Cumhuriyet ve Demokrasi Güçlerine…


CUMHURİYET VE DEMOKRASİ GÜÇLERİNE ÇAĞRI (2)

BAĞLAŞMA VE GÜÇ BİRLİĞİ YAPARAK BUNALIMDAN ÇIKIŞ İÇİN

DEMOKRASİ BİLDİRGESİ ÖNERİSİ

GEREKÇE

BİLDİRGENİN YAYINLANMASI ile;

  • Toplumdaki yaygın umutsuzluğun yerini UMUT alacaktır.
  • Ülkedeki, siyasal ve yönetsel alanlardaki tükenmişlik, tıkanıklık, güvensizlik, çürümüşlük ve çaresizlik sürecinden ÇIKIŞ sağlanacaktır.
  • Türkiye, var olan DEMOKRATİK İKTİDAR SEÇENEKSİZLİĞİnden kurtulacak, SOL DEMOKRATİK İKTİDAR SEÇENEĞİnin yolu ve önü açılacaktır.
  • Ülke, içine girdiği derin siyasal/yönetsel BUNALIMDAN çıkarılabilecektir.

ÖNERİNİN İÇERİĞİ

  • Demokrasinin vazgeçilmezliğine inanan ve demokrasi yelpazesinin solunda yer alan “sol demokrat partiler” in SOL DEMOKRATİK İKTİDAR SEÇENEĞİ oluşturabilmek için bağlaşıp güç birliği yapmaları.
  • Sol demokrat partilerin, ilkönce önümüzdeki yerel yönetim seçimlerinde bu bağlaşma ve güç birliğini gerçekleştirerek “SOLDA TEK ADAY”yöntemi/özsöylemi çerçevesinde ve sol demokratik iktidar seçeneğinin bir ön adımını da oluşturacak biçimde başta büyük şehirler olmak üzere belediye yönetimlerinin büyük çoğunluğunun sol düşüncenin yönetimine geçmesini sağlamaları.
  • Söz konusu partilerin, soldaki evrensel gelişmeleri de dikkate alarak tüm demokrat solun, birlikte üretecekleri özgün, ulusal, bütünsel ve dizgeli bir siyaset felsefesi ve dünya görüşü çevresinde bağlaşıp bütünleşmesini gerçekleştirmeleri.
  • Ülkemizi, öncelik ve ivedilikle içinde bulunduğu siyasal tıkanma, bilinmezlik, bunalım ve iktidar seçeneksizliğinden çıkarabilmek ve aşamalı olarak yukarıda belirtilen hedeflere ulaşmak için sol demokrat partilerin doğru bir zamanlama ile demokrasi güçleri arasında bağlaşma ve güç birliğini simgeleyip sağlamayı öngören bir DEMOKRASİ BİLDİRGESİ yayımlamaları, bu yoldan SOL DEMOKRATİK İKTİDAR SEÇENEĞİnin önünü de açmaları.

ÖNERİNİN GERÇEKLEŞTİRİLMESİ

Yayımlanması öngörülen DEMOKRASİ BİLDİRGESİNİN;

o Ülkemizin içinde bulunduğu duruma ilişkin nesnel saptamalara,

o Politik İktidarın içerideki despotik arkaik egemen güçleri ile dışarıdaki emperyalist güçleri ve işbirlikçilerinin doğru çözümlemelerine,

o Demokrasinin evrensel çağcıl değerlerine,

o Demokrasi savaşımının evrensel ve ulusal gereklerine ve bağlaşıklıklarına

Dayalı olacak ve demokrasi güçlerini simgeleyecek biçimde çerçevelenip içeriklendirilerek yayımlanmasının sol demokrat partilerin yönetimlerince üstlenilmesi gerektiği; görev ve sorumluluğun öncelikle sol partilerin yönetimlerine ve genel başkanlarına düştüğü açık bulunmaktadır.

