İslam Dünyasında Bilimin Gerilemesinin Nedenleri…


Bilimlerin nakli ve akli bilimler olarak iki sınıfa ayrılması, bu iki sınıf bilim arasında birinciler lehine değer farklılaşmasına yol açtı.

           Ortaçağ’da İslam ülkelerinde 8. yüzyılın sonlarında başlayarak büyük bir gelişme gösteren bilim, yaklaşık dört yüz yıllık parlak bir dönemin ardından 12. yüzyılın sonlarından itibaren gerilemeye ve sönmeye başladı. Bilimin İslam dünyasındaki yükselişinin ve sönüşünün nedenleri yıllardan beri birçok araştırmanın ve tartışmanın konusu olmuştur ve günümüzde de olmaya devam etmektedir.

Büyük bilim tarihçimiz Aydın Sayılı (1913-1993) da bu konuda çok önemli araştırmalar yapmıştır. Sayılı, son derece kapsamlı analizlerle bu konuya en aydınlatıcı açıklamaları getirmiş olan bir bilim insanımızdır. Aydın Sayılı’nın Ortaçağ’da İslam ülkelerinde büyük bir gelişme göstermiş olan bilimin daha sonraki gerilemesinin nedenleri arasında saydığı faktörlerden bazıları şunlardır:

1- İslam dünyası, Galileo’lar, Kepler’ler, Newton’lar yaratmadı, fakat Avrupa’da yeni bilimsel çağın nihai doğuşunun zeminini hazırladı. İslam dünyası, Yunan biliminin düzeyinden daha yüksek noktalara çıkılmasında rol oynadı, fakat muhtemelen bu sırada kuvvetini çok harcadı.

2- Din merkezli toplumlarda bilim ile dinin uzlaştırılması, bilimin gelişiminde önemlidir. Avrupa’da bu uzlaştırma sağlanabildi, fakat İslam dünyası bunu başaramadı. Avrupa’da teoloji tüm bilimlerin kraliçesi olarak görülüyordu. Felsefe ve bilimler, dinin hizmetindeki etkinlikler olarak kabul ediliyordu. Ayrıca teologlar en eğitimli kesimi oluşturuyordu ve bu kesim bilimsel ve felsefi bilgiyi edinmeye en hazır durumda olan kesimdi. Buna karşılık Müslümanlar bilgiyi nakli ve akli bilgiler olarak ikiye ayırdılar. Bu iki bilgi türünün edinme metotları da farklıydı. Akli bilimler insan zihninin, nakli bilimler ise vahyin ürünü olarak kabul ediliyordu.

3- Bilimlerin bu şekilde iki sınıfa ayrılması, doğal olarak iki sınıf bilim arasında değer farklılaşmasına yol açtı. Nakli bilimler daha değerli bilimler olarak görüldü, akli bilimler ise ikinci sıraya düştü.

4- İslam dünyasında eğitime büyük önem veriliyordu. Eğitim kurumları bireylerin gelişimi için çok yaygın olarak hizmet veriyordu. Fakat bu eğitim, özellikle 13. yüzyıldan başlayarak sadece nakli bilimler temelinde verilmeye başlandı. Akli bilimler ve felsefe medrese müfredatının dışında kaldı.

5- Akli bilimlerin ve felsefenin medrese eğitiminin dışında kalması, bu bilimlerin incelenebilmesinin, eğitiminin alınabilmesinin ve yaygınlaşabilmesinin sadece özel imkânlara bağlı hale gelmesine yol açtı. Oysa Avrupa’da durum çok farklı bir biçimde gelişti. Aristoteles üzerine konan yasaklamalar 13. yüzyılın ortalarına gelindiğinde ortadan kalktı ve o tarihten itibaren Aristoteles üniversite eğitiminde önemli bir pozisyon elde etmeye başladı.

6- Seküler bilimlerin ve felsefenin İslam’ın erken dönemlerinde daha kabul edilebilir olmasının bir nedeni de, o dönemlerde İslami teolojinin henüz yüksek bir düzeye ulaşmamış olması olabilir. Başlangıçta Yunan filozoflarıyla İslam düşünürleri arasındaki anlaşmazlık noktaları henüz çok açık değildi.

