Belleğin 7 Günahı…


Bellek ve Günah...

Bellek ve Günah...

İncil’deki yedi ölümcül günah gibi belleğin yedi günahı da insan ilişkilerinde sık olarak ortaya çıkar. İncil’deki günahlar aynı zamanda, insanoğlunun hayatta kalması için gerekli olabilen normal eğilimlerinin aşırıya kaçmasıdır. Bu durum belleğin yedi günahı için de geçerlidir. İnsanı bazen güç ve zor durumlara düşürebilseler de, belleğin yedi günahı evrimleşme süreci sonucunda Tabiat Ana (Yaradan) tarafından bir talihsizlik sonucu yapılmış hatalar gibi görünmemelidir. Daha doğru bir bakış açısı; belleğin yedi günahını insan belleğinin istenen özelliklerinin bir yan ürünleri gibi görmektir. Bu yüzden, bu yedi günah bize bellek hakkında önemli bilgiler sağlayabilir.

GEÇİCİLİK

»Belleğe kaydedilen her şey artık bir daha unutulmadan orada kalmamakta ve gerekli olduğunda geri hatırlanamamaktadır. İnsan belleği o meşhur sözde söylendiği gibi, unutma kusuruyla sakatlanmıştır. Ancak bir kere belleğe alınan bilginin nasıl olup da hatırlanamadığı henüz anlaşılamamıştır. Acaba öğrenilen bir bilgi aslında hiç unutulmuyor da bazıları beyinde olmalarına karşın geri hatırlanamıyor mu, yoksa bazıları beyinden tümüyle siliniyor mu, henüz tam olarak anlaşılmış değildir. Bu iki durumun ikisinin de olması mümkündür. Bazen hiçbir zaman hatırlamayacağımızı sandığımız ya da unuttuğumuz bir şeyi en olmadık zamanda birden hatırlayabildiğimiz olmaktadır.

Ancak eğer unutma işlevi olmasaydı hayatı sürdürmenin neredeyse imkansız olacağı bilinmektedir. Öğrendiğimiz hiçbir şeyi unutmasaydık hayat yaşanmaz olurdu.

DALGINLIK

»Daha öğrenirken bilginin yeterince ayrıntılı ya da derinlemesine öğrenilmemesi onu unutmanın kolaylaşmasına neden olmaktadır. Bu tarz unutma dalgınlık nedeniyle yapılan hatalar olarak tanımlanabilir. Kodlama sırasındaki dalgınlık günlük hayatımızda meydana gelen birçok unutmadan sorumlu olabilir (örneğin; bir nesneyi nereye koyduğumuzu unutmak). Bu gibi dalgınlıktan kaynaklanan kodlama yetersizlikleri eylemler otomatik olarak sürdürülürken ve dikkat başka bir yere odaklanmışken ortaya çıkar.

Dalgınlık bilginin çağrılması sırasında da ortaya çıkabilir ve kişiler belirli bir görevi veya işlevi gerçekleştirmeyi unutabilirler (örneğin; yaşlılar ilaçlarını almayı unutabilirler). Bu tip dalgınlıklar, gelecekte yapılaması gereken planlanmış bir eylemi gerçekleştirmeyi unutmayı içerdiği için, ileriye yönelik bellek hatası olarak adlandırılır.

TIKANMA

»Bir bilgi derinlemesine kodlanmış ve zamanla yok olmamış olsa da, bazen geçici süre ulaşılamaz olabilir. Bu durumda bir geri çağırma tıkanması söz konusudur. “Dilimin ucunda….” deyimi bu tip unutmayı tanımlamaktadır. Kişi tıkanma durumunun farkındadır. Tıkanma özellikle ileri yaşta gözlenir. Bu durum, özellikle isimlerin geri çağırılması için geçerlidir.

Tıkanmanın en fazla araştırılmış örneğin “dilimin ucunda” durumudur. Bu durumda, kişi bir kelimeyi veya ismi söyleyemez, fakat bunun belleğinde var olduğuna emindir. Daha da ötesi, bazen, o kelime ile ilişkili kısmi fonolojik veya anlamsal bilgiyi üretebilirler. Bu tıkanma çoğunlukla hızlı bir şekilde geri döner; bir çok çalışma tıkanmadan dakikalar sonra hedefin hatırlandığını göstermektedir, fakat bazen bu süre günleri bulabilir.

