Silahsız PKK’ya Doğru Uygun Adım!…


Türkiye, ABD ve Irak’ın çabalarıyla PKK’nin kumpasa alınmasını hedefleyen “üçlü mekanizma”nın örgüt üzerinde olumsuz etkiler yapacağı anlaşılıyor. O halde karşımızda artık solunum ve beslenme yolları kesilmiş, lojistiği darbe almış ve eylem yeteneği zayıflamaya başlayan bir PKK mi duruyor?.. Bu sorunun diplomasi ve örgüt eylemselliği açısından kritik yanıtları bulunuyor!..

Gerçekten de PKK’nin Kuzey Irak’tan çıkarılabilmesi, en az Öcalan’ın 15 Şubat 1999’da Kenya’da yakalanması kadar Türkiye’nin iç güvenliği ve siyasetine etki yapabilir. Stratejik kurumlar işte tüm hedeflerini bu beklentiye göre şekillendiriyor. Türkiye bu planı pratiğe dökmek için yaklaşık bir yıldır diplomasi yürütüyor. Kuzey Irak’taki Kürt yönetimi de ABD’nin baskısı nedeniyle istemeye istemeye ve belki de kendi gelecekleri uğruna bu planın başarısı için hizmet ediyor.

Üçlü mekanizmanın hedefinde aslında PKK’nin Kürtler eliyle tasfiyesi planı bulunuyor. Geçen hafta sonuçlandırılarak eyleme geçirilen plan gereği ilk etapta PKK’nin Kuzey Irak’taki legal faaliyetlerinin daraltılması amaçlanıyor. Örgütün Irak kolunu oluşturan Kürdistan Demokratik Çözüm Partisi’nin (PÇDK) Erbil ve Süleymaniye’de son dönemde hareket alanını iyice yitirmiş olması, planın etkili olabileceğini gösteriyor. PKK, peşmerge kentlerindeki milis yapılanmasını güçlendirmek, yayılmak ve bölgesel diplomatik girişimlerde kullanmak için kurduğu bu partinin zayıflamasının endişesini yaşıyor.

Üçlü müdahalenin yöneleceği ikinci önemli aşama ise PKK’nin kent ve dağ arasındaki bağlantılarının kesilmesi. Bu hedefte de önemli aşama sağlanacağı düşünülüyor. Özellikle PKK’nin “Medya Savunma Alanları” olarak nitelediği Kandil Dağı çevresindeki denetiminin yüzde 50 oranında zayıfladığı belirtiliyor. PKK’liler artık yol ve kimlik kontrolü ile lojistik koordinasyonunu peşmerge denetiminin yoğunlaşması nedeniyle yürütemiyor.

Örgütü bu çıkmaza sürükleyen asıl sürecin, TSK’nin 2007’nin Aralık ayından itibaren düzenlediği sınır ötesi operasyonlar olduğunu özellikle vurgulamak gerekiyor. Örgüt her ne kadar hava operasyonlarının etkisiz kaldığı yolunda propaganda yürütse de, teröristlerin bu müdahalelerde yaşam alanlarıyla ilgili en az 600 tahribat yaşadığı biliniyor.

İran’ın son bir yılda yoğunlaştırdığı operasyonlar da PKK’yi ciddi biçimde zora sokuyor. Örgüt, Irak-İran arasındaki devinimini eskisi kadar kolay yaratamıyor. Tüm bunlar PKK’nin eleman kazanma çabalarını da ciddi biçimde sekteye uğratıyor. Suriye, İran ve Türkiye’den militan getirtmekte zorlanan örgüt, var olan gücünü de bu yüzden daha temkinli kullanıyor.

Son 8 ayın terör bilançosundaki rakamlar örgütün geriye çekilmesi bir yana hem eylem yeteneğinin zayıfladığını hem de içine kapanmak zorunda kaldığını gösteriyor. Genelkurmay verilerine göre 1 Ocak 2008-20 Şubat 2009 tarihleri arasında terörle mücadeleyle ilgili 489 müdahale yapıldı. Haziran 2008’den bugüne kadar ise sağ, ölü ve teslim olanlar dahil 416 terörist etkisiz hale getirildi. Aynı dönemde 21 asker şehit oldu. Rakamlar geçmişle kıyaslandığında örgütün eylemlerinin iyice yavaşladığı kanıtlanıyor.

Siyasallaşmış PKK!..

Planın son hedefi, örgütü Kuzey Irak’tan çıkarmak olacak. Bu amaçla yürütülen çalışmalara Türkiye artık MİT ve askeri görevliler aracılığıyla direkt müdahale ediyor. Önümüzdeki günlerde Türk komandoları ve istihbaratçıları peşmerge güçleriyle birlikte Kandil Dağı çevresindeki terör hareketlerini tamamen kontrol altında tutmak ve militanların yayılmasını engellemek için etkin görevler üstlenecek. Bu konuda Erbil’de kurulan koordinasyon karargâhı, ABD görevlilerinin de desteğiyle örgütü Kandil Dağı’ndaki dar bir alana sıkıştırıp hareket kabiliyetini tamamen enterne etmeye çalışacak.