7- Hıristiyanlık kilisede örgütlenmişti ve Müslümanlıkta buna eşdeğer bir kurumsallaşma yoktu. Bilindiği gibi İslamda Hıristiyanlıktakiyle karşılaştırılabilecek bir dini hiyerarşi yoktur. Bu nedenle İslam teolojisindeki gelişmeler bireysel çabalara bağlıydı, doktrinlerin resmi olarak kabul edilmesini sağlayan bir mekanizma niteliğinde konseyler bulunmuyordu ve bunun sonucu olarak da İslamda fikirlerin uyuşması için ilahiyatçıların ve hatta halk kitlelerinin uzlaşması gerekiyordu.

8- Din ve felsefe arasında uzlaşma sağlamaktaki başarısızlığın sonucu olarak da, Müslümanlar doğal süreçlerin belirli değişmez ilkelere bağlı olarak işlediğini kabullenme konusunda kararsız kaldılar.

9- İslamda teoloji ve felsefe, birbirlerinden kesin bir biçimde ayrılmıştı. Oysa Avrupa’da teoloji ve felsefe arasında böyle açık bir ayrım ve karşıtlık yoktu. Gazali, “Ben teolojiyi bitirdikten sonra felsefeye başladım.” diyordu.

10- İslam dünyasında politik iktidarların sık sık değişmesi, genellikle kültürel merkezlerin de değişmesine neden oluyordu. Bu konudaki istikrarsızlık bilimin gelişmesini de olumsuz yönde etkilemiştir.

Kaynak: Aydın Sayılı, “The causes of the decline of scientific work in islam”, The Observatory in İslam and its place in the general history of the observatory, 1988, ikinci baskı, Ankara, s.407-429

  1. Hasan
    25/10/2016, 21:19

    Bilimi islamla bagdastirmak aymazliktir, sahtekarliktir. Bir bilim insaninin islam cografyasinda yasamis olmasi bilimi o cografyada yapmis olmasi “Kuran.i” kaynak olarak aldi ve “vahiy”den ayetlerden yararlandi anlamina gelmez. Bilimi bu anlamda islamla bagdastirmak büyük bir yanilsama ve kandirmacadir. Bilim ve İslam birbirinin zıddıdır. Bir yerde bilim varsa “islam” yoktur. Bir yerse “islam” varsa orada bilim yoktur. Müslüman bir insanın bilim yapması mümkün değildir. Bunu ben uydurmuyorum. Kuran söylüyor.

    Hadi birlikte inceleyelim?

    ISTE ISPATI

    Sanayileşmiş, eğitim, kültür, refah, bilinç düzeyi yüksek tek bir İslam ülkesi gösteremezsin çünkü yok. Psikiyatri hastası Cahil, ilkel bir Arab’ın uydurduğu ilkellik, cehalet ve sapkınlığın psikolojik etkisinden kendini kurtaramamış olan herkes hastadır.

    Müslüman olunarak bilimle uğraşmak İslam ın özüne, yapısına, felsefesine aykırıdır.

    Bilim ve İslam birbirinin zıddıdır. Evrim ve yaratılışın birbirinin tam zıddı olması gibi.

    Bilim insanının dine inanmasının mantıklı yönü yoktur.
    Hem bilim insanı olduğunu hem de Müslüman oluğunu söyleyen insanlar ya bilimi, yada İslam ı bilmezler.

    Bir Müslüman bilimle ilgilenir ise, Allaha ve Kurana karşı gelerek İslam dan çıkmış olur.

    Bilim le insanın yaşamını kolaylaştıracak işlerle uğraşmak Allah ı ve İslam ı yalanlamaktır.

    İslam ve Bilim, Kara ve Deniz gibidir. Birinin bittiği yerde diğeri başlar.

    İslam da insanlar bilimle uğraşamazlar.

    Kuranın iddiasına göre Allah gerekli olan bilim ve teknolojiyi peygamberlere öğretir. Peygamberlerde insanlara bundan yararlanmayı gösterirler. Eğer öğretmediyse bir Müslüman bilim yoluyla Dünya hayatını güzelleştirip kolaylaştırmaya çalışamaz.

    Kuranda Zırh yapmanın Allah tarafından öğretildiğinin yazmasına şaşırmamak gerekir. Ayet de söylenen “Allah size gereken teknolojiyi verir siz kendiniz yapamazsınız ” demektir.