YANLIŞ ATIF

»Yanlış atıfta olay/durumla ilgili bellek vardır fakat yanlış bir zaman, yer veya kişiye atıf yapmaktadır. Üç alt tipi vardır.

Birincisi, kişiler geçmiş bir deneyimden bir parça veya durumu doğru olarak hatırlayıp bunu yanlış bir kaynağa bağlayabilirler. Örneğin bir haberin içeriği doğru olarak hatırlanır fakat bu haber aslında televizyonda izlenmişken, gazetede okunduğu zannedilebilir. Veya bir yüz yanlış bir bağlama atfedilebilir; o yüzü doğru hatırlar, fakat aslında otobüste görmüşken kantinde görmüş olduğunu zannedebilir. Bu tip kaynak hataları yaşlılarda gençlerden daha fazla görülür.

Kaynak hataları görgü tanıklığı hatalarında görülebilir; bir yerde görülen kişi yanlış başka bir yere transfer edilebilir. Bununla ilgili dramatik bir örnek bellekle ilgili çalışmalarıyla tanınan psikolog D. Thomson’un başına gelmiştir. Bir tecavüz kurbanının verdiği tecavüzcünün ayrıntılı tanımı sonrasında tecavüzle suçlanmıştır. Daha sonrasında, tecavüz kurbanının televizyonda Thomson’un bir konuşmasını dinledikten hemen sonra tecavüze uğradığı ve kurbanın televizyondaki Thomson’un yüzünü tecavüzcünün yüzüne yanlış olarak atfettiği anlaşılmıştır.

İkinci tip yanlış atıfta; hatırlamayla ilgili herhangi bir subjektif deneyim yoktur. Kişi, bazen kendiliğinden bir düşünceyi kendi hayal gücüne atfeder, gerçekte ise bilinçli olarak farkında olmadan geçmiş bir deneyimini geri çağırmıştır.

Yanlış atıfın üçüncü alt tipinde kişi gerçekte olmamış bir durumu veya olayı hatırlar veya tanır.

TESİR ALTINDA KALABİLME

»Belleğin tesir altında kalabilme özelliği, diğer kişiler tarafından verilen bilgilerin etkisiyle (yanlış yönlendirme soruları gibi), belleğin kendi bilgi birikimlerinin değişebilme özelliği için kullanılmaktadır.

Tesir altında kalabilme belleği çok çeşitli açılardan etkileyebilmektedir. Yapılan deneylerde, olay sonrası denekler yanlış yönlendirici sorulara maruz bırakıldığında, olayla ilgili anıları doğru olsa da olay sonrası bilgilerle değişebildiği gözlenmiştir. Örneğin; deneklere bir arabanın dur işaretinde durduktan sonra geçirdiği kazayla ilgili bir film izletilmiş, film sonrasında kontrol deneklere herhangi bir yanlış yönlendirici soru sorulmadan kazayı anlatmaları istenmişken, bir kısım deneğe ise “araba geç işaretini görüp geçtikten sonra ne oldu” şeklinde yanlış yönlendirici bir soru sorulmuştur. Yönlendirici soru sorulan deneklerin büyük bir kısmı geç işaretini gördüklerini söylemişlerdir.

TARAF TUTMA

»Belleğin depolama ve geri çağırma özellikleri daha önceki bilgi ve inançlara oldukça bağlıdır ve onlardan büyük ölçüde etkilenir. Taraf tutma, şu anki bilgilerin, inançların ve duyguların geçmiş deneyimler üzerinde çarpıtma etkilerine karşılık gelmektedir.

