İçki ve İçki Yasağı…


içki yasağı“Dağın tepesine hangi yoldan çıkarsan çık, manzara aynıdır.
Ancak çıkarken gördüğün manzara farklıdır.”
____
Çin Atasözü


İnsanoğlunun alkollü içecekle tanışması çok eskilere gider.

Bira insanoğlunun ürettiği en eski içeceklerden biridir. Arkeolojik araştırmalar sonucu bulunan Sümer tabletlerine göre bira ilk kez M.Ö. 3500-3100 dolaylarında Mezopotamya`da üretilmiştir. Yapımı kolay olduğundan daha önce ya da o sıralarda başka yerlerde de bulunmuş olması olanağı da vardır.
M.Ö. 2800 civarında Eski Mısır`da ilk bira üretim kuruluşları oluşturulduğu zannedilmektedir. Günlük hayat ile dinsel törenlerde bol miktarda tüketilen bira aynı zamanda III.Ramses döneminde balla karıştılıp ilaç niyetine de kullanılmıştır.

Şarap için de durum farklı değildir. Avrupa üzümü “Vitis vinifera”, Milattan Önce 4000 yıllarında, belki de daha öncesinde Ortadoğuda yetiştirilmiştir. Yunanlılar, Karadenizden İspanyaya kadar uzanan kolonilerinde, etkin bir biçimde üzüm elde edilmesi ile şarap ticaretini başarı ile yürütmüşlerdir.
Damıtık alkollü içkilerin tarihi konusunda tam olarak bir görüş birliği yoktur. Bu yöndeki genel kanı, damıtmanın MS ki yıllarda gerçekleştirildiği biçiminde ise de, damıtmanın tarihçesinin MÖ 800 – 700 tıllarına kadar indiği kesindir.
Kimi araştırıcılar damıtmayı ilk kez Mısırlı alkimimistlerin bulduğunu belirtirken, kimileri de buluşun eski Yunanlı alkemistlerce, Dahası İtalyan filozoflarınca yapıldığını öne sürmektedirler.
Alkol, bir içecek olarak en başta beyne etki eden zarar verici bir maddedir [*]. Bu yüzden, çeşitli ülkelerde, zaman boyunca yasaklanmıştır.
Osmanlı İmparatorluğu, bir islami din devleti olduğundan, bu yasakları koyan ülkelerin başında gelir. Osmanlıda alkollü içeklere sürekli olarak iyi gözle bakılmamasına karşın zaman zaman konulan yasaklarda yumuşamalar da gözlemlenmektedir.
Osmanlı asırları boyunca içki ve tütün tüketimi yasaktı… Dahası ulema kullanana kadar kahve de… Ama hiçbir dönemde yasak sonuç vermedi, imparatorluğun pek çok bölgesi ürettiği içkiyle ünlendi..
Osmanlı padişahları, çok az ayrıcalıklar dışında, hem “fiilen”, hem de “kavlen” İslâm’ın getirdiği içki yasağına uymuşlardır. Bu yasağa uyulması için gerekli hukuksal önlemleri almışlardır. Bunlardan II. Bayezid’e ait olan bir fermanın var olduğunu biliyoruz.
17. yüzyıldaki içki yasağı, Osmanlı’yı yeni bir alkol çeşidiyle tanıştırdı : Rakı.
Rakı, -görünürde sudan farklı olmadığı için-, içki yasağını delmek amacıyla Osmanlı’ya giriverdi. Görüldüğü gibi, bizim zannettiğimiz rakı, ne tazık ki “milli içkimiz” değildi. “Rakı” sözcüğü Türkçe değil Arapça’ydı. Arap ülkelerinde buna “arak” denilmekteydi.
Rakıyı Osmanlı Sarayı da pek sevdi. III. Ahmed, çoğunlukla geceleri hünkár sofasında, balkonda yumuşak yastıklar içinde yarı yatmış bir halde oturur, sadrazamı, şairleri, dalkavuklarıyla rakı içerdi.
Bir sonraki padişah I. Mahmud da içkiyi seviyordu. 

İçkinin gidişi 18. yüzyılda da değişmedi. Bazen yasaklandı, bazen serbest bırakıldı. Ne zaman paraya ihtiyaç duyulduysa, içki içimi serbest bırakıldı. Çünkü alkolün alım satımından alınan “Zecriye Vergisi” hayli yüklüceydi!
Fındıklı Mehmed Ağa bu durumu “Silahdar Tarihi” adlı yapıtında şöyle yazmıştır : “Hazine çok sıkıntı içindeydi, içki yasağı kaldırıldı. Meyhanelere ve tütün içmeğe izin verildi. Tütüne de ayrıca gümrük kondu.”
Osmanlıda içkiye savaş açan son padişah III. Selim oldu. Müziğe ilgisiyle bilinen bestekar padişah, ne kadar meyhane varsa hepsini kapattı. Yasağa karşın içki içmekte direnenleri idam ettirdi.
Yasak ile öğütleme böyle ama, işin bir de siyasal yanı var… Osmanlı tarihinde içki, tütün kullananlara yönelik yoğun izlemelerin gerçekleştirildiği, ağır cezaların uygulandığı dönemlere bakın. Bunların  imparatorluğun ağır askeri kayıplara uğradığı yıllar olduğunu görürsünüz…

Gerçekten de yenilgilerin, ordudaki başıbozukluk, kumandanları irade zayıflıkları, silah teknolojisindeki gelişmeleri izleyemeyiş gibi gerçekçi çözümlemeler (tahliller) yerine, “Ahalinin Allah’ın emirlerine uymayı terk etmesine gösterilen müsamahanın başa getirdiği musibet” olarak değerlendirilmesi âdet olagelmiştir…