    Yoksa Kuranda ben “Davuda zeka verdim oda sizin için zırh yaptı” derdi. Okuyun ne söylüyor.

    ENBİYA-80.Bir de Davud’a, sizin için, zırh yapma sanatını öğrettik ki, savaşlarınızda sizi korusun. Şimdi Siz şükrediyor musunuz?

    Kuranda Allahın bile bilim ve Teknoloji bilmediğini ve kullanmadığını yazar.

    Allahın bir uçağı bile bulunmamaktadır.
    İlkel devirlerdeki Krallar gibi tahtında oturmakta ve 8 melek bu tahtı taşımaktadır.

    Aşağıdaki ayetten Allahın motorize olamadığını öğrenmiş bulunuyoruz.

    Hakka:17 – Melekler de onun etrafındadır, O gün Rabbinin tahtını bunların da üstünde sekiz melek yüklenir.

    İşte Kurandan ayetler ortada bilimle uğraşamazsınız.
    Hatta bilimin size verdiği rahatlık ve kolaylıkları kullanamazsınız.
    Bir Müslüman Dünya hayatını isteyemez. İsterse Müslüman olamaz.

    İSRA-18Kim bu geçici dünyayı isterse orada ona, dilediğimiz kimseye dilediğimiz kadar hemen veririz. Sonra da cehennemi ona mekân yaparız. O, buraya kınanmış ve Allah’ın rahmetinden kovulmuş olarak girer.

    İSRA-19.Kim de mü’min olarak ahireti ister ve ona ulaşmak için gereği gibi çalışırsa, işte bunların çalışmalarının karşılığı verilir.

    Allah kuranda bilimin sağladığı iyi ve güzel şeylerden yararlanmayı bir amaç için çalışmayı yasaklar.
    Dünya yaşamını güzelleştirmeye çalışanları cehenneme atacağını söyler.

    HİCR-3.Bırak onları yesinler, yararlansınlar; emelleri onları oyalaya dursun. İleride bilecekler.

    HUD-15.Kim yalnız dünya hayatını ve onun ziynetini isterse, biz onlara yaptıklarının karşılığını orada tastamam öderiz. Orada onlar bir eksikliğe uğratılmazlar.

    HUD-16.İşte onlar, kendileri için âhiret te ateşten başka bir şey olmayan kimselerdir. (Dünyada) yaptıkları şeyler, orada boşa gitmiştir. Zaten bütün yapmakta oldukları da boş şeylerdir.

    Müslüman ın çabası sonuçta cehenneme gitmemek ve orada kalmamak için değimlidir.

    Müslüman Dünya hayatı için parmağını oynatsa cehenneme atılacaksa neden bilim yapsın?

    Bir Müslüman ın Dünya hayatını kolaylaştırmak ve onu güzelleştirmek için çabası olabilir mi?

    HADİD-20.Bilin ki, dünya hayatı ancak bir oyun, bir eğlence, bir süs, aranızda karşılıklı bir övünme, çok mal ve evlat sahibi olma yarışından ibarettir. Tıpkı şöyle: Bir yağmur ki, bitirdiği bitki çiftçilerin hoşuna gider. Sonra kurumaya yüz tutar da sen onu sararmış olarak görürsün. Sonra da çer çöp olur. Ahirette ise çetin bir azap ve Allah’ın mağfiret ve rızası vardır. Dünya hayatı, aldanışdan başka bir şey değildir.

    Allah Dünya güzelliklerini yasaklarken, hayatı kolaylaştırmayı yasaklarken ve Allah istemedikçe ve dilemedikçe bir buluş yapamayacağını bilirken, insan hangi mantıkla bilim yapacaktır?

    ARAF-188.De ki: “Allah dilemedikçe ben kendime bir zarar verme ve bir fayda sağlama gücüne sahip değilim. Eğer ben gaybı BİLİYOR OLSAYDIM, daha çok SEVAP ELDE ETMEK isterdim ve KÖTÜLÜK HİÇ YAPMAZDIM. Ben inanan bir KAVİM için(MEKKE ÇEVRESİ) sadece bir uyarıcı ve bir müjdeciyim.”

