Hindistan… İnanç Uğruna…
İnanç uğruna…
Önce bir müzik duyuluyor genellikle… Ardından rengârenk giysiler içinde çoluk çocuk yürüyen gruplar…
O gün biz de önce müziği duyduk. Birkaç polis, ağır adımlarla ilerleyen çalgılı bir konvoyun işgal ettiği caddeyi taşıtlar için sağa doğru tek şeride indirmeye çalışıyordu. “Bakalım bu defa nasıl bir sürprizle karşılaşacağız” diye beklerken, gördüklerimiz karşısında donup kaldık. Burnumuzun dibinden yüzlerine, çıplak sırtlarına, kollarına uçlarından taze limonlar sarkan metal çengeller batırılmış kadınlar geçiyordu… Yanaklarından birkaç metrelik demir çubuklar geçirilmiş erkekler yürüyorlardı. Müslüman şoför Salim arabadan inme isteğimi daha önce ondan hiç duymadığım bir tonda anında reddetti. “No Ma’am, onlar çok tehlikeli insanlar!” Tabii ki inmek ve hatta fotoğraf çekmek gerekiyordu. Salim’in sözlerinin etkisi, gördüklerimin ürpertisiyle kalbim çarparak arabadan inip polislere fotoğraf çekip çekemeyeceğimi sordum. Hintliler başlarını iki yana sallayarak “evet” derler. İzin almadan fotoğraf çekmeyi göze alamayacağım için o gürültü ve kargaşada tam üç kez sormam gerekti. Korkuyordum. Ama merak mı, yoksa garip bir dinginlik içinde yürüyen bu insanların hali mi etkili oldu bilmiyorum, korku çabuk silindi. Birkaç dakika sonra yüzünde çengeller asılı Hintli bir kadınla birlikte bir başkasına verdiğim kameraya karşı poz veriyorduk. Artık aralarındaydım ve müzik eşliğinde birlikte yürüyorduk. Güney Hindistanlı Tamiller olduklarını öğrendim. Tapınağa gidiyorlamış. Guruları veya yogilerinin yardımıyla bedenlerini ve akıllarını arındırmak için transa geçtiklerinde hiçbir fiziksel acıyı hissetmez olurlarmış. Brüksel’e dönüşte uçakta yanıma düşen dindar genç Hindu ile Tamillerin bu ibadetini konuştuk. “İnanç uğruna yapılmayacak hiçbir şey yoktur” derken sesi titriyordu…
Dünyanın diğer kısmında bilmeyenlere masal gibi gelen çok eski bir inanç, varsıl/yoksul milyonlar için sorgusuz sualsiz hayatı eviriyor Hindistan’da. Hinduların oranının yüzde 80 olduğu, 1 milyar nüfuslu ülkede tanrı ve tanrıçaların sayısının 330 bin kadar olduğu tahmin ediliyor. Kimilerine göre ise aslında tek bir tanrı var o da “Brahman”. Diğerleri yalnızca onun değişik formları. Tanrı bazen bir fil, bazen bir maymun, bazen dört kollu bir insan figüründe şeklini şemalini buluyor. Hinduların birçoğunun hemen hemen her gün ziyaret ettikleri tapınaklarında farklı tanrı ve tanrıçaları ile kurdukları, dini takvime, yaşadıklarına, arzularına, pişmanlıklarına göre, gün gün değişebilen çok özel bir ilişkileri var. Tektanrılı dinlerin hâkim olduğu kültürlerden gelenler için anlaşılması çok emek isteyen, karmaşık, bilmeyen için sürprizlerle dolu bir din Hinduizm. Yine de Hindistan’ın dışında insana şaşırtıcı gelebilecek her şey, Hindistan sokaklarında turlarken öylesine normalleşiyor ki… Dinin normları değişince normal olan da fillerin, öküzlerin caddelerde dolaşması, farelerin bile kutsal sayılabilmesi, tapınaklara yürüyen müzikli konvoylarla kesilen trafik, hatta tahtırevanlara oturtularak taşınan yarı çıplak, başı yana düşmüş ölü bedenler oluveriyor.
Mumbai’nin çıldırtıcı trafiğinin yaşamdan çaldığı saatler için arabalarının içinde mızmızlanıp durmak yerine, sabırla pencereden bakan başka ritimli dünyaların insanlarına Hindu sokaklarının sunacağı bir ödül mutlaka çıkıyor… / ÇİMEN TURUNÇ BATURALP
Sizlerden Gelen Yorumlar…