Başlangıç > Bilim, Din..., felsefe, Kadın ve Sorunları..., Kitaplardan aforizmaller/çıkarsamalar..., Sorgulama ve bilinç..., ucnokta'dan, Yazarlar / düşünceler..., Yorumsuz... > HYPATİA… (Hypatia öleli 1500 seneden fazla oldu. Hypatia bilimin ve aklın belki ilk kurbanıydı, erkek egemen vahşetin onbinlerce kurbanından biriydi…)

HYPATİA… (Hypatia öleli 1500 seneden fazla oldu. Hypatia bilimin ve aklın belki ilk kurbanıydı, erkek egemen vahşetin onbinlerce kurbanından biriydi…)


İSKENDERİYELİ HYPATİA; BİLİM UĞRUNA VERİLMİŞ BİR HAYAT

Hypatia’yı Rafael’in Atina Okulu tablosundan tanıyoruz. Tartışan, konuşan, söyleşen, eyleşen onca insan, filozof, biliminsanı arasından bize oraya ait değilmişçesine bakıyor, masum, bir o kadar da emin kendinden.

Hypatia, MS 4.yy’da yaşamış, çoğu kaynağa göre de bilim tarihinin ilk önemli kadın eyleyicisi. Babası, Theon, Hellenistik Dönem’in son kısımlarının önemli matematikçilerinden, Öklid’in “Elementler”i ve Batlamyus’un “Büyük Bileşim”i üzerine çalışmaları ile tanınıyor. Hypatia ise Knidos’lu Eudoxus’un, veya genel olarak Atina Okulu’nun, matematik geçmişinden ve Yeni-Platonculuk’un kurucusu Plotinos’un felsefi kökeninden geliyor. En büyük hocası ise babası. Onu her zaman erkek egemen bilim dünyasının içine girebilmesi için teşvik etmiş ve destek olmuş. Hypatia matematiksel bilgisi ve felsefi kökeni ile hiçbir okulun kesin bir temsilcisi olmamış, kendi felsefesini yaratmış; verdiği dersler tüm Hellen uygarlığı tarafından duyulmuş ve derslerine binlerce öğrenci gelmiş. Hypatia, önyargılı bir toplumun içinden, Hristiyanlığın yükseldiği bir dönemde çıkabilmiş ve her düşünceden insanı etkileyebilmiş.

Hypatia için tarihte pagan olduğuna dair bir çok söylenti vardır. Fakat, Hypatia gibi kendini matematik ve bilime adamış bir kadının pagan geleneklerine bağlı olması çok mümkün gözükmüyor. Hypatia, Hellenistik Çağ’ın sonunda, Hristiyanlık dininin yükselişi döneminde yaşıyor olmasına rağmen, derslerini dinlemeye gelenler arasından birbirinden nefret eden paganlar, Hristiyanlar, ateistler vardı. Tarihçi Sokrates Skolastikus’un dediklerinden hareket edersek, bilinen dünyanın dört bir yanından binlerce öğrenci onun derslerini dinlemek için yol alıyorlardı.

Hypatia’nın yaşadığı dönemi göz önüne alırsak, kadınların çocuk doğurmak için “gerekli” unsurlar olarak görüldüğü bir çağda binlerce “erkek” öğrenciye ders vermesi, Hristiyan cemaatin tepkisini çekmesine rağmen ona mecburi bir saygı duymaları çağımıza da ışık tutmaktadır. Keza, Hypatia’nın aslında tek yaptığı salt erkeklere aitmiş gibi görünen evrensel insani aktivite bilimi eylemesidir. Hypatia bir kadın olarak değil de bir insan olarak bilim yapmıştır ve dönemin yaygın kanılarına karşı tek başına göğüs germiştir. Platon’a kadar en yüksek seviye de olan daha sonra giderek azalan ve Hristiyanlık ile son bulan Akdeniz’in Özgür Düşünce ortamı’nın yok olmasına yakın dönemlerde bilimi ve dolayısıyla insanı evrenin merkezinde tutmaya çalışmış, hem aklın hem de kadın haklarının mücadelesini aynı potada eritebilmiştir. Bu mücadele sonunda görece bir saygı ve kitleye sahip olan Hypatia’nın başına gelenler ise, modern Türkiye’deki olaylardan çok da ayrımsanamayacak bir öyküdür.