    ENAM-59.Gaybın anahtarları yalnızca O’nun katındadır. Onları ancak O bilir. Karada ve denizde olanı da bilir. Hiçbir yaprak düşmez ki onu bilmesin. Yerin karanlıklarında da hiçbir tane, hiçbir yaş, hiçbir kuru şey yoktur ki apaçık bir kitapta (Allah’ın bilgisi dâhilinde, Levh-i Mahfuz’da) olmasın.

    İNSAN-30.Allah’ın dilemesi olmadıkça siz dileyemezsiniz. Şüphesiz Allah hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.

    HADİD-22.Yeryüzünde ve kendi nefislerinizde uğradığınız hiçbir musibet yoktur ki, biz onu yaratmadan önce, bir kitapta (Levh-i Mahfuz’da) yazılmış olmasın. Şüphesiz bu, Allah’a göre kolaydır.

    Ayetlerde gördüğün gibi, Allahın izni olmadan yemek yiyemiyor su bile içemiyorsunuz.

    Allah yeryüzüyle o kadar ilgilidir ki! Enam-59 ayetinde bir yaprak düşmesi bile Allah tarafından bilindiği yazar. Yani bunu bilen senin Tuvalette ne kadar kaldığını daha iyi bilir demek istiyor.

    Kuranda O dilemezse Tuvalete bile gidemezsin yazıyor.
    Tuvalete gittiğinde ne kadar süre orada kaldığını bildiğini de yazıyor.
    Öyleyse Müslüman’ın Araştırma geliştirme yapmasına, gerek var mıdır?

    Her şey Allahtan dır diyen Müslüman ın Doktora gitmesi mantık dışıdır.

    Kuran da rüzgar olmazsa gemiler gidemez yazmaktadır.
    İslam bunu bilirken Allaha karşı gelip buharlı gemileri ve motorları gemileri icad edecek araştırmayı ve bilimi yapabilir miydi?

    ŞUARA-32.Denizlerde yüce dağlar gibi gemilerin yürümesi de O’nun kudretinin delillerindendir. O, dilerse rüzgârı durdurur da onlar denizin üstünde durur kalırlar.

    Kuranda Allah seyahat etmen için eşek ve at verdim diyor.
    Müslüman Allahın bu söylediğine karşı çıkarak Tren, Uçak, araba icad etmeye çalışabilir mi?

    Sen Allahtan büyük müsün ki,
    Allahın ben sana seyehat için eşeği verdim derken sen Araba icadı için bilimle uğraşacaksın?

    NAHL SURESİ -8 AYET -Hem binesiniz diye, hem de süs olarak atları, katırları ve merkepleri de yarattı. Bilemeyeceğiniz daha nice şeyleri de yaratır.”

    Kuşları uçuranın Allah olduğunu düşünen İslam uçak bilimiyle ilgili çalışmalara cesaret edebilir mi?
    Kendisi Galata dan uçmaya çalışan Hazarfen Ahmet çelebi neden katledildi?

    MÜLK-19.Üstlerinde kanat çırparak uçan kuşlara bakmazlar mı? Onları (havada) ancak Rahmân tutuyor. Şüphesiz O, her şeyi hakkıyla görendir.

    Kuran Allahın insanları yoklukla yoksullukla denediğini yazar.
    Bunu düşünen Müslüman Allaha karşı gelerek bilim yapabilir mi?

    Melez verimli ürünler, meyveler araştırabilir mi?

    Ürünlerin kalitesinin ve verimliliğini yükseltecek cesareti olabilir mi?
    Allahın küçük yarattığı karpuzun büyüğünü yapmaya hangi mantıkla kalkışabilir?

    Genetik bilimle uğraşabilir mi?

    BAKARA-155.Andolsun ki sizi biraz korku ve açlıkla, bir de mallar, canlar ve ürünlerden eksilterek deneriz. Sabredenleri müjdele.

    Bir insan beyniyle düşünür. İlkel insanlar içinse her şey kalbe bağlıydı.
    Kalple düşünüldüğünü zannediyorlardı.

    İnsan vücudunun komuta merkezinin beyin olduğundan haberleri olmayan Allah ve kitabının bilim yapabilmesi aklın alacağı bir şey midir? Anatomi bilimi yapabilir mi?

    HACC- 46. (Sana karşı çıkanlar) hiç yeryüzünde dolaşmadılar mı? Zira dolaşsalardı elbette DÜŞÜNECEK KALPLERİ ve işitecek kulakları olurdu. Ama gerçek şu ki, gözler kör olmaz; lâkin göğüsler içindeki kalpler kör olur.