Bir deneyde belleğin taraf tutma özelliğinin romantik ilişkiler için de geçerli olduğu bulunmuştur. Sevgililerin her birinden kendilerini, partnerlerini ve ilişkilerini tanımlamaları istenmiş, iki ay sonra ikinci bir seansta ilk seanstaki yanıtları tekrar sorulmuştur. Partnerleri hakkında fikirleri zamanla daha olumsuz hale gelen kişilerin ilk değerlendirmelerini de gerçekte olduğundan daha olumsuz olarak hatırladıkları, partnerleri hakkındaki fikirleri daha olumlu hale gelenlerin de ilk değerlendirmelerini de gerçekte olduğundan daha olumlu olarak hatırladıkları gözlenmiştir.

ISRAR

»Israrda kişinin unutmak istediği durum veya olayı unutamaması söz konusudur. Travmatik olaylar hakkındaki zorlayıcı anıları, negatif belirtiler veya olaylar hakkındaki unutamamaları ve hatta kronik korku ve fobileri içerir.

Travmatik anılarla ilgili çalışmalar unutamamanın bazen unutmaktan daha sorun yaratıcı bir durum olduğunu düşündürmektedir. Travmatik olaylar tipik olarak tekrarlayan ve zorlayıcı bir biçimde hatırlanırlar. Travmatize olmuş bireyler bu anılardan kaçmak için bazı kaçınma stratejileri geliştirmiş olsalar da, bunlar nadiren işe yarar.

7 ölümcül günah

Gurur,

Öfke,

İmrenme,

Açgözlülük,

Oburluk,

Şehvet düşkünlüğü

Tembellik

Belleğin 7 günahı

Geçicilik

Dalgınlık

Tıkanma

Yanlış atıf

Tesir altında kalma

Taraf tutma

Israr

‘Yedi günah’ gerçekten kötü özellikler mi?

YEDİ günah, belleğin uyuma yönelik özelliklerinin bir yan ürünüdür. Örneğin geçicilik günahını ele alalım. Artık işimize yaramayan bazı bilgileri (ilkokuldaki sınıf numaramız, önceki gün arabayı nereye park ettiğimiz vs) unutmanın faydalı hatta gerekli olduğunu biliyoruz.

Belleğimiz, şu anda yaşadığımız çevrede yaşamımızı sürdürebilmemiz için bizim açımızdan gerekli olacak bilgiyi saklama eğilimindedir. Daha sık geri çağrılan ve gözden geçirilen bilgiler, o çevrede işimize yarayan bilgiler demektir.

Benzer bir analiz tıkanma için de geçerlidir. Belleğimizde bir engelleme sistemi olmasaydı ne olacağını bir düşünün: içinde bulunduğumuz durumla ilgili her en ufak bilgi zihnimize doluşuverirdi ve büyük bir düşünce seli altında kalabilirdik.

Dalgınlıkta da benzer bir mantık söz konusudur: eğer bazı ayrıntılara daha az önem vermezsek, bizim için asıl önemli olan bilgiyi yeterince kodlayamayız ve yeterince kodlanmaya bir bilgi daha kolay unutulur. Uyuma yönelik bir sistemde sadece önemli detaylar kodlanır, bu sayede zaman zaman “otomatik pilota” takmanın keyfini süreriz; rutin aktivitelerimizle ilgili gereksiz bilgiler belleğimizi bulandırmaz.

Yanlış atıf, tesir altında kalabilme ve taraf tutma da uyuma yöneliktir. Bu günahlar belleğin üç temel özelliğinden kaynaklanır.

Birincisi, yanlış atfın çoğu örneği ve tesir altında kalmanın en azından bazı özellikleri bir deneyimin kaynağı hakkında zayıf hafızayı yansıtır: bize bir olayı kimin anlattığını, tanıdık bir yüzü nerede gördüğümüzü, bir olaya şahit mi olduğumuzu yoksa duyduğumuzu mu hatırlamamız gibi. Bu şekilde bellek sistemi, gereksiz detaylardan çok, işine en yarayacak detayları içine almış olur.

Yanlış hatırlama veya tanımayı içeren yanlış atıfla ilişkili ikinci etken, ana fikirle ilgili bellekle olayı kelimesi kelimesine hatırlayan belleğin arasındaki farktır. Yanlış hatırlama ve tanıma genellikle insanlar bir deneyimin semantik veya algısal ana fikrini hatırlayıp, özgül detaylarını hatırlamadıkları zaman ortaya çıkar.

