“Unuttuk”… Sabih Kanadoğlu…
Atatürk, her sorunun çözümünde ve devlet yönetiminde eleştirel akıldan ve bilimden ayrılmamamızı öğütlemişti. Unuttuk.
Atatürk, bir ümmetten millet, kuldan yurttaş yaratarak, ulus devletin temellerini atmıştı. Unuttuk.
Atatürk bize Türkiye Cumhuriyeti’ni laik ve demokratik bir devlet olarak bırakmıştı. Unuttuk.
Atatürk, bize Ulusal Onur’un ne demek olduğunu ve her koşulda nasıl korunması gerektiğini öğretmişti. Unuttuk.
Atatürk, bize hedef olarak çağdaş uygarlık düzeyini aşmayı göstermişti. Unuttuk.
Atatürk bize, hukukun üstünlüğünün, hukuka bağlılığın, çağdaş ve uygar bir devlet için koşul olduğunu öğretmişti. Unuttuk.
Böyle bir Türkiye’nin özlemini çekenler. Uzun soluklu, özveri isteyen bir mücadeleye hazır mısınız?
Daha doğrusu var mısınız?
Cumhuriyetin onursal başsavcısı, saygın insan Sabih Kanadoğlu, “Unuttuk” (Doğan Kitap, 2009) yapıtıyla gündemde. Kanadoğlu, kısaca diyor ki; eleştirel aklı ve bilinci, laik ve demokratik devlet yapısını, ulusal onuru korumayı, uygarlık düzeyini aşmayı, hukukun üstünlüğünü “unuttuk!”
İnsan için bunlardan daha güzel bir yaşam biçimi var mıdır? Gerçek bu iken, peki neden unutuyoruz bu değerleri?
Bilim, unutmayı iki nedene bağlıyor:
1) Bellekte çözülme.
2) Başka öğrenmelerden doğan bozucu etkiler.
Bizi ilgilendiren ikincisi. “Bozucu etkiler”in üreme ortamını durup düşünelim. Cumhuriyetin getirdiği, değiştirilemez devrim yasalarından biri de “Öğretim Birliği” Yasası’dır. Öğretim Birliği, eğitimde, bilim dışı kanalları kapamıştı. Cumhuriyetin yetiştirmek istediği insan, bilimsel eğitimle olacaktı. Biz ne yaptık? Örneğin Köy Enstitülerinin kapısına kilit vurup Kuran kursuna, imam hatibe yöneldik. Hem eğitimde birlik bozuldu, hem varacağımız yer değişti.
N. Erbakan ve benzerlerine soruluyordu:
– Siz ki imam okullarını böylesine övüyorsunuz, çocuklarınızı o okullarda neden okutmadınız? Kendinize kolejler, Amerikan okulları, halka Kuran kursu!
Bu soru bile din tüccarlarının balonlarını patlatmaya yetiyordu.
Kanadoğlu’nun saydığı değerleri, insana bilimsel eğitim verir. Bilimsel eğitim alan düşünür, sonra adımını atar. Kül yutmaz, kandırılmaz. Ya dinsel eğitimli? Onun gözü bağlıdır, yönü öteki dünyadır.
Cumhuriyetin değerlerini unutanların aldıkları eğitime bakmalıyız önce. Unutma nedeni o an ortaya çıkar. Ankara’nın göbeğinde geçen olayı bir öğretmen anlatıyordu: “Altıncı sınıfta bir öğrencime yıl boyunca Atatürk adını söyletemedim, Atatürk adını yazdıramadım. Velisiyle görüşmek istedim, gelmedi. Kara çarşaflı annesini uzaktan görünce, durum anlaşıldı.”
Unutmak, bir sonuçtur. Cumhuriyetin, bilimin, çağdaşlığın yüzakı ilkeleri insan eğitimi alan, insan olan unutmaz…
Neden Unutuyoruz?
Kanadoğlu’nun saydığı değerleri, insana bilimsel eğitim verir. Bilimsel eğitim alan düşünür, sonra adımını atar. Kül yutmaz, kandırılmaz. Ya dinsel eğitimli? Onun gözü bağlıdır, yönü öteki dünyadır.
Cumhuriyetin değerlerini unutanların aldıkları eğitime bakmalıyız önce. Unutma nedeni o an ortaya çıkar. Ankara’nın göbeğinde geçen olayı bir öğretmen anlatıyordu: “Altıncı sınıfta bir öğrencime yıl boyunca Atatürk adını söyletemedim, Atatürk adını yazdıramadım. Velisiyle görüşmek istedim, gelmedi. Kara çarşaflı annesini uzaktan görünce durum anlaşıldı.”
Unutmak bir sonuçtur. Cumhuriyetin, bilimin, çağdaşlığın yüz akı ilkeleri insan eğitimi alan, insan olan unutmaz…
Nusret ERTÜRK / 11.04.09 Cumhuriyet
Sizlerden Gelen Yorumlar…