    Bir insana kaynar su içirdiğiniz zaman bağırsağına gitmeden boğaz ve midenin yanacağı kesindir.
    Böyle bir cezayı yazan kitabın bilimden haberdar olması mümkün olabilir mi?

    MUHAMMED suresi-15-ayet… Bu cennetliklerin durumu, ateşte temelli kalacak olan ve bağırsaklarını parça parça edecek kaynar su içirilen kimselerin durumu gibi olur mu?

    Yol bulmak için Yıldızların yaratıldığını düşünen İslam, Allaha karşı gelerek onun bulduğu çözümü bir kenara bırakarak pusulayı yada Navigasyon u icad etmek için bilim yapabilir mi?

    ENAM-97.O, sayelerinde, kara ve denizin karanlıklarında yolunuzu bulasınız diye sizin için yıldızları yaratandır. Bilen bir toplum için âyetleri ayrı ayrı açıkladık.

    Kuran şimşeğin Elektrik olduğunu bilmez. Kuranda şimşeğin insana ceza vermek ve çarparak yakmak olarak yazmaktadır. Bunu düşünen İslam Elektrikle ilgili araştırmaları yapabilir mi?

    RAD-12.13.O, korku ve ümit vermek için size şimşeği gösterendir, yağmur yüklü bulutları meydana getirendir. Gök gürlemesi O’na hamd ederek tespih eder. Melekler de O’nun korkusundan tespih ederler. O,yıldırımlar gönderir de onlarla dilediğini çarpar.

    Kuran da dolu gibi ağır bir buz parçasının bulutlardan yağamayacağını düşünerek göklerde dağlar olduğunu yazar.
    Dolu yağışının bu gökteki dağlardan geldiğini söyler.
    Bunu yazan Kuranın, rehber olduğu Din Bilim yapabilir mi?
    Meteoroloji bilimi yapıp gökte dağların olmadığını söyleyerek Allaha karşımı gelecektir.

    NUR-43.Görmez misin ki Allah, bulutları sevk eder. Sonra, onları kaynaştırıp üst üste yığar. Nihayet yağmurun, onların arasından yağdığını görürsün. O, gökten, oradaki dağlardan dolu indirir de onudilediğine isabet ettirir,dilediğinden de geri çevirir. Bu bulutların şimşeğinin parıltısı neredeyse gözleri alacak.

    Kuranda gece gündüzün yaratıldığı yazar.
    Gece gündüzün Dünyanın Güneşin çevresinde dönmesiyle gerçekleştiğini yazamayan İslam bilimle ilgili bir cümle bile kurabilir mi?

    NEML-86.Onlar görmüyorlar mı ki, biz geceyi içinde rahat etsinler diye, gündüzü de (her şeyi) gösterici(aydınlık)olarak yarattık. Şüphesiz bunda inanan bir toplum için elbette (Allah varlığını gösteren) deliller vardır.

    Kuran da gece ve gündüz eşittir yazar.
    Güneş ve Ayın aynı yörüngede peş peşe gittiğini ve birbirlerine yetişemediğini yazar.
    Dünyanın bir yörüngesi olduğunu yazmayan Güneşe yörünge yazan İslam bilimle uyuşabilir mi?
    Uzaya uydu gönderip Allah ı ve kitabını mı yalanlayacaktır?

    ENBİYA-33.O, geceyi, gündüzü, güneşi ve ayı yaratandır. Her biri bir yörüngede yüzmektedirler.
    YASİN-40.Ne güneş aya yetişebilir, ne de gece gündüzü geçebilir. Her biri bir yörüngede yüzmektedir.

    Kuran da Gökteki yıldızların şeytanı cezalandırmak için yaratıldığı yazar.
    İslam Yıldızların şeytan taşlamaya yarayan süs boncukları olduklarını söyler.
    İslam gök bilimi ve Astronomi bilimiyle uğraşabilir mi?
    Ya boncuk olmadığını anlarsa Allaha ne söyleyecektir?

    MÜLK-5.Andolsun biz, en yakın göğü kandillerle donattık. Onları şeytanlara atılan taşlar yaptık ve (ahirette de) onlara alevli ateş azabını hazırladık.

