarda kalabilmişti. Amerikan istihbaratı Kongo’daki gelişmelere izin veremezdi. İşbirlikçi generaller, Devlet Başkanı Lumumba’yı alaşağı ettiler. Ardından Patrice Lumumba ve tüm yakın çevresini katlettiler.
Yakından tanık olduğumuz bir başka darbe, 1967’de Yunanistan’da gerçekleşti. Yunan halkı 1967 seçimlerine hazırlanırken, CIA destekli askeri darbeyle sarsıldı. “Albaylar Cuntası” altı yıl boyunca Yunan halkına kan kusturdu. Cunta, Türkiye’nin Kıbrıs’a yaptığı barış harekâtının etkisiyle devrilebildi.
Dünya uyuşturucu ticareti CIA’in denetiminde gerçekleştirilir.
Afganistan buna en iyi örnektir. 1980’e kadar afyon üreten ülkeler arasında ismi geçmezken birden bu konuda ünlenmiştir. Çünkü Amerikan İstihbarat Teşkilatı 1986 itibariyle bölgeyi ele geçirmiştir. Şimdi Afganistan dünya eroin üretiminin üçte ikisine sahiptir.
Eroin işi en az petrol kadar, silah işi kadar önemli bir gelir kaynağıydı. Terörü desteklemede, CIA için meşru bir araç olarak kullanıldı.
Amerikan istihbaratı birçok terör örgütünü uyuşturucu ihalesi vererek destekledi ve denetledi. PKK’nın en önemli gelir kaynağının uyuşturucudan elde edildiğini Abdullah Öcalan mahkeme ifadesinde söylemişti.
Eğer bir Orta Amerika ülkesi ya da Afrika’nın küçük bir ülkesi olsaydık, bir CIA darbesiyle işimiz bitirilirdi. Ama bu coğrafyadaki üç büyük imparatorluktan biri Türkiye… Binlerce yıllık bir devlet geleneğinden geliyor.
Sevr’den Bop’a Türkiye!
25 Mart 2009 programından
Yıl 1912. Amerikan Başkanı Woodrow Wilson. Türkiye’yi paramparça eden ünlü Wilson İlkeleri’ne adını veren kişi… Türkiye sınırları içine bir Kürdistan ve bir Ermenistan haritaları çizen Amerikan Başkanı. Bakın ne diyor: “Amerikan kapitalizminin temel hedefi, zayıf ülkelerin hammaddelerini ve ulusal pazarlarını açık birer kapı olarak tutmaktır. Bunun için diplomasi ve gerekirse zor kullanılmalıdır…”
Wilson haritasında bir Ermenistan ve bir Kürdistan çiziliydi. Tarih 8 Ocak 1918’di.
90 yıl sonra bu hayal doğrultusunda biraz yol kat ettiklerini teslim etmek gerek. Irak işgal edilmiş, petrolün en fazla olduğu kuzey bölgesi Çekiç Güç’ün kontrolüne verilmiş ve parlamentosuyla bayrağıyla bir Kürt devleti fiilen oluşturulmuştu.
Petrolü geleceğin yakıtı olarak kavrayan ilk ülke İngiltere’ydi. Onu Rusya izledi.
İngiltere 1899’da Osmanlı toprağı olan Kuveyt’e yerleşmiş petrol arıyordu.
Petrolün en yoğun bulunduğu yer, Osmanlı Devleti topraklarıydı ve de Osmanlı hasta adamdı; güçsüzdü, borç batağındaydı. O halde paylaşım oradan başlayacaktı.
Bütün dünyayı şaşkına çeviren Kurtuluş Savaşı ardından Hollandalı Handelsblat gazetesi şu sözleri yazdı:
“Türklerin bu beklenmedik zaferi akla şu soruyu getiriyor: Son nefesini vermekte olan, ölüme mahkûm Türkiye dört yıl süren dünya savaşı sırasında tüm maddi ve manevi kaynaklarını tükettiği halde, nasıl olur da tüm dünyayı şaşkına çevirir?
Londra’da yapılan hesaplarda Mustafa Kemal ve milliyetçi hareketin sıfırı tükettiği, iflasa sürüklendiği, iki kere ikinin dört ettiği gibi ortadaydı. Anadolu dullar ve yetimler ülkesine dönmüştü. Tam dört yıl boyunca milyonlarca insan durmaksızın savaştı ve demir yumruğuyla İngiltere maşası Yunanistan’ı denize döktü. Bu, ulusal davaya duyduğu inançla mümkün oldu”
Bu uzun yazının sonunda yazar şunları da ekliyor:
“İslam düşüncesinin içine girmeyiz. Bu mucizeyi anlamak için bunu yapmak gerekli. Yoksa böyle giderse, Asya’nın muazzam kapıları yüzümüze ebediyen kapanacak!”
Kasım 1922, Handelsblat
“Asya’nın kapıları” işte sözcük buydu… Tıpkı bugün gibi… Asya pazarlarına el koymak için her şey yapılmalıydı. Din kullanılmalıydı. Türk milleti etnik olduğu kadar dini olarak da ayrıştırılmalı, sahte bir İslam yaygınlaştırılmalıydı!
İşte bugün medeniyetler ittifakı, dinler arası diyalog ve ılımlı İslam’ın Türkiye’ye dayatılması o günlerde kararlaştırıldı.
Osmanlı’ya dönülmeliydi. Mustafa Kemal Türkiye’si çok tehlikeliydi. Türkler ulusal kaynaklarına sahip çıkarlar, ekonomide siyasette bağımsız olurlarsa Batı ne yapardı. Petrol, pamuk, madenler ve suya nasıl el koyarlardı!
O nedenle Lozan’da Lord Curzon şu sözleri söylemişti:
“Şimdi bu masada verdiklerimizi yakında ekonomik zorluklar içine düştüğünüzde bir bir geri alacağız!” Geri almak için her şeyi yapacaklardı… 1984’de Türkiye ağır sanayi hamlelerine bir de GAP’ı katınca PKK için düğmeye basıldı. Güneydoğu Anadolu Projesi suyun kontrolü ve Türkiye’nin zenginleşmesi demekti. Bölgesel güç olmak yolunda önemli bir merhaleydi ve PKK terörü bu işi engelleyecek, aynı zamanda 100 yıllık Kürt devleti hayalini destekleyecekti…
Kürt Açılımı 1991!
Özal, o yıllarda Türkiye’de pek konuşulmayan konuları tartışmaya açacaktı…
“Bir Türk-Kürt Federasyonu kurma fikrini” ortaya atacak, tepkiler sonunda “konuyu tartışmaya açmak istemiştim” diyecekti…
Aynı Turgut Özal yine 1991’de “Türkiye olarak şu Ermeni soykırımını tanısak ve bu iş sona erse” görüşünü de dillendirdi.
1994’de Avrupa Birliği, Fener Rum Patrikhanesi Patriği Bartholomeos’u “Bizans devlet başkanı” olarak seçtiğini duyurdu.
Avrupa Birliği’nden devlet başkanı unvanı edinen Fener Patriği, basına verdiği demeçlerde “Lozan’ı tanımıyoruz” diyecekti!
Cumhurbaşkanı Demirel, 1 Mayıs 1995 günü Milliyet gazetesi yöneticilerini makamına çağırıyor “Batı Sevr’i istiyor” diyordu…
Lord Curzon’un hayaleti Türkiye üzerinde dolaşıyordu…
1999’da Apo Kenya’da yakalandı ve Avrupa Birliği uyum yasaları çerçevesinde idam cezası uygulanmadı.
Öcalan mahkemeye verdiği savunmasında kendisinin Batılı ülkelerce korunup, beslendiğini, Batılı ülkelerden silah, malzeme ve para yardımları alarak Türkiye’ye karşı savaştıklarını açıkladı.
İngilizler Lozan’da Musul meselesi görüşülürken Şeyh Sait’i kullanmışlardı… Fransızlarla Hatay için boğuşulurken, Dersim isyanı patlamıştı… Türk ordusu Kıbrıs’taki kıyıma “Dur!” deyince ASALA örgütü katliama başlamıştı… Güneydoğu Anadolu Projesi ile Türkiye suyun kontrolünü sağlayacak ve bölgesel güç olabilecekken PKK ortaya çıkmıştı…
2000’lerde SEVR anlaşmasından Büyük Ortadoğu Projesi’ne izler düşmeye devam edecek, “Ilımlı İslam” adı altında Türk insanının inanışları deforme edilecekti.
Hatırlayın! Lord Curzon, Lozan Konferansı’nda, Musul-Kerkük konusu görüşülürken Kürtleri kastederek “Ben onlara bir alfabe verdiğim gün, görürsünüz” demişti…
Şimdi Batı bölgede ortak Kürt kültürü yaratma peşinde. Maddi çıkarları bunu gerektiriyor. Batı, içinden geçtiği krizle sallanırken Asya’nın kilidi Türkiye’yi kırmaya çalışıyor.
Kaynakça: HANGİ DÜNYA DÜZENİ? Banu Avar / Remzi Kitabevi
  1. Henüz yorum yapılmamış.
  1. No trackbacks yet.