SAPTAMALAR

DURUM:

  • Seksen beş yıl önce, Büyük Türk Devrimi ile oluşturulan Türkiye Cumhuriyetinin Yönetimi, bugün, emperyalist güçlerin de desteğiyle Devrimin ulusal bağımsızlık, ulusal egemenlik, aydınlanma, çağdaşlaşma, laikleşme, uluslaşma ve giderek çağın yönetim biçimi demokrasiye ulaşmayı öngören kurucu felsefesine karşı olan, şeriattan yana dinsel güçler tarafından ele geçirilmiş bulunmaktadır.
  • Demokrasi dışı ve din merkezli “Ilımlı İslam Devleti” iktidarı, ülkeyi içeride ortaçağ karanlığına, din, mezhep ve tarikat kavgalarına, dışarıda BOP uyarınca saldırganlık ve savaşa sürükleyecek bir yol izlemektedir.
  • Devrim ve demokrasi güçleri, Cumhuriyet Devrimi ile gerçekleştirilen çağdaşlaşma, aydınlanma ve laikleşme atılımlarının ülkemizde bugün ulaştığı aşama, uğrak ve kazanımları koruyabilme olanağını da yitirmek üzeredir. Eğer en kısa sürede demokratik bir iktidar seçeneği, çözüm ya da çıkış üretilip, yaşama geçirilemezse, bu iktidarın despotik dinsel, militarist ya da faşist bir diktatörlüğe dönüşüp yol açması da büyük olasılık içinde bulunmaktadır.
  • Mustafa Kemal ATATÜRK’ün veciz biçimde çerçeveleyerek tüm gerekleriyle eyleme ve yaşama geçirdiği “Tam Bağımsızlık”tan yola çıkan Türkiye Cumhuriyeti Devleti bugün tam bağımlı hale getirilmiştir.
  • Cumhuriyet Yönetimi, kuruluşunda hedeflenen çağdaş uygarlık düzeyine ve demokrasiye ulaştırılamadan, öngörülen doğrultudan saptırılmıştır.
  • Ülkemizin öncelikli ve en sancılı sorunu olan, yürütüle gelen yanlış politikalarla ve izlenen yoldan çözümü olanaklı bulunmayan, toplumsal, kültürel, yönetimsel/siyasal, hukuksal, ekonomik, feodal/yapısal v.b. yanları bulunan, ancak soruna dönüştüğü yerden, demokrasi, insan hakları/hukuk ve barış yolundan, üniter devlet temelinde ve demokratik sivil yönetim eliyle çözülebilir olan çok boyutlu KÜRT SORUNU, tüm boyutları ortaya konularak demokratik yöntemlerle üretilecek BİR ULUSAL PLAN ÇERÇEVESİNDE ÇÖZÜLEMEMİŞTİR. Bu durumdan en çok etkilenen, daha önemli olarak da KÖKENSEL AİDİYET DUYGUSUNDAN YOKSUN BIRAKILMIŞ OLDUKLARINI DÜŞÜNEN KÜRT KÖKENLİ YURTTAŞLARIN EN AZINDAN BİR BÖLÜMÜ ŞİDDETE VE TERÖRE AÇIK HALE GELMİŞ YA DA GETİRİLMİŞ OLMAKTAN ÇIKARILAMAMIŞTIR. Bu nedenlerle ve temeldeki sorun çözülemediği için, bu ana sorundan kaynaklanan yani KÜRT SORUNUNUN BİR TÜREVİ OLAN PKK TERÖRÜ SONA ERDİRİLEMEMİŞTİR.
  • Türkiye, çok derin bir yönetim, siyaset ve düzen bunalımı içindedir. Ülkede siyasal, yönetsel ve toplumsal umutsuzluk giderek artmakta, güven bunalımı tüm ülkeye yayılmakta, huzur ve barış içinde birlikte yaşama ve korkudan uzak olma hakları herkes için tehlikeye girmiş bulunmaktadır
  • AKP İktidarı, ekonomide ve ekonominin yönetiminde, yalnızca devletin elindeki ekonomik kurum ve kuruluşların tümüne yakınını dış küresel güçlere devredip elden çıkarmakla yetinmemiş, ulusal çıkarları hiçe sayarak stratejik, yaşamsal alanları da bütünüyle aynı güçlere açmış; devletin devredilemez, dış güçlere bırakılamaz ekonomik yönetim alanlarını, işleyiş, düzenek ve denetimlerini, özetle ekonominin yönetimini küresel emperyalist güçlere devretmiştir. Böylece AKP İktidarı, ekonomiyi dışa bağımlı, dışarıdan yönetilip yönlendirilebilir, gerekli görüldüğünde kolaylıkla manipüle edilebilir, her an felce ve çöküntüye uğratılabilir bir duruma getirmiştir. İçerde de sosyal devlet kavramını bilinçli bir biçimde yok ederek, ekonomik yönden güçsüz büyük halk çoğunluğunu ulusal gelirden aldıkları payı azaltarak daha da güçsüzleştirmiş, gelir dağılımındaki var olan adaletsizliği daha da derinleştirmiş, işsizlik oranını arttırmış; güçsüzleştirip ezdiği geniş kitleleri, yaşamlarını insanca sürdürebilecekleri bir işe ve gelir düzeyine kavuşturma yerine insan onurunu hiçe sayacak biçimde sadakaya muhtaç hale getirmiş; bu ve benzeri insanlık dışı, insan haklarına aykırı yol ve yöntemleri kullanarak oy oranını arttırmayı hedeflemiştir.