    Kuran Su kesilirse suyu getirecek Allahtır yazar. İslam yer altı ile ilgili bilim yapılabilir mi?

    MÜLK-30. “Söyleyin bakalım: Suyunuz çekiliverse, size kim temiz bir akar su getirir?”

    Rakamları bile bilmeyen kitabı olan İslam dan Matematik bilimi ile uğraşması beklenir mi?
    Üç yüz dokuz diyemeyen insanlardan bilim beklenebilir mi?

    KEHF-25.Onlar mağaralarında üç yüz yıl kaldılar. Buna dokuz daha eklediler.

    Kuranda Gökyüzünün beton Tavan olduğu ve O tavana Isı kaynağı(güneş) Işık kaynağı(ay) süs boncukları(yıldız)asıldığı yazılıdır.
    Beton büyük kubbede herhangi bir çatlak olmadığı ve yerle bu kubbenin bitişikken nasıl ayrıldığından söz eder.
    Direkleri olmayan beton kubbeyi Allah tuttuğu için düşmediğini yazar.
    Bu durumda İslamın bu gökten başka galaksiler olduğunu araştırmasının mantığı var mıdır?

    ENBİYA-32-Gökyüzünü de korunmuş bir tavan yaptık.
    LOKMAN-10-Allah, gökleri görebileceğiniz direkler olmaksızın yarattı.
    ENBİYA-30-göklerle yer bitişikken, bizim onları ayırdığımızı görmediler mi?
    HAC-65- İzni olmaksızın yerin üzerine düşmesin diye göğü O tutuyor.

    İslam ve Kuranda bunların olduğu, bilimle çeliştiği anlatılsa İslam bitecektir.

    Kuranı ve İslam ı bilenler bunu yapmak yerine yalan söyleyerek gizliyorlar.

    İnsanların bunları görmemesi ve anlamamaları için her şeyi Arapça sunuyorlar.

    Bir gün bunları tüm insanlar öğrenecektir.

    Bir şeyin “insanlık dışı” olması, İslamcının umurunda değildir. Yeter ki “islam dışı” olmasın. Turan Dursun

    • Mahmut
      04/10/2017, 04:20

      Yazınıza karşılık yazılacak, eleştirilecek o kadar çok şey var ki. Bir örnek veriyim.
      “Rakamları bile bilmeyen kitabı olan İslam dan Matematik bilimi ile uğraşması beklenir mi?
      Üç yüz dokuz diyemeyen insanlardan bilim beklenebilir mi?”
      Madem İslamı sevmiyorsunuz neden karalamaya çalışıyorsunuz? Saygı yahu..!

    • S. Onur
      27/10/2017, 01:28

      Asıl aymazlık, çoğu kez bir kelime ile bir kaç anlamın verildiği Arapça gibi bir dile hakim olmadan, düz mantıkla ve bilimsel bir birikim ve akla sahip olmadan ön yargılı olarak ve düşmanca bir tutumla bilim adına boş ahkam keserek milyarca insanın inancına hakaret etmektir. Doğrusu bunun başka bir adı da var ama sizin kadar seviyesiz ve zavallı olamayacağım için onu kullanmıyorum. Siz gerçekten bir bilim insanı olsaydınız tezi veya öğretisi ne olursa olsun bir inanca veya bir görüşe böyle ucuz efelikle ve komikçe saldırmazdınız. Eğer biraz zahmet buyurup da inceleseydiniz ve bir Kur’an tefsirini hatta mealini okusaydınız o alay ettiğiniz ayetlerde kainattaki cazibenin yani çekim ve ahengin anlatıldığını anlardınız. Belki de siz bunları çok iyi biliyorsunuz ama bilinçli olarak, İslam nefretinizden ya da misyoner olarak göreviniz gereği beyinleri bulandırmak için bu çarpıtmayı yapıyorsunuz.

