Kürtçe Eğitim ve Resmi Dil…

Kürtçe resmi eğitim niçin olmaz?

---

Daha önce yazdım ama eğitimden habersiz kişiler inatla, ‘Anadil eğitim hakkı adı adı altında Kürtçe resmi eğitim’ istemeye devam ediyorlar. Bu işin bayraktarlığını Kürtçülerden başka bir de Eğitim-Sen adlı kuruluşun başkanı konumundaki Zübeyde Kılıç yapıyor. Ne yazık ki dilbilim konusunda hiçbilgisi yok bu öğretmenin; o yüzden de anadili eğitimi konusunda önyargısına göre konuşuyor. Belli ki bu öğretmen Kürtçülerin, bir öğretmen kuruluşu içindeki temsilcisi olmayı, dünya gerçeklerinin önüne geçirmiş; atıp tutuyor.
Temel amaç belli: Farklılığı, giderek ayrılık haline getirmek…AMERİKA ÖRNEK ALINSIN
Hani her işte kendimize Avrupa’yı ve Amerika’yı örnek alıyoruz ya bu işte de ABD’yi ve Avrupa’yı örnek almayı öneriyorum.
Hemen belirtelim ki modern demokrasilerde resmi eğitim tek dille yapılır. Bunun dışındaki yollar kavga içindeki yapay devletlerde görülebilir. Ki bu devletler de kısa süreade parçalanıp çökmüşlerdir.
Şimdi ABD’ye bir bakalım. Bu ülkede 250’den fazla etnik grup vardır. Amerika’yı yöneten etnik yapı, ‘Beyaz, Anglosakson-Protestan’ yapıdır. Bunların 350 milyonluk ABD’deki nüfusu 100 milyonu bulmaz. Üstüne üstlük Amerika’daki İspanyol kökenliler nüfus olarak bunlardan daha fazladır. Ve buna karşın ABD’de resmi dil ve eğitim dili İngilizce’dir. Yani kurucu toplum; kendi dil egemenliğini devam ettirmekte ve toplumu da bu dil çevresinde tek kapta eritmektedir. Kimse de buna itiraz etmemektedir. Tabii sokakta her etnik grup istediğinde kendi dilini de kullanmaktadır.
ABD’de politika; bu İngilice ve onun çevresinde oluşan Beyaz-Anglosakson-Protestan kulturu egemen kılmak biçiminderdir. 250 etnik yapılı ABD’de bu yapının küresel mozayiğe dönüştürülmesine asla izin verilmemektedir. Çünkü Beyaz-Anglosakson-Protestan kültürü ve onun anlatım aracı olan İngilizce’nin yanına ikinci bir dilin yerleştirilmmesi, Amerika’nın çöküşünün başlangıcı sayılmaktadır. Zibigniew Brzezinsky’nin makalelerinde bunu görebiliyorsunuz (Ayrıntı için, bizim Türk Kimliği isimli kitabımızın (Kripto Yayınları) Kimlik Tartışmaları bölümüne bakınız)
Gelelim Fransaya… Bu ülkede, Fransızca ile birilkte 4 dil konuşulmaktadır. Fransa’nın oluşumunda 14. yüzyılda Keltler, Bretonlar, Basklar, Provanslar, Burgundlar da yer aldılar. Bunlar günümüz Fransa’sında da yaşıyorlar. Ama bugün bu etnik yapılar, Fransızca’nın yanına resmi bir etnik dil konulmasını talep etmiyorlar.
Almanya’da da aynı süreci görmekteyiz. Bugün Almanya’ya hakim duruma gelen milliyetçi Reich ideolojisi, Türklere 1970’lerde tanınan dil haklarını geri almıştır. Bütün Avrupa’da uyum yasaları adı altında o ülkenin resmi diline uyum sağlanması için yoğun bir baskı başlatılmıştır. Halbuki oradaki yabancı unsurlar hiçbir zaman bu ülkelerde terör örgütü kurup ayrı bir devlet oluşturma peşinde olmamışlardır.
Şimdi Türkiye’de silah zoruyla, ikinci bir dilde resmi eğitim verilmesi isteniyor.
Ne ABD ne de Avrupa ülkeleri böyle bir durumu kabul etmedi, etmez de.
Yazıktır ve yazıktır ki televizyonlardaki tartışmalarda milletimiz bu bölücü projeye alıştırılmak isteniyor.

MİLLET İMAL ETMENİN YOLU
İşin ekonomik yönü de ilginç: Piyasa ekonomisi açısından, Kürtçe eğitime ihtiyaç bulunmuyor. Bunun gündelik hayata yansıması da Kürt kökenli ailelerin çocuklarına Kürtçe öğretmeye gerek duymamasıdır. Aileler, işe yaramayacak bir eğitim için çaba göstermeyince; Kürtçüler; Kürt milliyetçiliğini yayacak alan bulamıyorlar. İşte bu yüzden devlet eliyle Kürtçülük propagandası yapmak olacak olan Kürtçe eğitim istiyorlar. Buradaki amaç, Kürtçe ile ayrı bir millet imal etmektir. Türk milletinin yanına Kürt milleti konulunca sıra ikinci adıma gelecektir. O millete bir de vatan istenecektir. Ve bu süreçte Türkiye’nin Güneydoğusu Kürdistan ilan edilecektir.
Kürtçe eğitim isteği, içimizdeki bir farklı grubu (Kürt etnik yapısını) ayrı hale getirmek için yürütülen kampanyanın en önemli ayağıdır. Eğer Türkiye Cumhuriyeti kendi okullarında Kürtçe eğitim verirse, Kürdistan’ın ilanını hiçbir güç engelleyemeyecektir.
Evet; Kürtçe eğitim isteyenlerin nihai amaçları budur. Bizim liberal denilen işbirlikçi-çıkarcı okumuşlar için bunun bir zararı yoktur. Çünkü onların ne milleti vardır ne devleti… Sadece cüzdanları bulunur.
AKP hükümeti bu tuzağa düşmeyecek gibi gözüküyor. Başbakan Erdoğan’ın bu konudaki açık mesajının devam ettirilmesini bekliyoruz. Yok aksi olursa; unutulmasın ki ileride ‘yönetecekleri bir ülke kalmayacaktar.’

________ Ziya Zelyut / Güneş…