Hasta siempre…


Şarkı aslında neresinden baksanız, aşağı yukarı kırk küsur yıllık. Ama ilk bestelendiği günden bu yana dünyanın birçok ülkesinde o kadar fazla sanatçı tarafından seslendirildi ve yorumlandı ki, canlılığını ve popülerliğini asla yitirmedi. Hele müziğinin ruhunda Küba’nın mistik coşkusu, sözlerinde de Comandante’nin sıradışı yaşamına gönderilen yalın ve içten selam olunca, Hasta Siempre’nin her dem taze kalmasına şaşmamak gerek. Intro’sundan, finaldeki “veda mesajı”na dek, her notası ve her sözcüğüyle, daha ilk dinleyişte insanın içine işleyen, ender şarkılardan biri.

Hasta Siempre, ilk kez 1965 yılında Kübalı müzisyen Carlos Puebla tarafından bestelenip dünyaya duyurulan bir “hüzün türküsü” aslında. Devrimin simge isimlerinden biri haline gelen Arjantinli doktor Ernesto Guevara ya da bilinen adıyla Che, Küba hükümetindeki görevinden ayrılıp yaşamının kalan kısmını “dünya devrimi”ne adadığını bir veda mektubuyla açıkladığında, o anki duygularıyla almış gitarını eline Puebla ve bugün milyonlarca insanın belleğine kazınan şarkıyı bir gecede tamamlamış.

Biz seni sevmeyi,
Tarihin derinliklerinden öğrendik,
Cesaretinin güneşiydi
Kuşatmaları yerle bir eden

Varlığının derin saydamlığı
Hâlâ belirgin burada,
Kumandan Che Guevara

Kimler seslendirmedi ki şarkıyı bunca yıl içinde: Oscar Chavez, Maria Faranturi, Los Machucambos, Soledad Bravo, Los Suaves ve Buena Vista Social Club başta olmak üzere yüze yakın sanatçı Puebla’nın bestesini klasik formu içinde yorumlarken, Al Di Meola ve Jan Garbarek gibi caz sanatçıları, bu sevilen ezgiyi bambaşka rüzgârlarla harmanladılar; Manu Chao ise kendi sıradışı tarzı içinde Comandante’yi selamladı. Ama hiç kuşkusuz bunların içinde en etkileyicilerden biri, son derece başarılı çekilmiş video klibiyle birkaç yıl önce tüm dünyaya Che esintileri taşıyan Fransız şarkıcı Nathalie Cardone’a aitti.

Sicilyalı bir babayla, İspanyol bir annenin kızı Cardone; ne kadar “Fransız” olduğu tartışılır. Ama tıpkı Che gibi o da, dünyanın uzak bir köşesinde yaşananlara “Fransız kalmamayı” başarmış ve ölümünün ardından neredeyse kırk yıl geçtikten sonra, Hasta Siempre’yi bir kez daha yeni kuşaklarla tanıştırma gibi bir misyon üstlenmiş.

İzleyenler, klibi her karesiyle saniye saniye anımsayacaklar: Bolivya dağlarında gerilla savaşı veren Che, pusuya düşürülüp yakalanmış ve göstermelik bir sorgulamadan sonra Bolivya Cumhurbaşkanı René Barientes tarafından verilen gizli bir emirle apar topar öldürülmüş; cesedi, dünya basınına teşhir edilmek üzere Vallegrande adlı küçük köye getirilip, hastane niyetine kullanılan derme çatma bir barakanın içinde, taş bir masanın üzerine yatırılmıştır.

Kasaba meydanında genç ve güzel bir kadın (Nathalie) belirir birden. Endişeli, üzgün ve öfkeli bakışlarla, Che’nin bulunduğu barakaya doğru yürümektedir. Yol boyunca çevrede bekleşen, şaşkın yüzlü Bolivyalı askerler görürüz. Bir köşedeyse, Cumhurbaşkanı tarafından verilen “infaz” görevini yerine getiren Çavuş Maria Teran, arkadaşlarıyla sohbet halindedir. Genç kadınla göz göze geldiğinde, yüzündeki o küstah gülümseme yok olur birden, gözlerini kaçırıp başını önüne eğer.