Ancak yine de tüm bunlardan PKK’nin tamamen zayıflayacağı anlamı çıkmıyor. Çünkü gözden kaçan çok önemli bir ayrıntı, PKK’nin dağda olmasa da iç politikada iyice güçlendiğini gösteriyor. Özellikle örgütün “Edi besse” (Yeter artık), “Sayın Öcalan” ve “İrademiz Öcalan” sloganlarıyla yoğunlaştırdığı sosyo-politik çabalar, PKK’yi siyasallaşma yolunda ilerletiyor. Örgüt, yaklaşan yerel seçimler dolayısıyla şiddet yerine siyaseti bir dayatma aracı olarak kullanmayı tercih ediyor…

PKK’nin tasfiyesi planında en büyük çekinceyi Kuzey Kürtleri yaşıyor. Peşmergeler, Kandil’de sıkışan örgütün Kuzey Irak içlerinde KDP ve KYB’yi hedef alabileceğinden endişe ediyor. Kürtler bu kaygıyla hem PKK ile çatışmaktan kaçınıyor hem de diplomasinin daha etkin kullanılmasında ısrar ediyor. Onlar PKK’nin hareket alanının iyice kısıtlanmasından sonra lider kadronun Avrupa ülkelerine ilticasının sağlanmasını istiyor. Yani peşmergeler, bir Kürt örgütünün yine Kürtler tarafından imha edilmesinin Kuzey Irak’ın devletleşme çabalarına önümüzdeki süreçte darbe vuracağından kaygılanıyor.

Uygulanmaya başlanan tasfiye planı PKK’yi iyice endişelendiriyor. Kandil Dağı’ndakiler, Henry Berkey’in ABD yönetimine sunduğu 117 sayfalık PKK raporunun üçlü mekanizma tarafından rehber olarak kullanıldığını düşünüyor. Örneğin PKK’nin üst düzey yöneticilerinden Duran Kalkan’ın son açıklamaları da örgütün sosyal, siyasal ve ekonomik açıdan nasıl kuşatıldığını anlatıyor. Örgütün yayın organlarından ANF’ye konuşan Kalkan, PKK’nin tasfiyesini hedefleyen planın psikolojik yönü için hem “Ergenekon” ilişkisi yaratılmak istendiğini hem de Kürt aydınlarının örgüte karşı kullanıldığını önü sürüyor!.. Yerel seçimlerin PKK’nin geleceği açısından ne denli önem kazandığına ilişkin tartışmalar sorgulandığında, Kalkan’ın şu sözleri de dikkat çekiyor:

“İzolasyon politikasının herhalde son aşaması 29 Mart yerel seçimleri olacak. Güya seçimlerde AKP’nin kazanması sonucu, yurtsever ve demokratik güçler marjinal konuma düşürülerek izolasyon tamamlanmış olacak.”

PKK’nin Kuzey Irak’tan çıkarılma çabaları siyasi ve askeri açıdan sonuç verirse ve örgüt yerel seçimler sonrası legal siyasette yıkıma uğratılabilirse üçlü mekanizmanın geliştirdiği planın son aşamasına geçilecek. Lojistik yolları kapatılmış, militan sayısı azalmış, peşmerge tarafından dışlanmış ve eylemselliğini yitirmiş bir örgüt tamamen köşeye sıkıştırıldığında “silahsız PKK” için düğmeye basılacak! Önce 152 PKK yöneticisinin bir Avrupa ülkesine iltica etmesi sağlanacak. Sonra üst düzey bazı isimler İmralı’da inşa edilen yeni koğuşlara konulacak. Başıboş kalmış militanlar da eve dönüş yasasına sığınacak!..

2009, yalnızca PKK’yi değil onu yok etmeye yönelik uluslararası beklentileri de sürprizlere boğacak!.. Bekleyelim görelim!..

mfarac@cumhuriyet.com.trwww.mehmetfarac.com

  1. Henüz yorum yapılmamış.
  1. No trackbacks yet.

Yorum bırakın

Adelina Sfishta

Okuyanlar Özgür Olmalı

Evrim Teorisi Online

Evrim hakkında herşey...

Virginia Woolf

Herkes kendi geçmişini, kalbiyle bildiği bir kitabın sayfaları gibi kapalı tutar ve dostları sadece onun başlığını okuyabilir.

ODILA BLOGGER by OAS

Turkish Geeks on Life & Politics...

YAŞAMAK ŞAKAYA GELMEZ

Facebook adreslerimiz: http://www.facebook.com/ata.fecob - http://www.facebook.com/pages/fvco/107464239362228

Komeleya Çand û Integrasyon a Kurd Luzern

Kürdischer Kultur und Integrationsverein Luzern/Mythenstrasse7,6003 Luzern

eren@home ~ $

Açık Kaynak, Linux, Programlama Dilleri, Amatör Telsizcilik gibi konular üzerine düşünceler

Ata FE COB

"En büyük yenilgimiz, bir alternatif fikrini kaybetmiş olmamızdır." ___Michael Lebowitz

WordPress.com

WordPress.com is the best place for your personal blog or business site.

CHP SULTANGAZİ

"Direnme gücü, dünya “evet” sözcüğünü duymak istediğinde 'HAYIR' diyebilme yetisidi" E. Fromm. ________“12 Eylül’de ‘HAYIR’ oyu vererek tokat atın, okyanus ötesinden de duyulsun” KILIÇDAROĞLU