Bugün yaşanmakta olan, tüm dünyayı derinden etkileyip sarsan, ülkemizde ekonominin bu yapısı nedeniyle öncelikle ve daha çok küçük ve orta boy işletmeleri, ekonomik yönden güçsüz büyük çoğunlukları vuran, zaten yüksek oranlarda olan işsiz sayısını kısa sürede katlayarak arttıran “kapitalizmin küresel ekonomik krizi” Türkiye’yi bu kara tablo içinde yakalamıştır.

  • Özetle, din ve dış merkezli, “Ilımlı İslam” kılıflı politik iktidar, bir yandan Cumhuriyetin ve devletin tüm kurumlarını bir bir ele geçirir, birbirlerine düşürerek çağdaş kimliklerini boşaltıp dinselleştirirken, öte yandan da dinselleştirilmiş yönetim kadroları eliyle ve karşı konulamaz din silahını kullanarak cemaat, tarikat ve ümmet kuşatması altına aldığı toplumda doğası gereği yer yer şiddete dönüşecek biçimde dinsel baskıyı yoğunlaştırmakta; Cumhuriyet ve Demokrasi Güçlerinin kronikleşmiş bağlaşma ve güç birliği yoksunluğundan ve aymazlığından yararlanarak politik iktidarını toplumsal iktidara/hegemonyaya dönüştürmeye çalışmakta ve “despotik dinsel diktatörlük” yolunda hızla ilerlemektedir. Cumhuriyet ve demokrasi güçlerinin birleşik duruş bilincinden uzak kimi dağınık, etkisiz ve cılız direnmelerine karşın AKP’ nin küresel emperyalizmin güçlü desteği ile karşı devrim yolunda gerçekleştirdiği bu hızlı ilerleyiş çerçevesinde yönetimde ve her alanda egemen kılınmaya çalışılan ilkellik, hukuksuzluk, kural tanımazlık, kayırma ve ayırımcılık, ötekileştirme ve ötekileştirilenlere düşmanlık, takıyecilik, sapkınlık ve boş inançlara dayalı dinsel baskılar ve şiddet sonrasında ülke ve toplum, devletin, kurumların, hukukun ve kuralların güvencesinden yoksun bırakılıp koparılarak anarşiye, kaosa, yönetsel kargaşaya, toplumsal bunalıma, korku, panik ve yılgınlığın içine, patlamaya ve iç çatışmaya sürüklenmektedir.
  • Kuşkusuz gerçek anlamda bir demokrasinin ürünü olmayan AKP, laiklik karşıtı eylemlerin odağı olduğu oybirliğine yakın bir çoğunlukla saptanmış olmasına karşın, ülke yönetiminin önünde demokratik bir iktidar seçeneğinin bulunmuyor olmasının yarattığı ağır sosyopsikolojik ortam ve yoğun iç ve dış baskıların yükü altında kalan Anayasa Mahkemesince, yapılan saptamanın yaptırımı uygulanamayarak iktidarın ve siyasi alanın dışına çıkarılamamıştır.

CUMHURİYET VE DEMOKRASİNİN GÜCÜ:

Ülkemizde Cumhuriyet ve demokrasiyi savunanların, demokrasinin vazgeçilmezliğine inananların oranı oldukça yüksektir. Önemli olan, yüksek orandaki bu kitleyi yani Cumhuriyet ve Demokrasi Güçlerini bu amaç ve bilincin gerekleri doğrultusunda, eksiksiz bir demokrasinin gerçekleştirilmesi ve yerleştirilmesi için harekete geçirmek, öncelikle de güç birliği ve birleşik duruş içine girmelerini sağlamaktır. Yapılan saptamalara göre, karşı devrimcilerin çekirdek kadrosunu oluşturan şeriat isteyen dinsel güçlerin yüzdesi ise tek rakamlı sayıları geçmemektedir.

