Alaçatı… Çeşme…
Çeşme’nin parlayan yıldızı Alaçatı ’nın ara sokaklarında gezintimizi gerçekleştireceğiz. Bundan 4-5 sene öncesine kadar bakımsız, yıkılmış, terk edilmiş taş evlerden oluşan, sadece yerel halkın yaşadığı bir yer olan, pazarına gelinen ve kendi halinde bırakılmış Alaçatımız öyle bir kabuk değiştirdi ki her sene gittiğimde daha da gelişen ve büyüyen bir köyle karşılaşıyorum. Her yer renove edilmiş veya yeni yapılmış taş evlerle dolu. Birbirinden şirin dekorasyonlar, mavinin her tonu panjur ve kap renkleri, evleri kaplayan sardunya çiçeklerimiz, aksesuarlar, süslemeler, ordan burdan sarkan çanlar, kapıların önüne konmuş su kapları (!), kedi ve köpeklerimiz, mis kokulu sabunlarımız ve zeytinyağlarımız, bu sene büyük moda olmuş benim de bayıldığım renk renk boy boy peştemallar, son derece salaş kahve sandalyelerimiz, dekor yarışı yapan restoranlarımız ile Alaçatı inanılmaz şirin bir dünya. Alaçatı ’ya ilk defa gelen herkese ilk tavsiyem bir tam gününü gezmeye ayırıp tüm ara sokaklarını “yürüyerek” dolaşmaları , bol bol fotoğraf çekmeleri, yerli halk ile sohbet etmekten hiç çekinmemeleri, her yere girip çıkmaları… Sakızlı Türk kahvesi içile, birer peştamal almadan sakın ha plaja gidilmeye! Peştemallar çok iyi su çektiğinden şahane birer plaj havlusu oluyorlar, normal havluya göre çok daha hafif olmaları ve çok daha az yer kaplamaları güzel de bir avantaj. Akşamlar ise renklilerinden seçip hafif serince geçebilen geceleri gezerken üzerinize alabilirsiniz. Ayrıca evinize perde yapabilir, yatak örtüsü olarak kullanabilir veya yere serebilirsiniz. Aklınıza gelecek başka şekli varsa o da kabuldür.Gördüğüm kadarı ile sokak hayvanlarına çok değer veriliyor. Herkesin bir kedisi ya da köpeği mevcut, hayvanlar gayet sakin ve sosyal. Besili. Her yerde su tasları görmek mümkün, son derece medeni ve özlediğimiz bir manzara… Alaçatı ’ya giderken ana yol üstünde bir antikacı var, yeni açılmış bu sene. Orada 2 Chevrolet dikkatimi çekti, arabamı ilerden çevirip derhal antikacıya girdim. Antikacı da eski araba görmeyi beklemediğim için çok hoşuma gitti. Satılık ve çalışıyorlardı da. Aman bu güzelliklerin burada işi ne, meraklıların çoktan kapmış olması gerekirdi diye şaşırdım, içleri kırmızı deri, eski filmlerdeki arabalar gibi, jant kapaklar çalınmış ama tekerler siyah- beyaz, süper cool.1949 model. Az kaldı ben binip gidecektim.
Eskici ne bulsa toplamış, Ankara’da eski bir hanın tavan göbekleri ve taşıyıcı kolonları vardı , muhteşem. Tam da Alaçatı ’da bir otel yapıp orada kullanılabilecek hoş parçalar.
Tavan Göbeği
Geride sağda görülen ince uzun ahşap dikmeler, taşıyıcı imiş.
Çevre esnafından toplanmış bar tabureleri
T: 232 716 8313
Pansiyon haline çevrilmiş yerel bir ev
Aleyna Butik Otel
ALA Otel
Taş Otel
Padma Otel
Yeni açılacak olan Bey Evi Otel… Henüz hazırlık aşamasında.
Sakızlıhan Otel
Lavanta restorant yan giriş kapısı
Hire Otel
Tüm sokaklarda sepiştirilmiş masa ve sandalyeleri Karina restorant’ta da görmek mümkün…
Alaçatı ‘nın en popüler caddesinin bir ucundan genel bir görünüm
Dedikodulu Kahvaltı Sokağı
Alaçatı ‘da neredeyse tüm duvarlarda duyurulmuş belediyenin sakız ağacı dikim ve koruma projesi kampanyası
Kırmızı Ardıç Kuşu Restorant
Beyazhan Otel
Bir Alaçatı evi kapısı
Görülen herşeyin satılık olduğu “Sesil Otel” ve cici iç avlusundan bir görünüm…
Alura Butik Otel
Ana giriş kapısından bir görünüm
Kurabiye Otel
Değirmen Otel
Maria’ nın Bahçesi
Alahan Butik Otel
Yenimecidiye mahallesi
Sediz sokak No:15 Alaçatı
T: 232 716 7457
Alaçatı’ nın ara sokaklarında tek başınıza gezmek de ayrı bir keyif. Kapı önlerine sandalyesini çıkarmış çevreyi izleyen yerlileri, baş boş kedileri, yeni ve eski evlerin bir arada olduğu kombinasyonlar görmek çok keyifli…
Arka sokaklarda karşıma çıkan bir köy kahvesi
http://www.evimizinherseyi.com/mecmua/alacati
Saygılarımla…
ucnoktaaforizma…