Kadın, barakadan içeri girip, Mecdelli Meryem’in İsa ile vedalaşmasını çağrıştıran bir kompozisyon içinde Che’nin yanına gelir; Comandante’ye uzun uzun bakar ve sessizce terkeder köyü. Üzerinde gerilla giysisiyle dağlara doğru yürümektedir artık ve kucağındaki çocuğu, Che’nin “reankarnesi”dir sanki. “Hiçbir şey burada bitmedi,” demektedir Cardone’un klibi: Her şey aslında yeni başlıyor. Che gibi adamların yaşamı, bitişlerin değil başlangıçların habercisidir.

Che, benim için de aşağı yukarı bu anlama geliyor. Belki de klibi bu kadar sevmemin nedeni, Cardone’un yorumundan çok, “storyboard”un bunca akıllıca ve güzel hazırlanmasıdır, bilemiyorum. Müzikal olarak en çok Los Suaves’in yorumunu beğenirim ama Nathalie, o muhteşem klibiyle “imge gücü” olarak hepsinin önüne geçmiş durumda.

Che dendiğinde, aklıma bundan otuz küsur yıl öncesinin sıcak bir temmuz gecesi geliyor ilkin. Tepebaşı’nda, dönemin en büyük demokratik kitle örgütlerinden birinin dayanışma gecesi düzenleniyor. Sahne alacak sanatçılar, hiç tek tek saymayayım şimdi, Türkiye’de popüler müziğin en önemli, en saygın temsilcileri. Şarkı araları, sık sık izleyicilerin bir ağızdan yinelediği sloganlarla bölünüyor. Gecenin ilk başlarında sahne alan, şimdi adını anımsayamadığım genç bir müzik grubu Hasta Siempre’yi söylerken, duvara yansıtılan projeksiyonda başında beresiyle, o bildik Che görüntüsü beliriyor birden ve daha şarkı bitmeden herkesin bir ağızdan haykırmaya başladığını fark ediyorum:

“Ho Ho Ho Chi Minh
İki, Üç, Daha Fazla Vietnam
Ernesto’ya Bin Selam…”

  1. Henüz yorum yapılmamış.
  1. No trackbacks yet.

Yorum bırakın

Adelina Sfishta

Okuyanlar Özgür Olmalı

Evrim Teorisi Online

Evrim hakkında herşey...

Virginia Woolf

Herkes kendi geçmişini, kalbiyle bildiği bir kitabın sayfaları gibi kapalı tutar ve dostları sadece onun başlığını okuyabilir.

ODILA BLOGGER by OAS

Turkish Geeks on Life & Politics...

YAŞAMAK ŞAKAYA GELMEZ

Facebook adreslerimiz: http://www.facebook.com/ata.fecob - http://www.facebook.com/pages/fvco/107464239362228

Komeleya Çand û Integrasyon a Kurd Luzern

Kürdischer Kultur und Integrationsverein Luzern/Mythenstrasse7,6003 Luzern

eren@home ~ $

Açık Kaynak, Linux, Programlama Dilleri, Amatör Telsizcilik gibi konular üzerine düşünceler

Ata FE COB

"En büyük yenilgimiz, bir alternatif fikrini kaybetmiş olmamızdır." ___Michael Lebowitz

WordPress.com

WordPress.com is the best place for your personal blog or business site.

CHP SULTANGAZİ

"Direnme gücü, dünya “evet” sözcüğünü duymak istediğinde 'HAYIR' diyebilme yetisidi" E. Fromm. ________“12 Eylül’de ‘HAYIR’ oyu vererek tokat atın, okyanus ötesinden de duyulsun” KILIÇDAROĞLU