ANA SORUNLAR

FELSEFE VE KADRO SORUNU:

İlk temel sorun, Cumhuriyeti korumada ve demokrasiyi yerleştirmede güç birliği içinde olması gereken Cumhuriyet ve Demokrasi Güçlerinin, Cumhuriyetin kuruluş felsefesi temeli üzerinde yükselecek, demokrasinin günümüzdeki gelişmişlik düzeyinin gereklerine ve ülkemizin içinde bbulunduğu uğrağın toplumsal, yapısal durum ve koşullarına denk düşecek, halka taşınabilir ve halk desteğini sağlayabilir, toplumda umut ve coşku yaratacak, özgün, ulusal, bütünsel ve dizgeli SİYASET FELSEFELERİ ve SİYASİ PROJELER ÜRETİP HALKA SUNAMAMALARI, sol ve sağ ayrı ayrı olmak üzere DEMOKRATİK İKTİDAR SEÇENEKLERİ OLUŞTURAMAMALARI, siyaset felsefesi ile birlikte birleştiriciliğin ve toplayıcılığın iki temel etken ve öğesinden öbürünü oluşturan TÜMLEŞİK KADROLARI KURAMAMALARIdır.

BAĞLAŞIKLAR SORUNU:

Ne yazık ki, ülkemizde halkın gereksinmelerini karşılayabilecek ve büyük çoğunluğun desteğini sağlayabilecek en büyük ve tek gücü oluşturmalarına karşın, Cumhuriyet ve Demokrasi Güçleri, bağlaşma, güç birliği ve birleşik duruş bilincinden ve bu doğrultuda eylem birliğinden ve sonuç alıcı girişimlerden, siyasi projelerden, özetle DEMOKRASİ SORUNU VE SAVAŞIMININ BİR BAĞLAŞIKLAR SORUNU OLDUĞU bilincinden yoksun durumda bulunmaktadırlar.

ÇÖZÜM

  • İnsanların/halkın yönetime katılımını, etkinliğini ve belirleyiciliğini sağlayan, gereksinmelerini en ileri düzeylerde karşılayan, insana değer veren ve onu yönetimin odağına yerleştirerek yücelten, böylece toplumsal barışı ve huzuru gerçekleştiren ÇAĞCIL VE GELİŞKİN TEK YÖNETİM BİÇİMİ olduğu için,
  • DEMOKRASİ CUMHURİYET DEVRİMİNİN GÜNÜMÜZE UYARLANMASI OLDUĞUNDAN, Cumhuriyeti ve Üniter Ulus Devleti tehlikelerden koruyabilmek için,
  • Bütünleşmeyi, BÖLÜNMEDEN BİRLİKTE YAŞAMAyı sağlamak için,
  • İÇ BARIŞ VE HUZURU SAĞLAMANIN TEK YOLU olduğu ve güvencesini oluşturduğu için,
  • Avrupa halkları ve özünde bir demokrasi ve barış projesi olarak tasarlanan AB nin hümanist kimliği ile bütünleşebilmek için,
  • ABD nin küresel/emperyal karışmalarını durdurup önleyebilmek için

Tek ve en etkili çözüm yolu DEMOKRASİDİR.

SOL DEMOKRATİK İKTİDAR SEÇENEĞİ:

Türkiye, içinde bulunduğu bu derin siyaset ve yönetim bunalımından, yalnızca ve ancak SOL DEMOKRATİK İKTİDAR SEÇENEĞİ oluşturarak çıkabilir.

Çünkü;

  • Küresel emperyalizme ve ABD hegemonyasına karşı ulusal bağımsızlığı, ulusal değerleri ve çıkarları, insanı ve ekonomik yönden güçsüz kesimleri ancak sol düşünce savunup koruyabilir.
  • Dinsel güçleri ve kutsal din kurumunu siyasi alanın ve iktidarın dışına, ancak sol demokratik düşüncenin iktidarı çıkarabilir.
  • Çağdaş uygarlığın kaynağı ve beşiği olan Avrupa’nın hümanist kimliği ile bütünleşmeyi, Cumhuriyetin kurucu felsefesinin ve tarihsel doğrultunun da bir gereği olarak, ancak hümanist, insan merkezli sol düşünce gerçek anlamda savunup yaşama geçirebilir.
  • Nihayet, tüm tarihsel ve yapısal koşullar sol demokratik güçlerin, ülkede demokrasiyi yerleştirip egemen felsefe haline getirmesini gerekli kılmaktadır

STRATEJİ/İZLENECEK YOL

BÜYÜK BAĞLAŞMA/ULUSAL UZLAŞMA:

Demokrasi yelpazesinin içinde, solunda ve sağında yer alan tüm siyasal partilerin ve güçlerin:

  • CUMHURİYETİ KORUMA VE DEMOKRASİYİ YERLEŞTİRME İÇİN GÜÇBİRLİĞİ yapma;
  • Demokrasi öncesinin arkaik iktidar güçleri olan, demokrasilerde siyasal yerleri bulunmadığı halde politik iktidarın içindeki despotik/otoriter egemenlikleri bir türlü sona erdirilemeyen ve ülkemizde demokrasinin yerleştirilmesinin önünde bir engel olarak duran dinsel, askersel ve feodal güçlerin bütünüyle politik iktidarın ve siyasi alanın dışına çıkarılmalarını ve DEMOKRATİK SİVİL YÖNETİMİN ÜSTÜNLÜĞÜNÜ SAVUNMA VE SAĞLAMA;
  • Bütün süreçlerinde demokratikliğine özen gösterilecek bir ANAYASA YAPMA, bu amaçla bir KURUCU MECLİS oluşturma;
  • Toplumda çöküntü ve genel bir güvensizlik yaratacak düzeylerde yoğunlaşarak artan, her alanda hukuka uygunluk, hakkaniyet ve adalet ihtiyacını karşılayacak, insan haklarını, insan yaşamını, insan vicdanını ve insan onurunu güvence altına alacak köklü DEMOKRATİK ve İNSAN MERKEZLİ YÖNETİM VE ADALET REFORMLARI yaparak, YARGI BAĞIMSIZLIĞINI VE YANSIZLIĞINI, YÖNETİMDE ÇAĞDAŞLIĞI, HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜNÜ SAĞLAMA;
  • TEMSİLDE ADALETi tam bir gerçeklikle yansıtacak bir SEÇİM YASASI hazırlayıp yürürlüğe koyma;
  • Partilerde demokrasinin, özgür eleştirel düşüncenin, katılım ve gerçek temsilin egemen olmasını sağlayacak bir SİYASİ PARTİLER YASASInı gerçekleştirme;
  • Yasama erkinin ve parlamenterlerin saygınlığını, gücünü ve güvenilirliğini koruyabilmek için DOKUNULMAZLIKLARI SINIRLANDIRMA;
  • Siyaset ve yönetim alanlarında HESAP SORMA, HESAP VERME VE SORGULAMA kanallarını açma;
  • HALKIN DOĞRU BİLGİ VE HABERE ULAŞMASI önündeki engelleri kaldırma, bu amaçla tüm medyada demokratik bir denetimi sağlama;
  • ÜNİTER ULUS DEVLETİN ZOR KULLANMA GÜCÜ TEKELİNİ, militarist, dinsel, feodal, ırkçı ve yer altına inmiş çeteleşme, parçalanmışlık ve sapmalardan kurtarıp arındırarak, bu gücü anayasal organ ve kurumlar eliyle, olağan hukuksal işleyiş ve düzenekler çerçevesinde ve HERKESİN KORKUDAN UZAK OLMASINI SAĞLAYACAK BİÇİMDE, BÜTÜNLÜK, YANSIZLIK, DİSİPLİN, HUKUKA VE İNSAN HAKLARINA UYGUNLUK İÇİNDE KULLANILABİLİR KILMA;
  • Çok boyutlu KÜRT SORUNUNU, demokrasi, insan hakları ve barış yolundan ÜNİTER ULUS DEVLET TEMELİNDE, demokratik sivil yönetim eliyle ve BİR ULUSAL PLAN ÇERÇEVESİNDE ÇÖZME, bu yoldan PKK TERÖRÜNÜ SONA ERDİRME

Konularında bir TOPLUMSAL SÖZLEŞME, ULUSAL OYDAŞMAnın gerçekleştirilmesi gerekli bulunmaktadır

DEMOKRATİK İKTİDAR İÇİN BAĞLAŞMA:

Demokrasinin vazgeçilmezliğine inanan ve demokrasi yelpazesinin solunda ve sağında yer alan siyasal örgütler, önce ve yalnızca kendi dünya görüşleri ve siyasi eğilimleri etrafında bağlaşıp bütünleşmeleri durumunda güç üretebilir, ciddiye alınabilir ve etkili olabilir duruma gelebilirler. Buna karşın, koşullar gerektirdiğinde ve siyasal, toplumsal uğrakların gereklerine göre diğer siyasal eğilimler ve partilerle ancak sol ve sağın yine ayrı ayrı kendi aralarında olmak üzere ilkelere ve düşünsel temele dayalı bağlaşma, güç ve eylem birliği, ortak ya da birleşik duruş içine girmeleri yararlı hatta zorunlu olabilir. Öte yandan tarihsel bir gerçek olarak, ülkemizin bugün içinde bulunduğu bunalıma düşmesine sağ iktidarların neden olduğu yadsınamaz. Ancak demokrasilerde sağ demokratik düşünceye ve iktidar seçeneklerine de gereksinme vardır. Bu siyaset biliminin ve tarih bilincinin, demokrasinin işlerliğinin sağlanabilmesinin bir gereğini oluşturmaktadır. Bu nedenle Türkiye’nin içinden geçmekte olduğu bu siyasal ve yönetsel tıkanıklık, bilinmezlik ve demokratik iktidar seçeneksizliği sürecinden çıkabilmesi için sol ve sağ, ayrı ayrı olarak DEMOKRATİK İKTİDAR SEÇENEKLERİ oluşturmak tarihsel ödevi ile karşı karşıya bulunmaktadırlar.

DEMOKRASİ KAMUOYUNA, SOL DEMOKRAT PARTİLERİN VE SOL SEÇENEK GÜÇLERİNİN BİLGİ VE DEĞERLENDİRMELERİNE SUNULUR.

 

Ahmet SAY /Yazar – Müzik Eleştirmeni

Rahmi KUMAŞ / CHP Eski Milletvekili / BM Türk Derneği Başkanı

Nilüfer KIŞLALI / Fevzi CEYLAN / Milli Eğitim Müdürü (E)

Sultan Su ESEN / Öğretmen (E) – Yazar

Prof. Dr. Veli LÖK / TİHV İzmir Temsilcisi / USADEM Onursal Başkanı

Prof. Dr. Özdemir NUTKU / Tiyatro Bilimci / Yazar – Yönetmen – Eleştirmen

Özden ÇAVDAR / Sayıştay Mensubu (E)

Doç. Dr. Atila ERDEN / Antropolog

Şeref PINARBAŞI / Eğitimci – Yazar

Güngör AYDIN Vali (E) / Mülkiyeliler Birliği Eski Genel Başkanı

Sevgi ÖZEL / Yazar

Hüseyin ERGÜN / İstanbul Mülkiyeliler Vakfı Başkanı

Ahmet YILDIZ / Edebiyat ve Eleştiri Dergisi Sahibi / Genel Yayın Yönetmeni /

Selim ESEN / Gazeteci – Yazar

Prof. Dr. Erendiz ATASÜ / Yazar

Vecihi TİMUROĞLU / TİHAK Eski Genel Başkanı / Yazar – Şair

Metin DEMİRTAŞ / Şair

Recai ATALAY / Sendikacı

Işın ÇAVDAR / Kimya Mühendisi

Prof. Dr. Coşkun ÖZDEMİR / Yazar

Ali BOZKURT / TÖBDER ve EĞİTDER / Eski Genel Başkanı

Asım ÖZTÜRK / Şair

Hasan UYSAL / Gazeteci – Yazar

  1. Henüz yorum yapılmamış.
  1. No trackbacks yet.

Yorum bırakın

Adelina Sfishta

Okuyanlar Özgür Olmalı

Evrim Teorisi Online

Evrim hakkında herşey...

Virginia Woolf

Herkes kendi geçmişini, kalbiyle bildiği bir kitabın sayfaları gibi kapalı tutar ve dostları sadece onun başlığını okuyabilir.

ODILA BLOGGER by OAS

Turkish Geeks on Life & Politics...

YAŞAMAK ŞAKAYA GELMEZ

Facebook adreslerimiz: http://www.facebook.com/ata.fecob - http://www.facebook.com/pages/fvco/107464239362228

Komeleya Çand û Integrasyon a Kurd Luzern

Kürdischer Kultur und Integrationsverein Luzern/Mythenstrasse7,6003 Luzern

eren@home ~ $

Açık Kaynak, Linux, Programlama Dilleri, Amatör Telsizcilik gibi konular üzerine düşünceler

Ata FE COB

"En büyük yenilgimiz, bir alternatif fikrini kaybetmiş olmamızdır." ___Michael Lebowitz

WordPress.com

WordPress.com is the best place for your personal blog or business site.

CHP SULTANGAZİ

"Direnme gücü, dünya “evet” sözcüğünü duymak istediğinde 'HAYIR' diyebilme yetisidi" E. Fromm. ________“12 Eylül’de ‘HAYIR’ oyu vererek tokat atın, okyanus ötesinden de duyulsun” KILIÇDAROĞLU