Yorum bırakın

Adelina Sfishta

Okuyanlar Özgür Olmalı

Evrim Teorisi Online

Evrim hakkında herşey...

Virginia Woolf

Herkes kendi geçmişini, kalbiyle bildiği bir kitabın sayfaları gibi kapalı tutar ve dostları sadece onun başlığını okuyabilir.

ODILA BLOGGER by OAS

Turkish Geeks on Life & Politics...

YAŞAMAK ŞAKAYA GELMEZ

Facebook adreslerimiz: http://www.facebook.com/ata.fecob - http://www.facebook.com/pages/fvco/107464239362228

Komeleya Çand û Integrasyon a Kurd Luzern

Kürdischer Kultur und Integrationsverein Luzern/Mythenstrasse7,6003 Luzern

eren@home ~ $

Açık Kaynak, Linux, Programlama Dilleri, Amatör Telsizcilik gibi konular üzerine düşünceler

Ata FE COB

"En büyük yenilgimiz, bir alternatif fikrini kaybetmiş olmamızdır." ___Michael Lebowitz

WordPress.com

WordPress.com is the best place for your personal blog or business site.

CHP SULTANGAZİ

"Direnme gücü, dünya “evet” sözcüğünü duymak istediğinde 'HAYIR' diyebilme yetisidi" E. Fromm. ________“12 Eylül’de ‘HAYIR’ oyu vererek tokat atın, okyanus ötesinden de duyulsun” KILIÇDAROĞLU