    • furkan
      29/12/2017, 18:47

      zeka özürlü peygambere küfret sonra adın hasan olsun insan dışı mahluk! sana bir örnek vereyim zekan almaz ama…ARAF-188.De ki: “Allah dilemedikçe ben kendime bir zarar verme ve bir fayda sağlama gücüne sahip değilim. Eğer ben gaybı BİLİYOR OLSAYDIM, daha çok SEVAP ELDE ETMEK isterdim ve KÖTÜLÜK HİÇ YAPMAZDIM. Ben inanan bir KAVİM için(MEKKE ÇEVRESİ) sadece bir uyarıcı ve bir müjdeciyim.” bu ayette allah cinlerden haber almak isteyenlere sesleniyor bilgine…

    • Emirhan
      16/01/2018, 17:23

      Kur’an-ı Kerim’de eğer cidden araştırmacı felansan ki öyle biri degilsin Ali İmran suresi 190-194 arasını oku

  2. ilker
    01/11/2017, 00:00

    İslam ile bilimin ters düştüğünü hiç görmedim düşemez de. Sen sadece Kör olmuşsun be hasan sana ne diyeyim ki seni aydınlatmak ile de uğraşmayacağım inan istesem bunu yapabilirdim fakat boşver kalbin kararmış seni ben ne desem boş.

  3. furkan
    29/12/2017, 18:49

    o avrupalı bilim adamı dediklerin biruni ibn-i haysem ebubekir er-razi piri reis gibi MÜSLÜMAN bilim adamlarından yararlandılar.İslamın bilimle doğrudan ilişkisini anlatmışlar bi araştır…

  4. Poiuy
    30/12/2019, 20:27

    Çok uzun👌👌👌👌👌🖕🖕🖕🖕

  5. Muhammet
    03/07/2020, 16:54

    Soru gayet açık ve net, yanıt da aslında öyle olmalı. Bilim ve İnanç; tariflerine bakalım Bilim adı üstünde bilmekten gelir. İnanmak onun da adı üstünde insan bilmediğine inanır. Din ile bilimin birinci önemli farkı “yanlışlanabilirlik” noktasındadır. Bilimde, yanlışlanabilir olmayan bir kavramın bilgi değeri yoktur. Elimde kırmızı bir balon var” yanlışlanabilir bir önermedir. Eğer yanlışsa, yani elimde bir balon yoksa, ya da başka renk bir balon varsa, bunu anlamak çok kolaydır. Fakat “Ölümden sonra hayat var” yanlışlanabilir değildir. Ya da “Komşunun başına gelen kötü olay, benim bedduam yüzündendir” gibi bir önerme, yanlışlanabilir değildir. Bilimde, yanlış olması durumunda, bunu anlamaya imkan olmayan bu tür ifadelerin bilgi değeri yoktur. Bilimle din arasındaki birbaşka fark, bilimde yargıların deneyden (testten) sonra, dinde ise önce yapılmasıdır. Bilim ile din bağdaşmaz. Din, bilimin ve bilimsel gelişmenin önünde bir engeldir. Burada anlaşılmayan nedir; daha fazlasını yazmayacağım değer mi bilmiyorum ama bildiğim bir şey var. F. Kafka “Dayanılmaz olan yaşam değil, insanlarmış.” Bakabilen ama görmeyen kör insanlar.

  1. No trackbacks yet.

Yorum bırakın

Adelina Sfishta

Okuyanlar Özgür Olmalı

Evrim Teorisi Online

Evrim hakkında herşey...

Virginia Woolf

Herkes kendi geçmişini, kalbiyle bildiği bir kitabın sayfaları gibi kapalı tutar ve dostları sadece onun başlığını okuyabilir.

ODILA BLOGGER by OAS

Turkish Geeks on Life & Politics...

YAŞAMAK ŞAKAYA GELMEZ

Facebook adreslerimiz: http://www.facebook.com/ata.fecob - http://www.facebook.com/pages/fvco/107464239362228

Komeleya Çand û Integrasyon a Kurd Luzern

Kürdischer Kultur und Integrationsverein Luzern/Mythenstrasse7,6003 Luzern

eren@home ~ $

Açık Kaynak, Linux, Programlama Dilleri, Amatör Telsizcilik gibi konular üzerine düşünceler

Ata FE COB

"En büyük yenilgimiz, bir alternatif fikrini kaybetmiş olmamızdır." ___Michael Lebowitz

WordPress.com

WordPress.com is the best place for your personal blog or business site.

CHP SULTANGAZİ

"Direnme gücü, dünya “evet” sözcüğünü duymak istediğinde 'HAYIR' diyebilme yetisidi" E. Fromm. ________“12 Eylül’de ‘HAYIR’ oyu vererek tokat atın, okyanus ötesinden de duyulsun” KILIÇDAROĞLU