Osmanlıdan sonra kurulmuş olan Türkiye Cumhuriyetinde de BMM kararıyla alkollü içki yasağı getirilmiştir.
Bundan tam 85 yıl önce TCBMM içkiyi tartışmış, ardından yasaklamıştır. Hem de çıkardığı bir yasayla Türkiye Büyük Millet Meclisi içki yasağı koymuş bir meclistir. Daha da ilginci, bu yasak Cumhuriyet’in ilk 6 ayı boyunca yürürlükte kalmıştır.
Yapılan oylamanın sonundaki sayımda oylar eşit çıkmıştır. Bunun üzerine “eşitlik halinde başkanın oyu 2 oy sayılır” biçimindeki içtüzük hükmü uygulanmış, kanun 71’e karşı 72 oyla kabul edilmiştir. Cumhuriyet’in ilanından sonra 5 ay, 11 gün daha içki yasağıyla yaşadığımızı, TBMM’nin 9 Nisan 1924’te “beklenen neticelerin elde edilemediği” gerekçesiyle kanunu yürürlükten kaldırdığını görüyoruz.

Batı Uluslarında da içki yasağı konulduğu bilinmektedir.
ABD de1920 yılından 1933 sonuna kadar, tam on üç yıl!… İki protestan köktendincinin önayak olmasıyla içki yasağı yasalaştırıldı, bu da yetmedi, anayasaya “ek madde” (amendment) olarak da girdi. Bundan kurtulmak da, bu maddeyi yürürlükten kaldıran gene bir ek anayasa maddesiyle gerçekleşebildi.
Sonuçta içki yasağı, yalnızca içki tüketiminde patlama yapmakla kalmadı… Büyük bir saçmalık örneği olarak içkiyi üretmek, dağıtmak ile satmak yasaktı ama içmek yasak değildi!… Polis gizlice içki içilen, “speakeasy” denilen yerleri basıyor, satanı tutukluyor, ama burnunun dibinden bulut gibi yıkıla yıkıla geçip giden sarhoş müşteriye hiçbir şey yapamıyordu…
Bu durum Mafya’ nın doğmasına da neden oldu. İçki yasağı, mafyayı “gizli içki ithalatçısı ve dağıtıcısı” konumuna yükseltti. Milyonlarca dolarlık bir ranta kavuşturdu. “Efsanevi” mafya babaları, başta Chicago’nun ağası Al Capone olmak üzere bütün o Lucky Luciano‘lar, Dutch Schulz‘lar da böyle doğdular.
Görülüyor ki, bazı yasaklar getirerek insanoğlunu 3 – 4 bin yıl önce tanıştığı alkollü içkiden uzaklaştırmak olanağı elde edilememiştir. Yer yer, zaman zaman bu yasaklama uygulaması geri teperek daha kötü sonuçlar doğmasına yol açmıştır. Bunlar yaşanmış gerçeklerdir.
Aynı durum öteki uyuşturucu maddeler için de söz konusudur. Bilindiği gibi uyuşturucu her yerde yasalarla yasaklanmıştır. Sonuç olarak gelinen noktayı, İstanbul’un 28 ilçesindeki 154 okulda okuyan 31 bin 272 öğrencinin katıldığı bir ankette görüyoruz.

Bu ankete göre :

Uyuşturucu kullanma yaşı 14’e kadar düşmüş…

Üstelik her 100 öğrenciden 1’i, gramı 150 dolardan satılan sosyete uyuşturucusu kokaini kullandığını açıklamış.

Öğrencilerin yüzde 3.3’ü, en az bir kez esrar içmiş.
Yüzde 2.4’ü de yine en az bir kez uçucu madde kullanmış.
Öğrencilerin yüzde 1.6’sı ecstasy içmiş.
Yüzde 1.4’ü amfetamin kullanmış.
Yüzde 1.2’si LSD kullanmış.
Yüzde 1’i de kokaini en az bir kere denemiş.
Gelinen noktadaki genel görünüm budur. Çareyi, yasak savar gibi çıkarılan yasalarla önlemenin dışında alınacak başka önlemlerde aramanın doğru olacağı açık bir gerçektir. ______ http://www.yalcinguran.com/

  1. Henüz yorum yapılmamış.
  1. No trackbacks yet.

Yorum bırakın

Adelina Sfishta

Okuyanlar Özgür Olmalı

Evrim Teorisi Online

Evrim hakkında herşey...

Virginia Woolf

Herkes kendi geçmişini, kalbiyle bildiği bir kitabın sayfaları gibi kapalı tutar ve dostları sadece onun başlığını okuyabilir.

ODILA BLOGGER by OAS

Turkish Geeks on Life & Politics...

YAŞAMAK ŞAKAYA GELMEZ

Facebook adreslerimiz: http://www.facebook.com/ata.fecob - http://www.facebook.com/pages/fvco/107464239362228

Komeleya Çand û Integrasyon a Kurd Luzern

Kürdischer Kultur und Integrationsverein Luzern/Mythenstrasse7,6003 Luzern

eren@home ~ $

Açık Kaynak, Linux, Programlama Dilleri, Amatör Telsizcilik gibi konular üzerine düşünceler

Ata FE COB

"En büyük yenilgimiz, bir alternatif fikrini kaybetmiş olmamızdır." ___Michael Lebowitz

WordPress.com

WordPress.com is the best place for your personal blog or business site.

CHP SULTANGAZİ

"Direnme gücü, dünya “evet” sözcüğünü duymak istediğinde 'HAYIR' diyebilme yetisidi" E. Fromm. ________“12 Eylül’de ‘HAYIR’ oyu vererek tokat atın, okyanus ötesinden de duyulsun” KILIÇDAROĞLU