Bütün Din’ler…
- Genellikle kutsal kitap çevirileri akademik endişe taşıdığı için vahiy, mucize, tarih ve bilim yorumlanarak bize ulaşır ve yorum rölativ bir kavram olduğu için çeşitlilik gösterir. Bütün dini metinler dışarıdan ek izah istemez. Onların izahı bizzat cümle, ayet ve bab dizaynı aynı zamanda kelimelerin kök bilimi içinde gizlidir. Dolayısıyla Kuran dışında diğer kitapların tahrif olduğunu söylemek, kutsal kitaplarda geçen tekil olayların, aslında büyük sosyolojik, tarihi kurallar ve tebliğler olduğunu görmemekten ileri gelir. Kutsal kitapların maddi, manevi, edebi, lisani ve arketip boyutları bir bütün içinde değerlendirilirse söz ettiğim hurufat yani tahrif edilme ve değişme mantığı ortadan kalkacaktır. Bilinmesi gerekir ki bütün kutsal kitaplar, geldiği devrin anlayışına hitaben inmiştir. Ancak unutulmaması gereken husus bu dinlerin ve kutsal kitapların evrensel ve ortak mesajlar ilettiğidir. Bunun için okunanı anlama adına başta dili öğrenip bazı yorumzadelere meseleyi bırakmamak gerçeği yorumsuz olarak öğrenmek açısından önemli sayılır. Tabii ki hiç bir tefsire ve meale bakmayalım demiyorum. Değerlendirme yapabilmek için kendi aklımızın da sağlayabileceği birtakım veriler bütününü elde etmemizden bahsediyorum. Bir fakültede seminer hazırlarken elimize geçen yabancı dildeki bir kitabı nasıl ki çevirmek için dili öğrenmek durumundaysak -tabi sadece ders geçmek amacından bahsetmiyorum- kutsal kitapları da ki buna İncil ve Tevrat da dahil araştırmak, sebep ve sonuç ilişkilerini yorumsuzca gözden geçirmek bizi doğru bilgiye ulaştıracaktır. Körükörünelikten kurtulup bir parça araştıran ve ne yaptığını bilen bir birey olmak toplumu da düzeltir inancındayım. Bu bütüncüllük bizi şu sonuca götürecektir: Aklın yolu birdir, bütün dinler evrenseldir!… _________Ayşegül NURCAN_
Ben tam olarak katılmıyorum. Bir şeyi anlamak ve doğru yorumlamak için o şeyin dilini tam anlamaya çalışmak fikri birçok veriyi ( ki bunlar çok çok daha önemli veriler ) es geçmek anlamına gelir. Sizin de dediğiniz gibi o kitabın yazıldığı dönemi anlamak durumu bence en önemli olandır. Ve birçok din bilgininin! dediği gibi anlamlar kelimelerin gizli manalarında saklı gibi ( bana göre çok saçma ) düşüncelerle bir yere varılmaz. Gizli manalar çıkarmaya ve bir dil bilimi yaratmaya çalışmaktansa o dönemleri anlamaya hatta bulundukları sosyal konumlara göre o kavimlerin içinde bulundukları sosyo-politik ve kültürel şartlara bakarak değerlendirmek ve hatta yapabiliyorsak sosyal pisikolojiyi anlamaya çalışmak bence dinsel yazıları en iyi değerlendirmeyi sağlayacaktır.