Birçok yan tutma durumu ile ilgili olan üçüncü bir etken de eskiden var olan bilgi ve şemaların etkileriyle ilgilidir. Her ne kadar geçmiş olayların bazen çarpıtılmasına da neden olsa da, şemalar bilişsel yaşantımızda önemli organizasyon işlevleri görürler. Bu çarpıtmaların kişinin kendilik duygusunu güçlendirmek ve bu sayede yaşamla ilgili tatminin arttırmak gibi faydaları da olabilir.

Tüm bu yedi günahın içersinde, olumlu veya uyuma yönelik yanını görmek en kolay olanı sebat etmedir. Her ne kadar travmatik anılar oldukca rahatsızlık verici olsalar da, hayatı tehdit eden tehlikelere cevap olarak oluşan emosyonel aşırı uyarılmışlık deneyimleri zamanla süreğenliğini korur ve uzun süreli anılar için temel oluşturur

(Daniel L. Schacter, American Psychology 1999’dan derlenmiştir)

  1. dilara
    10/12/2009, 21:39

    çok tşk etmek istiyorum öncelikle size…Derste anlamakta güçlük çektiğim konuyu 1 kere okumayla çok net bir şekilde anladım.Ayrıca durumları örneklerle açıklamanız bilgileri akılda tutmayı daha da etkili kılıyor.psikoloji dersini sayenizde daha iyi anladım çokkkkkk teşekkürler tekrar…

  2. nejla inner
    13/04/2011, 15:21

    merhabalar ,

    ben bu kitabi bulamiyorum “Daniel L. Schacter – Belleğin 7 gunahi “.

    antalydayim bulamadim .. herhangi bir web sayfasinda da satista goremedim ?

    yardimci olur musunuz ?

    • 13/04/2011, 20:57

      Anlıyorum…
      Kitabın Türkçe çevirisi yok fakat orjinaline (ingilizce) şu adresten ulaşabilirsiniz

      Saygılar…

  3. 08/12/2011, 15:10

    Nejla Merhaba buradan satın alabilirsin
    http://www.hepsiburada.com/Liste/hafizanin-7-gunahi/productDetails.aspx?productId=kpozitif14631&categoryId=9904

    iyi okumalar;
    facebook[dot]com/yasinmcse

  4. arzu
    02/06/2012, 20:32

    Merhaba, kitabın Türkçe çevirisi Pozitif Yayınları’ndan çıktı. Hafızanın Yedi Günahı adıyla…

  1. No trackbacks yet.

Yorum bırakın

Adelina Sfishta

Okuyanlar Özgür Olmalı

Evrim Teorisi Online

Evrim hakkında herşey...

Virginia Woolf

Herkes kendi geçmişini, kalbiyle bildiği bir kitabın sayfaları gibi kapalı tutar ve dostları sadece onun başlığını okuyabilir.

ODILA BLOGGER by OAS

Turkish Geeks on Life & Politics...

YAŞAMAK ŞAKAYA GELMEZ

Facebook adreslerimiz: http://www.facebook.com/ata.fecob - http://www.facebook.com/pages/fvco/107464239362228

Komeleya Çand û Integrasyon a Kurd Luzern

Kürdischer Kultur und Integrationsverein Luzern/Mythenstrasse7,6003 Luzern

eren@home ~ $

Açık Kaynak, Linux, Programlama Dilleri, Amatör Telsizcilik gibi konular üzerine düşünceler

Ata FE COB

"En büyük yenilgimiz, bir alternatif fikrini kaybetmiş olmamızdır." ___Michael Lebowitz

WordPress.com

WordPress.com is the best place for your personal blog or business site.

CHP SULTANGAZİ

"Direnme gücü, dünya “evet” sözcüğünü duymak istediğinde 'HAYIR' diyebilme yetisidi" E. Fromm. ________“12 Eylül’de ‘HAYIR’ oyu vererek tokat atın, okyanus ötesinden de duyulsun” KILIÇDAROĞLU