Hypatia, Hristiyanlara saygı duyuyor ve inanç özgürlüğünü savunuyordu. Fakat, aklın ve uslamlamanın her zaman yanındaydı. Bundan dolayı dünya, gök veya çeşitli metafiziksel konularda her zaman Hristiyanlar ile bilimsel bir düzlemde tartışıyor, gerektiğinde piskopos Cyril ile de tartışmakta bir beis görmüyordu. Cyril dönemin din adamları gibi politikanın da tamamıyla içindeydi. Hypatia’nın kent üzerinde kurduğu saygı ve güvenilirlik ortamı ise hiç hoşuna gitmiyordu. Çünkü, Hypatia Hristiyanlığın argümanlarını değil, kendi tahtını sarsıyordu. Bir kadın, bilinen dünyanın dört bir yanında tanınan bir kadın, bir biliminsanı, bir filozof, sözü geçen, “erkekler” gibi konuşulan bir kadın; şimdi olduğu gibi o günlerde de hoş görülmüyor, erkeklerin kendilerine bir hakaret gibi görmelerine sebep oluyordu.

Bunun üzerine, plan kuruldu. O bir kadın idi, ne Giordano Bruno ne Galileo Galilei gibi sözde bir yargılamaya gerek vardı. Basit, uyuşturulmuş bir koyu-Hristiyan çeteye bu işi bırakmak yeterdi. Yol üzerinde yakaladılar, Hypatia’yı. Onu çırılçıplak soyup, yeni Hristiyanlığı kabul etmiş kentin sokaklarında süründürdüler. Ta ki yeni yapılmış kiliseye gelene kadar. Orada onu vahşice katlettiler. Tek suçu erkeklerin dünyasında bir kadın olmak, Hristiyanların dünyasında usu savunmak, düşündüğünü özgürce söyleyebilmekti.

Hypatia öleli 1500 seneden fazla oldu. Hypatia bilimin ve aklın belki ilk kurbanıydı, erkek egemen vahşetin onbinlerce kurbanından biriydi.

Hypatia öleli 1500 seneden fazla oldu. Ne değişti? Hala sadece kadın olduğu için öldürülenler yok mu? Aklı savunduğu için katledilenler? Özgürce konuştuğu için vurulanlar, hapsi boylayanlar?

Kadınlar için konuşmanın bile zor olduğu bir dönemde bir kenti etkiledi Hypatia. Kadın mücadelesi için en önemli figürlerden biri oldu. Kadınlar hala eziliyor, öldürülüyor, evlenmek zorunda bırakılıyor, tecavüze uğruyor. Tüm bunları yapanlar, bu zihniyet hala yerinde duruyor. Birazcık kılık değiştirdi sadece. __________ Ekin Can Göksoy…

  1. Henüz yorum yapılmamış.
  1. No trackbacks yet.

Yorum bırakın

Adelina Sfishta

Okuyanlar Özgür Olmalı

Evrim Teorisi Online

Evrim hakkında herşey...

Virginia Woolf

Herkes kendi geçmişini, kalbiyle bildiği bir kitabın sayfaları gibi kapalı tutar ve dostları sadece onun başlığını okuyabilir.

ODILA BLOGGER by OAS

Turkish Geeks on Life & Politics...

YAŞAMAK ŞAKAYA GELMEZ

Facebook adreslerimiz: http://www.facebook.com/ata.fecob - http://www.facebook.com/pages/fvco/107464239362228

Komeleya Çand û Integrasyon a Kurd Luzern

Kürdischer Kultur und Integrationsverein Luzern/Mythenstrasse7,6003 Luzern

eren@home ~ $

Açık Kaynak, Linux, Programlama Dilleri, Amatör Telsizcilik gibi konular üzerine düşünceler

Ata FE COB

"En büyük yenilgimiz, bir alternatif fikrini kaybetmiş olmamızdır." ___Michael Lebowitz

WordPress.com

WordPress.com is the best place for your personal blog or business site.

CHP SULTANGAZİ

"Direnme gücü, dünya “evet” sözcüğünü duymak istediğinde 'HAYIR' diyebilme yetisidi" E. Fromm. ________“12 Eylül’de ‘HAYIR’ oyu vererek tokat atın, okyanus ötesinden de duyulsun” KILIÇDAROĞLU